İzmir'de yayın hayatını sürdüren yandaş gazetelerden birinin 6 Ağustos 2018 tarihli sayısının başlığını kullanmış oldum. Evet, ne yazıyordu başlıkta "Yaktın Bizi Başkan". Başlık böyle olunca üstelik yan yana sıralanmış iki adet resim de konulunca ister istemez merakımız oluştu, gazeteyi aldık ve okuduk.

Gazetedeki resimlerden birini zaten ülke çapında yaygın gazetelerde görmüştüm. Belediye bütçesi 40 milyon olan Tunceli'deki klimalı ve kitaplıklı otobüs durakları söz konusu ediliyordu. Bizim İzmir merkezli bölge gazetemiz de bu haberi almış, kentimizle karşılaştırarak İzmir'de neden olmasın demekteydi.

İşte o haberden bir bölümü sizlere aktarayım: "Tunceli Belediyesi, halkın yazın sıcaktan rahatsız olmaması, kışın da soğuktan etkilenmemesi için klimalı durakları hizmete açtı. En işlek caddelere kurulan klimalı duraklarda kitap okuma seçeneği bile sunuldu. Bu kentlerde yaşayanlar, klimalı durak konforu yaşarken, Türkiye'nin 3'üncü büyük kenti İzmir'de ise halk 40 dereceyi aşan sıcaklarda açık duraklarda bekliyor. İzmirliler, yıllardır dile getirdikleri klimalı durak taleplerini ısrarla yerine getirmeyen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na "Yaktın bizi Başkan" diye sesleniyor."

Güzel Türkçemizin akıllardan çıkmayacak kadar güzel deyimleri, atasözleri vardır. Onlardan bir tanesi de "Yiğidi öldür, hakkını yeme" değil midir? Şimdi yazacaklarımı, sakın ha Bir Aziz Kocaoğlu methiyesi  olarak değerlendirmeyin lütfen. Biraz önce yazdığım üzere yandaş gazetede çıkan haberi yiğidi öldür, hakkını yeme düşüncesi içinde değerlendirmeyi düşündüm. Ben o yandaş gazetenin Aziz Kocaoğlu'na karşı olduğunu hem de her alanda karşı olduğunu biliyorum. Olsun, öyle bile olsa sırf karalamak ya da beceriksizlikle suçlamanın bu denli haksızlıkla dolu olabileceğini aklıma bile getirmek istemem.

Allah için şöyle bir düşünün; Tunceli dediğiniz bir boğaz içine sıkışmış belki belki 40 bin kişilik bir şehir. Otobüs şebekesi kaç durak olabilir ki? Öte yandan bir de İzmir'i gözünüzde canlandırın, benim bildiğim yalnızca İzmir ve Karşıyaka tramvay duraklarının sayısı galiba 60'ın üzerindedir. Bunların yanında bir de otobüsleri ekleyiniz, sanırım bu durakların klimatizasyonu ve kitaplandırılmasının mali portesi tüm Büyükşehir bütçesiyle bile karşılanamaz.

Aziz Kocaoğlu'nun İzmirli hemşerilerini yakmak gibi bir düşüncesinin olabileceğini aklıma bile getiremiyorum. Devr-i iktidarında finansmanı kentin öz kaynaklarından sağlanabilecek nice projelerinin ne denli güçlüklerle karşılaştığını ve geciktirildiğini tüm kentlilerimizin bildiğini sanıyorum. Sayın Başkan Kocaoğlu'nun yapamadığı konforlu duraklar ile değil  Üçkuyular-Narlıdere, Üçyol-Tınaztepe metro ve Buca-Bornova tünel projeleri ile değerlendirilmesi gerekmez mi? Bu yazdıklarım hemen ilk akla gelenler, daha nicelerinin olduğunu yadsıyabilir miyiz? O zaman, işte o zaman "Yiğidi öldür, hakkını yeme" atasözünü aklımıza getirmeliyiz.
Esenlikle kalınız...