Kütahya-Eskişehir karayolunun 35. kilometresinde bulunan merkeze bağlı Sofça köyünde, Porsuk Barajı'nın yapılmasından sonra "camisi sular altında kalmasın" diye taşınınca, minare tek olarak yerinde kaldı.

Barajın debisinin yükselmesinin ardından sular altında kalan minare, suların çekilmesiyle bulunduğu yerde güzel bir görüntü oluşturuyor. Ayrıca köylüler, minareyi ışıklandırıp 5 vakit ezanı buradan duyuruyor.

Köy muhtarı Ali Ekber Yiğit yaptığı açıklamada, minarenin hikayesinin 1949 yılında Porsuk Barajı'nın inşaatıyla başladığını söyledi. 1950 yılında, köylerinin barajın karşı tarafında olduğunu ve su tutulmaya başlanmasının ardından göç ettiklerini belirten Yiğit, şöyle konuştu:

"Camimiz, 1951 ve 1952 yıllarında çeşmeyle beraber aynı zamanda yapılıyor. 1970'li yıllarda barajın su tutma kapasitesi artırılınca daha sonra köyde istimlak söz konusu oluyor. Ahşap işçiliği çok yoğun olan camimiz de o yıllarda göçürülerek bir üst tarafa alınıyor. O yıllarda bizde görüp yaşadık. Cami sular altında kalınca, biz köylüler olarak minaremizi yıkmaya kıyamadık, göze alamadık. Resmi birimlere de bazı girişimlerimiz oldu güçlendirmek amacıyla. Bir takım sorunlar çıktı, yerin kamusal alanı olduğundan dolayı. Sonra teknik araştırmalar yapıldı, zemin etüdü çürük çıktı."

Minarenin onarımı için sponsor aranıyor

Yiğit, minarenin güçlendirilmesi amacıyla proje hazırladıklarını ve bu konu kapsamında Anıtlar Yüksek Kuruluyla çeşitli görüşmeler gerçekleştirdiklerini anlattı.

Bu görüşmelerden olumlu sonuçlar aldıklarını ifade eden Yiğit, "Minaremizin yapımı için de bir sponsor arıyoruz. Burası iki büyük deprem yaşadı ama minaremizde kısmen hasar oluşsa da yine sağlam ayakta. Köyümüzün sembolü olarak duruyor ve dursun istiyoruz. Yani yıkmak aklımızın ucundan bile geçmiyor, resmi yetkililerin de düşüncesi bu doğrultuda. Bu konuda ilgili hayır sahiplerini, iş adamlarını köyümüzün çeşitli nimetlerinden hem faydalanması için hem de minaremizin güçlendirilmesi için buraya bekliyoruz" diye konuştu.