Hane halkının yastıkaltında tuttuğu tahmin edilen 5 bin ton altın, son 1 yılda değerine 148,2 milyar lira daha kattı.
Altın fiyatları, yıllık yükseliş geleneğini 2016'da da sürdürdü ve yatırımcısının yüzünü güldürdü.
Parasal değeri 2015 yılı sonunda 503,9 milyar lira olarak ölçülen yastıkaltındaki 5 bin ton altın 1 yılda değerine yaklaşık 148,2 milyar lira daha katarken, hane halkının yastıkaltındaki birikimi 650 milyar lirayı geçti.
*- Değer artışı yaşandı
İstanbul Altın Rafinerisinin (İAR) yastıkaltında olduğunu tahmin ettiği 5 bin ton altın son 1 yılda ciddi bir değer artışı yaşadı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre 2015 Aralık'ta 100,78 lira olan gram fiyatı ile yastıkaltındaki 5 bin ton altının toplam değeri 503 milyar 900 milyon lira olarak ölçüldü.
Bu değer, cuma günkü kapanışta 130,42 liralık gram fiyatı baz alındığında ise 652 milyar 100 milyon liraya tırmandı.
Bu verilere göre yastıkaltındaki altının toplam değeri son bir yılda 148 milyar 200 milyon lira daha artarak yatırımcısını sevindirmeye devam etti.
*- 2016 rekor yılı oldu
Küresel krizin yaşandığı 2008 yılının sonunda gramı 40,13 lira olan altın, yıllar içerisinde ciddi yükseliş kaydetti.
Gramı 2009 sonunda 54,94 liraya yükselen altın, 2010 sonunda 68,04 liraya, 2011 sonunda ise 98,94 liraya tırmanırken; 2012 sonunda 96,65 liraya, 2013 sonunda da 81,85 liraya geriledi.
Ancak 2014'te özellikle dolar kurundaki yükselişin etkisiyle tekrar toparlanma gösteren altının fiyatı, aynı yılın sonunda 88,92 liradan alıcı buldu.

Kayıtlara geçen

Altının gram fiyatı 2015'te 100 liranın üzerinde dengelenirken, 2016 rekor üzerine rekorların kırıldığı yıl olarak kayıtlara geçti.
2015 yılında artan küresel piyasalardaki belirsizliklerin 2016'ya taşınması, uluslararası yatırımcıların güvenli liman olan altına yönelmelerine neden olurken, bu da altının ons fiyatının 3 sene devam eden yıllık düşüş serisini sonlandırarak yükselişe geçmesini sağladı.
Yurt içinde ise hem ons fiyatındaki yükselişten, hem de dolar kurunun 3 liranın üzerine çıkmasından destek bulan altının gram fiyatı, 9 Kasım 2016'da 139,5 liraya tırmanarak tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü ve yılı 130,42 seviyesinden tamamladı.

10 şirket halka arz için bekliyor

Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, 10 şirketin 2017nin ilk çeyreğinde halka arz için beklediğini açıkladı. Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, en geç 2018 sonunda 1 milyar dolar büyüklükle Borsa İstanbul'un halka arzını gerçekleştirmeyi hedeflediklerini söyledi.
Karadağ, 'Uygun uluslararası finansal iklimi de yakalamak önemli. Kısmen tamamlamayı öngördüğümüz süreçlerde de özellikle Nasdaq ve FETÖ operasyonu nedeniyle ertelemeler yaşadık. Bu anlamda taslağı Bakanlar Kurulu'na gönderdik.
2018 yılında mayıs, haziran gibi mümkünse, halka arzı tamamlamayı ve ilk kendi şirket hisselerimizin de kendi listemize kayıtlı işlem yapmasını arzu ediyoruz. Daha öne de alabiliriz. Geri adım atmayı düşünmüyoruz' dedi.

Tek çatı altında buluşuldu

Borsa İstanbul'da birden fazla pazar, market ve borsanın tek çatı altında birleştiğini belirten Karadağ, borsanın yatay ve dikey entegrasyonu sağlanmasıyla entegre bir finansal süpermarkete dönüştüğünü dile getirdi.
Finansal anlamda akla gelebilecek tüm ürün çeşitliliği ve hizmet yelpazesinde işlem gerçekleştirebildiklerini ifade eden Karadağ, bundan sonraki aşamada bu yapı ile sermaye piyasalarının gelişmesine katkı verilebilecek yollar geliştireceklerini dile getirdi.

