Ülkemizde ve dünyamızda, birlik, beraberlik ve barış dilekleriyle...
Nasıl ebeveyn olur insan? 
Aşık olup çocuk yapmaya karar vererek... 
O dünya güzeli varlığı koşulsuz bir şekilde severek... 
Kapınızı yıllar öncesinden eski sevgilinizin çalıp, elinde bir puset, "Bak senin kızın, dur taksiye parasını bir vereyim, elli liran var mı?" deyip çocuğu kucağınıza bırakıp gitmesi ile...
Nasıl? 
Bir dakika! 
Bir dakika...
Hadi ilk baştaki seçenekler güzel, hoş da, çat kapı ebeveyn mi olur insan? 
Yok daha neler?
Demeyin sakın Sevgili Okurlar!
Filmimizin ana karakteri Sedat'ın başına aynen bu geliyor!

SEN BENİM HERŞEYİMSİN

Babası Cesur, çocukluğunda Sedat'a hep "cesareti" aşılamaya çalışmış.  
'Korku bir kurda benzer. Onu yenmen için tam gözünün içine bakacaksın' diyerek büyütmüş oğlunu. 
Ne var ki bizim Sedat bir türlü o kurdun gözüne bakmayı becerememiş. 
Babasının da ömrü yetmemiş oğluna iyicene cesareti aşılamaya. Korku yerine fırsatlara odaklanmasına hayatında. Sedat daha bir çocukken vefat etmiş. 
Babasından sonra da Sedat bir türlü yenemediği çeşitli korkuları ile sorumluluk almaktan kaçındığı bohem bir hayat kurmuş kendine. Yani öyle hep korkularla yaşarsan da başına böylesi gelir Sedat... 
Bir anda kendini elinde puset içinde bir bebek bilemediğin bir "babalık" içinde buluverirsin! 
Cesur Dede'yi anımsıyor insan ister istemez. 
Adamın içine mi doğmuş ne oğlunun başına bir anda dünyanın en yüce ve en büyük sorumluluğunun geleceği? O yüzden de çok küçük yaşlardan hazırlamak istemiş demek ki oğlunu.
Siz tabi rahat rahat oturduğunuz seyirci koltuğunuzdan bunları düşünebilirsiniz. 
Bakmakta olduğunuz büyük beyaz ekranda ise Sedat  kelimenin tam anlamıyla "yanmış" vaziyettedir!
Antalya'nın güzel Çıralı beldesinde, pır pır motosikleti ile, ancak kendine bakabildiği bohem bir hayat süren Sedat... Şimdi taksi parasını alıp sırra kadem basan annenin bıraktığı ve ne yapacağını, nasıl bakacağını bilemediği bir bebek ile bir anda "baba" oluvermiştir!
Üstelik "Duygu" isimli bebek bir türlü de susmamaktadır. 

BABA OLMAK 

Çözüm? 
Sedat çözümü İstanbul'a gidip anneyi bulmakta bulur. 
Çözümü bulur ama anneyi bulamaz.
Yapılacak tek şey vardır bundan sonra Sedat için, O da "Baba" olmak! 
Böylelikle Sedat "Baba" olmak üzere işe koyulur. 
Üstelik işe kendi ruhunu, çoşkusunu da katarak.
İyi ki de öyle yapar.
Çocuk ruhu ile öyle renkli ve güzel bir yaşam alanı yaratır ki Duygu'ya...  
Duygu ile muhteşem bir hayat kurarlar beraber.
Aynısını evinizde bire bir yapmak isteyeceğiniz şekilde!
Duygu bebek çok güzel, büyülü bir ortamda büyür ve hayallerini kucaklayan mutlu bir çocuk olur.  
Derken... 
Duygu'nun "Annesi" bir gün ansızın geliverir!
Minicik bir bebek olarak bıraktığı kızını, büyümüş dünya tatlısı bir çocuk olarak görünce, O da yeniden "Anne" olmak isteyiverir yıllar sonra!  
Sedat'dan Duygu'yu alabilmek için de harekete geçer.

NASIL ANNE BABA OLUNUR?

İnsan nasıl "baba" olur?  "Anne" olur? 
Bir kan bağı mıdır sizi anne, baba yapan?
Ya da, sadakatli, hakiki, derin bir bağ mı? 
Sabır, şefkat, sevgi dolu bir emek mi?
Bir anlama, hissetme, bilme hali mi o güzel varlığı? 
Tüm bunları düşüneceksiniz filmde...
Çok güzel bir ışık da sunuyor size film! 
Sizi sevdiklerinize çok derinden bağlayan. 
O derin bağın ışığında size "Yola devam Arkadaş!" diyen.
Ne olursa olsun...  
"Yola devam!" 
Davetlisiniz Sevgili Okurlar.