Anayasa değişikliği referandumu üzerinden bir hafta geçti ama oy sayımına ilişkin tartışmalar bitmedi. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bu şekilde referandum gününden bu yana takındığı tavrını değiştirmediği, özensiz ve kanuna aykırı kararlarından geri dönmediği sürece bu konu daha çok su götürür, bu köşede de tartışmaya devam ederiz.

YSK'nın kararları güven vermiyor; çünkü ortada somut bir yazılı başvuru olmadan, şifahi bildirim ve AKP temsilcisinin talebi üzerine, ne zaman toplanıldığı, ne kadar tartışıldığı belirsiz bir karar alındığı söyleniyor ve sandık kurullarına şifahi emir veriliyor, karar 2 gün sonra yayınlanıyor. [1] Konuyu biraz daha açalım:

· Oylama devam ederken henüz ortada verilmiş, imzalanmış bir karar yokken, karar varmış gibi sandık kurullarına YSK'dan sözlü olarak "sandık kurulu mührü olmayan birleşik oy pusulaları ile zarfların geçerli sayılacağı" talimatı veriliyor.

· Sandıklarda sayımlar, ilçe seçim kurullarında birleştirme işlemleri devam ederken, YSK başkanı kameraların karşısına geçiyor ve "biz sandık kurulu mührü olmayan oy pusulaları ve zarflarını geçerli saydık, bu kararımız bütün sandık kurulları ve il ve ilçe seçim kurullarını bağlar" diyor ama yine ortada bir karar yok.

· Verilen emirlerin dayanağı olan kararsa referandumdan 2 gün sonra 18 Nisan'da yayınlanıyor.

· Yayınlanan kararın en dikkat çekici yanı her şeyin şifahi olması. Kararın alınmasına yol açan olay olarak "... AK Parti Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi Recep ÖZEL tarafından Kurulumuz Başkanlığına verilen 16/04/2017 tarihli dilekçede; 16 Nisan 2017 tarihinde yapılmakta olan halk oylamasında bazı sandıklarda oy zarflarının veya oy pusulalarının ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü ile mühürlenmediği yönünde bilgiler alındığı..." gösterilmiş. Kararın içeriğinde de "...16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşmekte olan oy verme işlemleri sırasında, münferit de olsa bazı sandıklarda, Yüksek Seçim Kurulu'nca gönderilen ve sahte olarak benzerlerinin üretilmesinin engellenmesi amacıyla sandık kurullarına filigranlı olarak teslim edilen oy zarfları ve pusulalarının sandık kurullarınca mühürlenmeden seçmenlere verildiği, oy pusulası ve zarflarının mühürlenmemesinin sandık kurulunun ihmali veya hatasından kaynaklandığı, bu sorunun yaşandığı sandıkların bağlı olduğu bazı ilçe seçim kurulları tarafından Kurulumuza şifahi olarak iletilmiştir..." deniyor.

· AKP temsilcisi duyum aldık diyor, bunun üzerine YSK, Kurula şifahi bildirim yapıldığını belirterek karar verdiğini duyuruyor, iki gün sonra da 'Yüksek Seçim Kurulu tarafından gönderildiğinde şüphe bulunmayan hallerde, sandık kurullarının hata veya ihmali sonucu mühürlenmeyen oy zarfı ve oy pusulası ile kullandırılan oyların geçerli kabul edilmesi gerektiğine" karar verdiğini açıklıyor.

Bütün bu yaşananlardan sonra CHP, HDP ve Vatan Partisi referandumun iptali başvurusu yapıyorlar, başvuruyu değerlendiren YSK 19 Nisan'da başvuruları reddettiğini duyuruyor, ancak yine ortada bir karar yok, yazı yayınlandığı zaman belki ortaya çıkar.

Sözün özü ortada somut bir sorun yokken, YSK kanunun emredici hükmünü aykırı biçimde 'kanunsuz emir' veriyor, iki gün sonra da kararını açıklıyor. YSK güven vermedi, vermiyor. Şimdilik bu kadar, kararların içeriğini tartışmayı daha sonraki yazılara bırakalım.

[1] file:///D:/Documents/Anayasa/2017-560%20YSK%20karar%C4%B1.pdf