Bankalar düz kredi vermesin

Bankacılık kesimine yoğunlaşan finansal sistemin borsa ve sermaye piyasalarına ve menkul kıymet kullanımına yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Karadağ, bu konuda Türkiye Bankalar Birliği ve diğer sermaye piyasası kuruluşlarıyla yakın çalıştıklarını söyledi.
Karadağ, 'Biz bankalardan şunu istiyoruz: Düz kredi verme. Bir projeyi menkul kıymete dönüştür. İster proje finansman bonosu, ister varlığa dayalı menkul kıymet ister sukuk yap. Finansman gerçekleştikten sonra bankanın elinde sadece kredi alacağı değil, menkul kıymet olsun ki o menkul kıymet Türkiye'de veya uluslararası ikinci el piyasalarda borsada alınıp satılabilsin. Bu riski ve getiriyi geniş kitlelerle paylaşabilmeyi sağlıyor. İkincisi de finansal sistemdeki dalgalanmalara göre o risk tüm finansal sistemle paylaşılabiliyor' diye konuştu.

Konutta tüketici daha bilinçli

Gayrimenkul sertifikaları tarafıyla ilgili de çok yoğun çalıştıklarını anlatan Karadağ, burada gayrimenkul projelerinin bağımsız bölümlerinin menkul kıymete dönüştürülmüş küçük parçalarla satılmasını önerdiklerini ifade etti.
Gayrimenkul sertifikasının tam inovatif bir ürün olduğuna dikkati çeken Karadağ, 'Burada sağlıklı bir şekilde ilerleme sağlayacağımızı düşünüyoruz. Halka arz seferberliğinde birçok kötü hisse satıldı, sıkıntılar yaşadık, mağduriyetler oluştu.
Ama konut tarafında finansal tüketici daha bilinçli. Dolayısıyla gayrimenkul sertifikasını hisseden daha iyi anlatabiliriz. İnsanlar bu tür projelere menkul kıymet tarafından ufak hisselerle güvenilir bir şekilde başlangıç aşamasında yatırım yapsınlar, proje tamamlandığında da bunu ister eve dönüştürsünler, ister ikinci elde bu değer artışından yararlansınlar istiyoruz.' ifadelerini kullandı.

Ulaşımdaki sıkıntı sürüyor

Olumsuz hava koşulları sürüyor. Birçok uçak seferi iptal edilirken, birçok karayolunda yoğun kar yağışı nedeniyle binlerce araç yollarda kalırken, birçok deniz ulaşımı da iptal edildi.
İşte bu şartlar altında İstanbullines'a ait bir feribotta, hava koşulları nedeniyle yaşanan olumsuzluğa dair basında bir takım haberler yer aldı. Gemide İzmir ve Egeliler de olduğu için, konuya istinaden İstanbullines'ın Haber Ekspres'e yaptığı açıklama şöyle:

Zarar karşılanacak!

'İstanbullines olarak, hizmete başladığımız 2013 yılından bu yana tecrübeli personelimiz ve yeni model feribotlarımız ile 3'üncü yılımızın sonunda 4 milyona yakın araç ve 10 milyonun üzerinde misafirimize en güvenli yoldan 'feribotla seyahat' hizmeti vermiş olmanın gururu ile yeni yıla merhaba dediğimiz bu günlerde yüksek teknolojili feribotlarımızdan biri olumsuz hava koşullarından etkilenmiştir.
Yaşanan durum, tecrübe sahibi kaptanlarımızca kısa sürede kontrol altına alınmış olup herhangi bir yaralanma ve can kaybına yol açmamıştır. Sadece birkaç araçta küçük çaplı hasarın oluştuğu bu durum karşısında, hiçbir misafirimiz mağdur edilmemiş olup sigorta şirketimiz gerekli işlemleri başlatmıştır. Temel amacı halkımıza hizmet etmek olan firmamız yaşanan bu gelişmelerden büyük üzüntü duymaktadır.'

