Manisa'da yağmurlu bir gün. Yağan yağmur sebebiyle saha göle dönmüştü adeta. Sadece göl olsa iyi. Saha zemini bozuk olduğundan yer yer sulu balçıktı da, özellikle kale önleri...
Manisa ile Altınordu arasındaki müsabaka başladığında ben yoruldum izlemekten. Top, suyun çok olduğu yerlerde takılıyor, az olduğu yerlerde kayıp gidiyor. Oyuncular topa girdiklerinde duramıyor, rakibine dalıyordu. Hakem baştan uyarmış olsa gerek, daha ilk dakikalarda Mustafa'nın sert girişine sarı kart gösterdi. Oyuncular sert oynarsa, mutlaka bir sakatlık da yaşanabilirdi.

Manisasporlu oyuncu, kazandıkları serbest vuruşta doğrudan şut çekmeyi tercih etti. Top yerden kaya kaya gitti. Erce yattı ve topu tuttu ama üstü başı çamur oldu. Hazırlıklı gelmiş neyse ki, havlusuyla suratını temizledi.
20. dakikada Manisaspor defansının çok ileriye çıkmasını iyi değerlendiren Altınordu, Erdoğan ile arkaya sarktı. Erdoğan soldan kaleye yaklaştı, pasını Barış'a aktardı. Normal olarak burada tek vuruş gol yapar, çünkü kale bomboş ve kaleci önde kalmış durumda. Ama yerlerin ıslak olması sebebiyle önce düzeltip, sonra vurmayı yeğledi. Mustafa da arkadan gelerek ayağıyla vurmasına mani oldu. Bu fauldü. Hem penaltı hem de sarı kart. 2. sarı kart olunca da Manisaspor hem 1 kişi eksik kaldı hem de 1-0 geriye düştü.

Hakemin bol bol sarı kart göstermesine rağmen Bilal arkadan rakibini durdurmak için çelme takmaya çalıştı, bir kaç deneme sonrası başardı. Çok şanslıydı, kart görmedi. Hiç bir tehlike yokken bunu yapması, hiç akıllıca değildi.

Hızlı tempolu bir oyun olmasına ve 10 kişi oynamasına rağmen Manisaspor maçı dengede götürdü. Beraberlik golü fırsatları da yakaladı, ilk yarı gol atmayı başaramadı.
İkinci yarı da hızlı tempoda başladı. Altınordu kalabalık geldi, Uğur'la kaçırdı. Manisa atağa kalktı, Perovic'le attı. Skorda eşitlik vardı.
Altınordu organizasyon yapmasını çok seviyor. Neredeyse her maçta ayrı bir planları oluyor. Bu sefer de güzel bir paslaşma ve sonrasında yine Uğur vuruşu yaptı, sonuç alınamadı.

Golden sonra Altınordu oyunun hakimi olmuştu. Topla oynayan, yüklenen taraftı. Manisaspor ise hızlı hücumlarla gol arıyordu.
64. dakikada Kerim ceza alanı çizgisi önünden sert vurdu, Göktuğ çok güzel kurtardı. Yere düştüğünde sapsarı forması, kahverengiye dönüştü.
Skorun ardından 71. dakikada oyuncu sayısına da denge geldi. Caner yatarak topu kesti ama yerde kaydığından top eline geldi. Hekem 2. sarı kartını gösterdi. Bu biraz ağır bir karar oldu.

Moral bozmayan konuk takım, arka arkaya pozisyonlar yakaladı, Göktuğ geçit vermedi. Ama o da bir yere kadar. 70'de oyuna giren Mirkan, 6 dakika sonra takımını tekrar öne geçirdi attığı kafa golüyle.

Her iki takımda gol aramaya başladı. Maç daha da heyecan verici bir hale geldi. Ancak gol atmayı başarabilen olmadı.
Her iki takımda çok koştu, çok savaştı, çok istedi. 2-1'lik sonuçla kazanan Altınordu oldu, uzun aradan sonra galibiyetle tanıştı. Manisaspor için ise büyük bir moral bozukluğu oldu. Küme düşme potasının hemen üstündeki takımla puan farkı biraz yüksek ve bu yüzden kendi sahasında maç kaybetmemesi gerekiyordu.

