İnsanın kendisi ile hayat ile dalga geçebilmesi ne güzel şeydir şu dünyada!
Hayat hafifleyiverir o zaman!
Kusurlar hafifler, problemler hafifler, zorluklar hafifler...
Kendimizin ve hayatın komik yönleri tek tek kendini göstermeye başlar!

Geçeriz o zaman, o aynanın karşısına... 
Onun yansımasından bakarız hayata!
Sonra da kimsenin yakalayamadığı o komik yanları, tek tek biz döküveririz ortaya.

"Kocan Kadar Konuş" filmini gördüğümde bana en çok bunu hatırlattı film!

Filmin ana karakteri Efsun, kendisine, çevresindeki insanlara, hayata, muhteşem bir mizahi bakış ile bakıyor ve film boyunca tüm karakterlere ve olanlara harika bir neşe ve hoşluk katıyor!
Kendimiz de dahil olmak üzere, insanları ve hayatı "mizahi bir bakışla" görebilme yeteneğinin güzelliğini ve büyüsünü bize hatırlatıyor!


Kocan Kadar Konuş!

Otuz yaşına gelmiş olan Efsun'un hâlâ evlenememiş olması, artık ailesini endişelendirmeye başlamıştır. Bu konuda bir şeyler yapmak gerekmektedir. İşte tam o sıralarda Efsun, yıllardır görmediği lisedeki aşkı Sinan ile karşılaşır. Bu defa Efsun'un çok da iyi bir aday olan Sinan ile evlilik yollarının açılabilmesi için, geniş bir yelpazeden oluşan ailenin kadın kadrosu devreye girecek ve böylelikle de gerek Efsun'da, gerekse Efsun Sinan etrafında dönen olaylarda devre atacaktır!


Evliliğe giden yol...

Filmde herkes Efsun'u bir an önce evlendirmek istiyor, istiyor da, bir insan filmde söylendiği üzere, "son derece bekar" ve bu durumdan da "son derece mutluysa"...
Efsun kendine harika bir dünya kurmuş.
Kitaplar, yazarlar, daldığı düşünceler ve kendisi...
Kendine has rahat giyinişi, yaşam tarzı, severek yaptığı kitap yayıncılık işi ile mutlu ve huzurlu bir hayatı var.
Tabi ki bunlar Efsun'un iç dünyasından yansıyanlar.
Dış dünyadan bakıldığında ise, Efsun'un hali tam bir içler acısı...
30'una merdiven dayamış, evde kalmaya yüz tutmuş, bakımsız olduğu gibi kadınsı hiç bir yönü de olmayan, üstelik lafını da hiç esirgemeyen, vahim durumda bir Türk kadını!
İvedilikle koca bulunması gereken acil bir durum olduğu gibi, işin en acı yanı da, Efsun bu kafa ve görünümle devam ettiği sürece de hiç ümit yok!

Halbuki Efsun'un ailesinde, Efsun'unun evlilik yolunu açtırabilecek donanımla kuşatılmış muhteşem bir kadın kadrosu var!
Geniş bir bayan yelpazesinden oluşan bu kadro, kadınlık deneyiminin yanı sıra yaşın getirdiği olgunluk ve tecrübeye de sahip bir anneanne, alımlı ve çok hoş bir anne, evlilik yolunda çağın tüm olanaklarını teknolojik alt yapı da dahil olmak üzere çok iyi bir şekilde bilen ve uygulayan iki gayet bakımlı kız kardeş, 23 yaşında evlilik teklifi almayı başararak rüştünü ispatlamış bir kuzen ve anne olarak kuzendeki bu başarının mimari olarak parıldayan bir teyze!
Zamanın çoğunda bir arada gördüğümüz bu muhteşem kadın kadrosunun Efsun olayına daha fazla gecikmeden çok acil olarak müdahale etme zamanı gelmiştir.


Evet, artık Efsun'un önünde yeni bir yol vardır!

Efsun'un mutlu mesut kendisi olduğu yol değildir bu!
Tribi ile, cep telefonuna cevap verme süresi ile, lokantada seçeceği yemeğin ne olacağı kararını karşısındaki erkeğe bırakması ile, bir kadını evliliğe götürecek yolun incelikleri ile donatılmış bir yoldur bu.
Artık Efsun'un, tavır, tarz, hareketlerinden, kitaplarından, hayallerinde konuştuğu sevdiği yazardan, yani artık kendisi ne ise, tüm onlardan iyicene bir sıyrılıp, onu evliliğe götürecek hale, tavra, şekle dönmesi gerekmektedir.
Böylelikle her bir karesinde kahkahalara götürecek Efsun'daki değişim hareketi seyirciler için başlamıştır.
Ailedeki kadın kadrosu, Efsun'daki bu değişim ve dönüşümün mimarı olacaktır.
Evlilik yolundaki taktikler, çok geniş bir yelpazede, aile kadınlarının yaş gruplarına ve deneyimlerine uygun bir şekilde sunulacaktır. Not etmek isterseniz filme yanınıza bir kalem kağıt alarak gidebilirsiniz.
Tüm bu olayları şaşkın bir şekilde izleyen ailenin tek erkek karakteri olan Efsun'un babası, bu dönüşümün yorgunluğu içinde kendisi de şaşkına dönmüş olan Efsun ile konuşurken, Efsun'a bir çocukluk anısını anlatır.
Baba, Efsun ve iki kız kardeşine çocukken civciv almıştır. Civcivler büyüdüğünde iki kız kardeşinki tavuk olurken, Efsun'unki horoz olur. Bunun üzerine, "Sen hep bir farklıydın kızım ve ben de senin bu farklılığını sevdim" gibi bir şey der baba. "Evet ya" der Efsun.  Sonra da kız kardeşleri küçükken hep bebeklerle oynarken, kendisinin babasının peşinden, babası O'na kitap okusun diye nasıl koştuğunu hatırlar. Babası da, "Evet, yine sana kitap okuyabilirim istersen. Ama yok ben artık bebeklerle oynamak istiyorum dersen, o da kabul kızım" gibi bir cevap verir.

Davetlisiniz!

Filmde Efsun'un gözünden muhteşem bir mizah ile işlenen Türk kadını ve evlilik konusundaki her bir detaya ayrı ayrı gülerken, insana ve hayata dair birçok şeyle siz de dalga geçmeye başlıyor ve hafifliyorsunuz filmden çıkarken...
Daha rahatsınız artık kendinize ve hayata karşı! İnsanların ve olayların arkasındaki o mizahi kıvılcımı yakalamaya hazırsınız...