Adil Kullanım Kotası kalkıyor

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Adil Kullanım Kotası'nın kaldırılacağını söyledi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'ın sözünü ettiği, 'Adil Kullanım Kotası' (AKK) nedir?
AKK uygulaması, Türkiye Telekominikasyon İletişim Başkanlığı tarafından zorunlu kılınmış bir uygulamadır. Ancak adil Kullanım Kotası'nın ne kadar olacağı, dolduktan sonra internet hızının ne kadar düşeceği internet servis sağlayıcısına bağlıdır. Adil Kullanım Kotası'nın (AKK) aynı hizmet için aynı ücreti ödeyen kullanıcılar arasında hizmette kalite eşitliği yaratmaya yönelik bir uygulamadır. AKK sayesinde sizinle aynı hattı kullanan başka kullanıcıların, aşırı yükleme yaparak, sizin kullanmanız gereken bant genişliğini çalmalarının önüne geçilir, bu sayede size söz verilen internet hızını (bant genişliği) kullanmanız engellenmez.
Adil Kullanım Kotası olmayan internet paketleri de mevcuttur ancak bunların fiyatı, AKK'li muadillerine kıyasla çok daha pahalıdır. Aynı hızda bir internet aboneliğinin AKK'siz versiyonuna iki katına yakın ücret ödemeniz gerekebilir.

Önemli bir anıt

Karşıyaka'nın simgesi, belediyenin logosunda da yer alan 'Atatürk, Annesi ve Kadın Kadın Hakları Anıtı'; çiğnenmekte olan kadın haklarının Atatürk ve kurduğu Cumhuriyet ile yücelmeye başladığını simgeler.
Ulu önder Atatürk, annesi Zübeyde Hanım, mermi taşıyan Türk Anası, Cumhuriyet ve Demokrasi ile başlayan seçme, seçilme ve her dalda yetişen uğraş veren Türk Kadınlarını simgeleyen kabartma figürler var. 1972 yılında Mimar Erkal Güngören ve Prof. Dr. Tamer Başoğlu tarafından yapıldı, Cumhuriyetimizin 50.yılı 1973 yılında açıldı.

Karşıyaka'nın simgesi

Böylesine kentiyle bütünleşmiş, yapımı için şehir içi vapur hatlarına kumbaralar konularak halkın destekleriyle hayata geçirilen, Karşıyaka'nın simgesi haline gelen 43 yıldır dimdik ayakta duran, tarihe şahitlik etmiş anıt nedense, gazetelerde çıkan haberlere göre, kaderine terk edilmiş, bakımsız bırakılmış.

 Daha katılımcı olmalı

Bu kültürel mirasa hak ettiği saygı ve önemini belirten MHP Karşıyaka ilçe yöneticileri yayınladıkları bildiri ile belediye başkanı ile CHP'yi suçlayarak, 'Karşıyaka Belediyesi kentlinin ve kentin değerini ilgilendiren projeleri daha katılımcı ve tarihe saygılı olarak yürütmek zorundadır.' diyerek, Karşıyaka Belediyesi açık veren, geliri giderini karşılamadığını beyan ettikleri bütçesini, kentin acil sorunlarını çözen rasyonel, kamu yararına olan projeler üretmek için harcamalıdır. Abartılmış maliyetlerle, proje yaptım demiş olmak için projeler yapılmamalıdır' önerisini yaptılar.


DİP EKSPRES

Tarihi yapıların kurtarılması için


CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer 'Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması' Hakkında Kanun'da değişiklik yapılması için kanun teklifi verdi.
Ülke genelinde binlerce tarihi yapı bulunduğunu ancak bu yapıların mevzuat gereği gerekli onarım ve müdahalelerinin sağlanamadığını ifade eden Ömer Fethi Gürer harap yapıların kurtarılmasından yerel yönetimlere daha çok sorumluluk verilmesi ve bu süreci yasal düzenleme ile daha yararlı kılacak bir duruma erdirilmesi gerektiğini söyledi.
16 Haziran 2005 tarihli ve 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun'da değişiklik yapılmasına dair teklifte şöyle deniliyor:
'Ülkemizde SİT alanı kapsamında koruma kurullarının tescillediği binlerce yapı vardır. Bu yapıların ne yazık ki önemli bölümü harap durumdadır. Mülk sahipleri onarmamakta ve kimi rant getirisi yüksek yerde tarihi bina dolaylı olarak yok edilmeye çalışılmaktadır. Bu süreçte harap yapıların kurtarılması, onarılması, kent kültürlerinin yok olmasını engelleyecektir.
En azından göz önündeki yapıların kurtarılması adına valiliklerin yetkilendirilmesi ve bu bağlamda uygulamada hızlı kararların alınabilmesi sağlanmalıdır. Koruma kurullarının kapsamındaki yapıların mülk sahiplerince onarılmaması ayrıca farklı amaçlarla, örneğin uyuşturucu bağımlıları vs. gibi kişilerin bu yapıları kullanmasına neden olmaktadır.
Yasalarla süreci olumlu kılmak, hızlandırmak adına düzenleme sağlanmalıdır.'