Aykut Polatlı-Osman Mayatepek, bilmeyenler için söyleyelim, Enver Paşa'nın torunudur. Anneannesi Osmanlı Hanedanı'ndan Naciye Sultan'dır. Enver Paşa hakkında aileden gelen bilgisiyle ve bazı belgelerin ışığında konuşmalar yapmaktadır. 10 Aralık'ta da Gediz Üniversitesi'nde Enver Paşa hakkında bir konuşma gerçekleştirdi. Konuya ilgi duyan öğrenci ve akademisyenlerin bulunduğu konferansta Mayatepek, Enver Paşa'nın günümüzde yeteri kadar araştırılıp ilgi gösterilmemesi konusunda ise şöyle dedi: Enver Paşa, 1. Dünya Savaşı'nda kaybetmesine rağmen askerler tarafından halen sevilmesi dolayısıyla ikilik doğar korkusuyla kötü yönde propaganda ile unutturulmak istenmiştir. Aslında Mustafa Kemal Atatürk'e yazdığı bir mektupta şunları söylemektedir: 'Eğer Sakarya'da başarılı olursan ülkeye bir daha adımımı atmayacağım ama eğer başarısız olursan Kurtuluş Savaşı'nda ülkemi kurtarmak için geri döneceğim' demiştir. Mustafa Kemal Atatürk de Enver Paşa'nın 1922 yılında vefat etmesiyle gözünden iki damla yaş akıtarak şunları söylemiştir: 'Yiğit adamdı. Gerisini tarihe bırakalım.'

Sarıkamış'ın suçlusu, Enver Paşa değil

Enver Paşa'nın askeri açıdan çok başarılı olduğuna da değinen Mayatepek, Enver Paşa'nın bu başarıları sayesinde harbiye nazırlığına (günümüzde Milli Savunma Bakanlığı) kadar yükseldiğini dile getirdi. Sarıkamış üzerinden Enver Paşa'nın karalanmak istendiğini de sözlerine ekleyen Mayatepek, tek sorumlunun Enver Paşa olmadığını söyleyerek Sarıkamış'taki genel durumu şöyle özetliyor: Sarıkamış'ta Rus ordusu Erzurum önünde. Türk tarafında ise Hasan İzzet Paşa orduyu komuta ediyor. Hasan İzzet Paşa aslında biraz ürkek bir insan. Ruslara karşı iki karşılaşmada da başarılı olmasına rağmen Rusları tümüyle geri püskürtecek şekilde bir saldırı gerçekleştirmiyor. Hatta 15 kilometre kadar da orduyu geri çekiyor. 24-25 Aralık yani Noel'de Enver Paşa, Ruslara karşı bir saldırı yapılması yönünde hazırlıklar yapıp, bu yönde de emirler veriyor.  Lakin komutanlar emirlere riayet etmedikleri için bu saldırı ancak ocak ayı başında yapılıyor. Komutanlar böyle bir emir olmamasına rağmen askerleri Allahüekber Dağları'ndan götürüyor. Bu zaman zarfında saldırıdan haberdar olan Ruslar da trenlerle buralara takviyeler yapıyorlar. İşte bu yüzden bu cephede başarısız olduk. Ama buna rağmen Ruslar Erzurum'dan ötesine bir daha kımıldayamadılar.

Enver Paşa, Çanakkale'de de vardı

Sarıkamış'ın temcit pilavı gibi devamlı gündeme getirildiğini belirten Mayatepek, tepkisini gizlemeden bu konudaki eleştirileri de şöyle cevap verdi: Sarıkamış temcit pilavı gibi devamlı gündeme getiriliyor. Enver Paşa konum itibariyle sorumlu tutulabilir. Çanakkale'de de Enver Paşa yok muydu? Niye bunun altını çizmiyorlar. Burada Mustafa Kemal'in büyük deha ve başarısını gözardı etmek için söylemiyorum. Ancak orada başka komutanlar da vardı. Enver Paşa da oradaydı. Burada çok yanlış olan bir durumdan söz ediyorum. Mustafa Kemal'in tüm Çanakkale Savaşı'nı kazandığı yanlıştır.

