Yüz yıllık Altay tarihinin belki de en çekişmeli seçimi geçen hafta gerçekleşti. Kulübün yeni yüzyılına nasıl bir yönetimle gireceğinin belirlendiği seçimde benim de dahil olduğum Sayın Niyazi Konuşmaz'ın ekibi bu onurlu göreve layık görüldü. Öncelikle bizlere güven duyarak, hayatımızın en önemli görevini veren tüm Altaylılar'a teşekkür ederiz.

522 genel kurul üyesinin katıldığı genel kurulda; sadece 11 oy farkıyla sonuç belirlendi. 6 kişi oyunu karşı tarafa vermiş olsaydı eski başkan ve ekibi görevlerine devam edecekti. Peki bu hassas denge içinde neler oldu da ibre Niyazi Konuşmaz'ı gösterdi? Seçim sonrasında görüştüğüm Sayın Konuşmaz bunu ilahi bir yardım olarak görse de ben bu sonucu belirleyenin aşk olduğunu düşünüyorum.

Niyazi Bey seçim konuşmasında rakibinin iyi bir konuşmacı olduğunu belirtmişti. Bu nedenle seçim sloganı olarak 'Ayinesi iştir kişinin lafına bakılmaz' deyişini belirlemişti. Geçmişte Altay'da ve iş hayatında başardıklarının altını çizerek yetki istiyordu. Gerçekten iyi konuşan rakibi tarafsız kişileri etkilemeye daha yakındı. Gerginleşen ortamda Niyazi Bey farkında olmadan; başkan adaylığını unutmuş insani özelliği ile kürsüde hissettiği gibi konuşmaya başlamıştı. Hakaretlerin havada uçuştuğu ortamda Niyazi Bey; eşine olan aşkını haykırıyordu. Kendisinin uyarılarını dikkate almadığı için özür diliyor, onu çok sevdiğini söylüyordu. Sahnede sanki Slyvester Stallone'nin başrol oynadığı Rocky filminin son sahnesi vardı. Niyazi Bey'in o anki samimiyetinden, doğallığından etkilenmemek mümkün değildi. Herkesin birbirini yalancılıkla suçladığı bir ortamda kürsüdeki adam her şeyi bir yana bırakmış kendi olarak tüm gerçekliği ile haykırıyordu. Bu samimiyetin, içtenliğin ve eşe karşı duyulan büyük aşkın ve dürüstlüğün seçim sonucuna etkisi olduğuna inanıyorum.

Seçimde aşk çağrışımları sadece Konuşmaz ile sınırlı değildi. İsviçre'den gelerek oyunu atan Cemil Bey; aşkta fedakarlık ve sorumluluğun sembolü oldu. Seçimden bir gün önce görüştüğüm Birol Bey seçim günü kızının nişanı olduğunu, kaçabilirse gelip oyunu kullanacağını söylemişti. Eşine düşüncesini paylaştığında ise büyük tepki gördüğünü söylemişti. Sahneyi hayal ettikçe gülümsüyorum. Birol Bey'in çocuksu, muzip, içinde bulunduğu durumu tartmadan yapmak istediği aşkın gözü karalığını anlatmıyor mu?

Bazı dostlarımız geçmişte şahsıma söz vermiş olmalarına rağmen sözlerini tutamayıp oylarını Ömer Bey'e vereceklerini söylemişlerdi. Bu dürüstlüğü, samimiyeti takdir ediyorum. Yaşanılan iki yıl sonrasında onların başkan adaylarına bağlılıklarını size ne yaparsa yapsın, hala hayatınızın merkezinde olan aldatan sevgiliden vazgeçememe durumuna benzetebilir miyiz? Bir de aşkı hayatlarında hiç yaşayamamışlar vardı. Hem bize hem karşı tarafa destek olacağını beyan edenler bu grubu oluşturuyordu. Bu kişiler sadece karşısındakini aldatmaya odaklanmış, sadece şahsi çıkarlarını düşünen aşkın güzelliğini asla yaşamayacaklar olanlardan olduğu için aslında en acınası gruptu.

Niyazi Konuşmaz kürsüde, seçim sürecinde kendisine destek olan başta Altay taraftarının çatısı 1914 Taraftar Derneği olmak üzere; YSKA, buyukaltay.org; Bornova, Gaziemir, Alsancak, Eskiizmir gruplarına teşekkür ederken bu seçimde Hızlıok ekibine destek olacak olan Menderes Grubuna da seçilirse var olan çalışmaların devam edeceği, Menderes'te Altay sevgisini pekiştirecekleri sözünü veriyordu. Bu da aşkta affetme, uzlaşma, barışma ve kucaklaşma değil midir?

Hayatta birçok şeyi kazandırıp, kaybettirdiği gibi bence seçimin sonucunu aşk belirledi. Bugüne kadar içimizde yaşattığımız Altay aşkıyla bizleri en iyi Altaylılar'ın anlayacağını, onları en iyi bizim anlayacağımız inancındayız.