Yeni bir dünya için kardeşler
Yeni bir dünya için bu kavga
Bu kan
Bu zulüm
Yeni bir dünya için kardeşler
Yeni bir dünya için bu sabır
Bu kin
Bu sancı
Cuma günü Menemen'de oynanılan ve kaybedilen Gölbaşıspor maçı sonrasında Altay'ın Spor-Toto 2. Ligde kümede kalabilmesi mucizelere kaldı. Her ne kadar çıkmadık candan umut kesilmese de sahada mücadele etmeye gayret eden futbolcu kadrosunun yetersizliği, bu sezon için umutları şimdiden tüketmiş durumda. Herkesin kafasında ve dilindeki soru 'Neden bu hale geldik ve bundan sonra neler olacak?'
Bu hale gelmemizde mevcut yönetimin elbette büyük sorumluluğu var. Ama sadece bu yönetimi suçlamak sorunu hafife almak olur. Son 15-20 yılda görev almış tüm yönetimler, kulüp baş aşağı giderken seyirci kalan; önlem alamayan camia ileri gelenleri, kendine oy veren şehirlere statlar yapan; o şehirlerin takımlarına her türlü ekonomik kolaylığı sağlayan; spora siyaseti her fırsatta sokan merkezi hükümet yöneticileri, kendi şehrinin takımlarına karşı adaletsiz bir düzen varken üç maymunu oynayan; yüzyıllık kulüplerin şehrin kültür mirası olduğunu algılama kapasitesi olmayan yerel yöneticiler, merkezi hükümete şirin görünmek için Alsancak Stadı davasında İzmir sporunu sahipsiz bırakan bölgenin en büyük yerel gazetesi; hepsi bugünkü mevcut durumdan sorumludur.

Cuma günü Menemen Şehir stadında acı vardı, çaresizlik vardı, gözyaşı vardı. Maç sonrası göz göze geldiğimiz herkesin yüreğindeki yangını hissetmek mümkündü. Altay'ın kaderini kendi kaderi gibi yaşayanların canı yanıyordu. Aklımda bir soru; cumadan beridir beynimi kemirip duruyor. Altay'ın kaderini belirleyenler neredeler acaba? Son genel kurulda Altay'ın kaderi belirlenirken Altay'la ilgisi olmayan büyük bir kalabalık bu kaderi belirlemede rol oynamıştı. Dün gözyaşları dökülürken, bu kişiler acaba statta mıydı, hatta bir ileri gidiyorum bu kişilerin dün oynanan maçtan haberleri var mıydı? Aslan Savaşan yönetimine elbette çok sayıda Altay'a gönül vermiş kişi de oy vermişti. Ama herkesin malumudur ki seçimde sonucu belirleyen Altay'la ilgisi olmayan kişilerin verdikleri oylar olmuştur.

Seçimden çok değil sadece beş gün sonra; Haber Ekspres Gazetesi'ndeki köşemde 'Seçimin iki yüzü' başlıklı makalemde, yönetim içerisinde Altay'ı çok seven dostlarımızın olduğunu ve sürecin onları çok yıpratacağı uyarısında bulunmuştuk. O yazıda ismini andığım Gürsel Canerler ve Semih Çalışır kardeşlerim bu süreçte istifa etmek zorunda kaldılar. Yine seçimden sadece beş gün sonra olan aynı yazımda, eski yönetimde Mehmet Mütevellioğlu ile birlikte defalarca endişelerimizi dile getirdiğimizi belirtmiş, dost olarak söylediklerimize değer verilmeyince üzücü sürecin başladığının altını çizmiştik. Maalesef, henüz sezon sonu gelmemişken endişelerimizde ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Başta yapılan hatalar, önlem almada yetersizlikler ve tehlikeyi görmek istememe, bu yönetimin Altay'ı 3.Lige düşüren yönetim olmasına sebep oldu.

Şimdi yüreği Altay'la atan biri olarak, bir dost olarak, daha önce yazılarımda olduğu gibi, Sayın Aslan Savaşan'a defalarca söylediğimi tekrarlayacağım. Sayın Başkan; Altay için cesaret ve kararlılık gösterin ve bozuk genel kurul yapısını lütfen düzeltin. Yeni Altay'ı oluştururken orada sadece yüreği Altay için çarpanlar yer alsın. Ben dahil, tüm üyelikler silinerek kurucu bir meclis örneğinde olduğu gibi belli yükümlülüklerle yeni bir genel kurul oluşturulsun. Dernekler kanunu veya tüzük bahane edilecekse; bunu tüzük uzmanı dostumuz Nihat Baç'ın rahatlıkla başarabileceğine inanıyorum, güveniyorum. Geçmişte tüzüğü ve üyeliklerle ilgili tasarrufu nasıl günün koşullarına uydurabildiğini beraber görmüştük.

Yeni bir Altay için bizler her türlü sancıya hazırız ve sabra sahibiz. Bizler için bulunduğumuz lig değil, armanın temsili önemlidir. Lütfen, Altay'ı bitiren son başkan olarak değil, Altay'ı yeniden dirilten başkan olarak tarihin sayfalarında yer alın.