Tartışmalar afaki

Enver Paşa'nın Osmanlı'nın 1. Dünya Savaşı'na girmesinden de sorumlu tutulduğunu söyleyen Mayatepek, 'Osmanlı'nın 1. Dünya Savaşı'na girmeme gibi bir lüksü yoktu' dedi. Almanya ile birlikte savaşa girilmesinin nedeni olarak Enver Paşa'nın Alman hayranlığının gösterildiğini belirten Mayatepek, 'Enver Paşa, Fransa'ya adeta yalvarıyor. Yanında savaşa girmek için. Muhatap bile olmuyorlar. Keza Rusya'dan da hayır cevabı alıyorlar. Bu devletlerin Osmanlı ile müttefik olmamasının nedeni Osmanlı topraklarına göz dikmeleri. Sanki Almanya koşa koşa müttefikimiz olmuş gibi konuşmalar yapılıyor, kitaplar yazılıyor. Onlar bile bizimle kolayca müttefik olmamışlardır, zar zor müttefikliği kabul ettiler. Yani sonuçta, bu noktadan sonra 1. Dünya Savaşı'na girilmemesi gerektiği tartışmalarını afaki buluyorum' dedi.

Kurtuluş Savaşı'nın komutanlarının önünü o açtı

Enver Paşa'nın kişiliği ve Mustafa Kemal Atatürk'le olan ilişkisine de değinen Mayatepek, şunları söyledi: Enver Paşa cesur bir insan. Yürek, cüsseyle birlikte küçülmez derler, öyle bir insan. Ölüm bilmeyen, tanımayan biri. Sarıkamış'ta da diğer cephelerde de daima ön cephede, askerlerle birlikte. Enver Paşa, harbiye nazırı olduktan sonra 1200 kadar komutanı tasfiye ediyor. Yerlerine genç komutanları getiriyor. İşte Mustafa Kemal, Karabekir ve Orbay'ın böylelikle önleri açılıyor. Kurtuluş Savaşı'nı gerçekleştirenler de bu subaylar. Enver Paşa, 1. Dünya Savaşı'nın kaybedileceğini ön gördüğü için de Anadolu'nun çeşitli yerlerine silah ve cephane saklıyor. Bunlar daha sonra da Kurtuluş Savaşı'nda kullanılıyor. Hatta Mustafa Kemal'e mektup yazıp bu silahların saklandığı yerleri de söylüyor.

Türk tarihi magazinleşmiş

Osman Mayatepek, Sarıkamış ve Enver Paşa'nın yeterince araştırılmamasının nedeni olarak Türk tarihinin magazinsel hale gelmesinin de büyük rolü olduğunu söyledi. Mayatepek genelkurmay ve Rus arşivlerinin incelenmesi durumunda Enver Paşa hakkındaki tüm suçlamaların asılsız olduğunun anlaşılacağını belirterek, 'Genelkurmay ve Rus arşivlerini inceleyen yok. 90 bin Türk askerinin donma olayı yok. Hatta Ruslar daha fazla dondu. Çünkü Ruslar savunma yapıyorlardı ve kıpırdayamıyorlardı. Türkler ise saldırı yapan taraf olduğu için devamlı hareket halindeydiler' dedi.

Saray hayatı dizilerdeki gibi değil

Tarihi dizilerin tarihe ilgi duyulması açısından olumlu olduğunu da belirten Mayatepek, 'Dizileri izlerken orada canlandırılanların tarih değil kurugu olduğu unutulmamalıdır' dedi. Mayatepek, saray hayatının dizilerdeki gibi çok renkli olmadığını hatta çoğu zaman bunaltıcı bile olduğunu sözlerine ekleyerek, 'Osmanlı'da dizilerdeki gibi çok renkli bir hayat yoktu. Hatta o kadar monotondu ki... Herkes tek başına yemek yer, akrabalar birbirini bayramdan bayrama görür, saray ahalisi çoğunlukla dışarıya adımlarını bile atmazdı. Benim anneannem Naciye Sultan'ın Enver Paşa ile evlenmesinde de en büyük faktör buydu. Böylelikle saray dışında, heyecanlı bir hayat yaşama arzusu içindeydi' diye konuştu.