Jülide Yurteri Şehitoğlu- Konak'ın Çankaya semtindeki fötr şapka ustası 74 yaşındaki Sami Ergener, kovboy şapkası da yapıyor, Panama Modeli de, Hasır Bot da, pilot, motorcu, kalpak, scoppy, helmet, baseball, kasket, kaptan, mezuniyet kep, izci şapkası, fes ve binici şapkası da. Günün modasına uygun moddeleri de ustalıkla atölyesinde üretiyor. Ünlü aktör Humphrey Bogart'un şapkasını yapmaktan çok zevk aldığını ve gururlandığını söylüyor. Geniş bir yelpazede üretim yapan Ergener, şapkaların insanların kişiliklerine zenginlik kattığını savunuyor. Yetişmek isteyen gençleri de atölyesine davet ediyor.

İstanbul'daki ünlü fötr şapka üreticisi Pepo Şapkaevi'nde yıllarca çıraklık ve kalfalık yapan Sami Ergener, daha sonra İzmir'e dönerek 'Sami Şapka' adını verdiği kendi atölyesini açtı. Yarım asırdan uzun süredir şapka ustası olan Sami Ergener, o dönemlerde İzmir'de çok sayıda şapka üreticisi varken, son yıllarda Çin'den ucuz ve kalitesiz mallarının getirilmeye başlanmasıyla işlerin azaldığını ve birçok meslektaşının bu işi bıraktığını söyledi.



Çin malları yüzünden çok ustayı kaybettik

Atölyesinde tek başına da kalsa üretimi sürdürdürmekte inat eden Sami Ergener şunları anlattı, "Bir dönem fötr şapkaya ilgi çok fazlaydı ama, ithal gelmesi nedeniyle ister istemez fiyatı yüksekti. Fiyatın yüksekliği nedeniyle birçok kişi fötr şapkadan vazgeçmişti. Burada alternatif bizdik. Biz, yurtdışından yarı mamül (kloş) olarak getirtiyor ve burada tamamlayarak daha ucuza mal ediyorduk. 14 makinem vardı, 15- 16 kişi çalışırdık. Yazın bu sayı çok artardı. Ama Çin'in ucuz malları bizim sektörü de yıktı. İnsanlar fiyatın ucuzluğundan, sağlığı açısından kendisine vereceği zararı dikkate almadan, Çin mallarına yönelince, İzmir'in yanı sıra diğer şehirlerdeki çok sayıda meslektaşım başka iş dallarına geçmeyi tercih etti. Ben işi küçülttüm, tek başıma kaldım ama direniyorum."

En kalitelisi tavşan tüyü keçesinden

En iyi kalitedeki fötr şapkanın keçeleştirilmiş tavşan tüyünden yapılan olduğunu belirten Ergener, yurtdışından yarı mamül (kloş) alım yapmamak için kendi hammadde üretim tesisini kurmaya çalıştığını anlattı. Sami Usta, tesisi tamamlayınca öncelikle tavşan tüyünden yünü keçeleştirme işlemine başlayacağını, bu arada da kalıplar hazırlayarak değişik fötr şapka modelleri üreteceğini söyledi.


Bot şapkanın hikayesi

19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren genelde hem erkeklerin hem de kadınların boş zaman aktivitelerinde giydikleri bir aksesuar olan hasır bot şapka, cemiyet buluşmaları olarak tabir ettiğimiz toplantıların da ana konusu olur. Şapkanın nasıl kullanılacağı ve nerelerde hangi şapkanın kullanılması gerektiği cemiyetin en ilgisini çeken konu haline dönüşür.
Venedikli gondolcularla başladığı serüvene seçkinlerin giydiği bir aksesuar olarak devam eden hasır şapka, I. Dünya Savaşı'nın patlak vermeye başladığı dönemde FBI ajanlarının resmi görevlerinin dışında giydikleri bir üniformaya dönüşerek hayatına politik bir karakter olarak devam eder. Politik çevrelerce bir hayli benimsenen hasır bot şapka, yine aynı tarihlerde İngiliz Demokrat partisinin resmi üniformasının aksesuarı olarak tarih sayfalarına geçer.
1880'li yıllarda İngiliz okulları hasır şapkayı üniformanın bir parçası olarak kullanmaya başladığında şapka tamamen yeni bir öneme ve karaktere bürünür. Aynı dönemde yetimhanelerinde de bu şapkayı kullanması şapkanın hali hazırda var olan popüleritesini zedelese de özel okullar hasır bot şapkanın kullanımına ısrarlı bir şekilde devam eder. Öyle ki II. Dünya Savaşı sonrası hasır bot şapkalar İngiltere 'deki özel okulların ayrıcalık ve üstünlüğünü temsil eden bir objeye dönüşür. Toplumsal ayrışmanın ve sınıfsal farklılıkların en net şekilde görünür olmasının bir diğer adı olur. Genel geçer normlar için ciddi önem taşımaya başlayan bu şapka özel okullarda okuyan öğrenciler için bir zaman sonra okulun hem içinde hem de dışında giyilmesi gereken bir obje olur.

Hem de erkeklerin popüler aksesuarı

Hal böyle olunca böylesi bir zorunluluğun dayatılmasından dolayı öğrencilerde hasır bot şapkadan nefret etme eğilimi baş gösterir. Nefret kelimesinin üzerinde hayat bulduğu, bu naif amaçla üretilmiş, şapkadan, öğrenciler sistemin dayatmasının öcünü çıkarırlar ve frizbi gibi fırlatılıp tekmelenen bir oyuncağa dönüştürürler.

Böylece bir nevi saygınlığı ve üstünlüğü işaret etmesi dolayısıyla özel okullar tarafından takılması zorunlu hale getirilen bu şapka, giyildiğini görenlerin hiç hoşlanmadığı bir aksesuara dönüşmeye başlar. O kadar sevilmeyen bir aksesuar haline gelir ki sene sonu merasimlerinde sapka yakmak bazı öğrenciler tarafından bir geleneğe dönüşür. Tepkilerin böylesi sert gösterilmeye başlanması üzerine bir çok özel okul hasır bot şapkaları okul üniformalarının bir parçası olmaktan çıkarır. Tabi şapkanın serüveni burada da son bulmaz. 1920'li yıllarda açık hava sporları yeni bir hobi olarak ortaya çıktığında hasır bot şapkalarda tekrardan moda sektörüne göz kırparak hem kadınların hem de erkeklerin popüler aksesuarı olur. Tarihler 2000'lere yaklaşırken türlü form ve şekillerde karşımıza çıkan hasır, şapka olarak kullanılan özelliğini neredeyse hiç yitirmez. Özellikle yaz aylarından hemen hemen tüm kıyafetlerle kombinlene olabilecek çok kullanışlı bir aksesuar olarak dolaplarımızda yerini alır.