Denizlispor fırsatı kaçırdı

Ligin dibini ilgilendiren önemli bir mücadele. 6 puanlak bir maç. Denizlispor kendi sahasında ve bu sebeple mutlaka galibiyete ihtiyacı var Samsunspor karşısında.
Denizlispor daha ilk dakikalarda pozisyon yakaladı ama sonraki için 11. dakikayı bekledik. Yine Denizli geldi. Solda Ziya defans arkasına sarktı, çizgiye inip, ceza alanı içerisindeki Kappel'e aktardı ama vuruşu auta gitti. Güzel bir ataktı.

Samsunspor'un ilk ceza alanı içerisine girmesi için ise 28 dakika geçmesi gerekti. O da kornerle sonuçlandı, önemli bir şey çıkmadı.
Maçın şu ana kadar ki en net pozisyonunu Samsunspor yakaladı. İlerideki tek oyuncu Ahmetdefans arkasına kaçırıldı. Ceza alanına girdi, yardıma gelen arkadaşı Chibuike'ye çıkardı. Kaleciyle karşı karşıya iken, Asil Kaan gole izin vermedi. Seken topta da kale boş sayılırdı, Ayite auta vurdu.
Bol bol pas hataları yapıldı. Denizlispor rakip yarı alanının ortasına kadar rahat gitse de burada tıkandı kaldı. Pas almaya giden oyuncu yoktu. Olmayınca paslar zorlama atıldı, yerini bulmadı.

Sık sık sakatlıklar yaşandı ve tedaviler uzun sürdü. Bu da oyunun çok durmasına neden oldu. Çok yavaş tempoda oynandı. Buna rağmen karşılaşma sadece 2 dakika uzadı. En az 5 dakika uzaması gerekirdi.
Uzatma dakikalarının son saniyelerinde Yasin kaleciyle karşı karşıya kalacaktı ama topa sahip olamadı, ayağından açtı. Tutmak yerine vurmayı denese, gol olma olasılığı çok yüksekti.

İkinci yarı hızlı başladı. Her iki takımda pozisyon bulmayı başardı ilk dakikalarda.
Bu yarıda da topla daha çok oynayan yeşil siyahlılar olsa da, gol atmaya daha yakın takım, kırmızı beyazlılardı. Yani Denizli bal yapmayan arı idi.
Ziya oyundan alınınca teknik direktör Reha Erginer taraftarlardan tepki aldı. Doğrusu ben de onun niye çıkarıldığını anlamadım. Hocası daha iyi bilir elbet ama yine de Denizli'nin çalışkan oyuncularından biri idi. Her an her şeyi yapabilecek özelliklere sahipti.
Santrafor Yasin kalecilerden sonra sahanın en az koşan oyuncusudur mutlaka. İleride bekleyen, defansif hiç bir katkı yapmayan, topla buluşmasını ise sadece defans arkasına atılan toplara bağlamış bir oyuncu. 2 defans oyuncusu arasında kaybolup gitti. Denizlispor'da ne bir Quaresma var ne de bir Feghouli ona istediği topları atsın. Hareketli oynaması lazım. Hep top beklememeli ve her zaman gol atmaya odaklanmamalı. Yeri geldiğinde geriye gelmeli, arkadaşlarından pas almalı, istasyon olmalı, verkaçlara girmeli, atmaktan çok attırmayı denemeli. İşte o zaman daha işlevsel bir takım olur Denizlispor, kademe atlar. Etkisizliği yüzünden de 69. dakikada oyundan alındı.

Maçın kırılma anı 77. dakika idi. Tüm hatlarıyla ileriye çıkan Denizlili oyuncular kaptırılan topta gafil avlandılar. Orta sahadan çıkan Enes topla buluştu. Asil Kaan kalesinden yaklaşık 35 metre çıktı atağı kesmek için. Kaleciyi de çalımlayan Enes bomboş kalacakken, arkadan şimşek gibi gelen Kerem araya girdi, gole izin vermedi.
Samsunspor istediğini aldı ama Denizlispor büyük bir fırsatı elinden kaçırdı, küme düşme hattından kurtulamadı.