Düzeltme yazısını göndermeselerdi önemsemeyecektim.
Ama artık yazmak şart oldu.
Ege Otizmliler Derneği'nin 'İstanbul İzmir el ele İzmir'de Okumayan Otizmli Çocuk Kalmasın' sloganıyla, hayata kazandırılabilir otistik çocuklara burs vermek amacı ile düzenledikleri yardım balosu 20 Şubat 2016 Cumartesi günü (dün) 19.30'da İzmir Swiss Hotel'de gerçekleştirildi.
BİTRON'un ana sponsorluğunda düzenlenen yardım gecesinin sunuculuğunu ünlü tiyatrocu Behzat Uygur yaptı.
Sanatçı Sibel Tüzün, Behsat Uygur'un kendi ile aynı ismi taşıyan oğlu şarkıcı Behzat Uygur ve Otizmli Çocuklar Orkestrası sahne aldı.
Daha önce de bu geceden Haber Ekspres olarak katkı sağlamak için söz etmiştik.
Ama bu arada şuna da dikkat çekmiştik
Neden, 'İstanbul- İzmir el ele!' diyorsunuz?
Bunun iki üç nedeninden bir ikisini sıralayayım:
Birincisi; İzmir'de hayırsever sayısı yok gibi...
İkincisi; İstanbul'dan önemli beklenti var.

İzmir'in katkısı var

Şu kadarını söyleyeyim:
İstanbul'un İzmir'e hiç ama hiç katkısı yok.
İzmir'in ise İstanbul'a katkısı çok.
İstanbul'daki yöneticilerin önemli bölümü İzmirli...
Bankalardan tutun da, medyaya kadar...
Ancak büyük dediğimiz patronlar bunlardan istifade ederek İzmir'i yolunacak kaz gibi görüyor.
Dikkat edin bakın İzmir firmalarına şans tanımadıkları, batırmak için her türlü haksız kuralı uygularlar, çevrenizdekilerden bunun örneklerini öğrenebilirsiniz.
İkincisi gelen sanatçıların hiç biri hayır kurumlarına hayır yapmaz.
Menejerleri aracılığıyla söyledikleri şu:
'Vallahi biz beş kuruş istemiyoruz, ama; sesçiler, görüntü alanlar, nakliyeciler, sazcılar, yardımcılara para ödeniyor. Bir de bunların yatacak yerleri... Yani otelde en azından 10 oda ayrılmalı'
Yani; işini bilen memur gibi...
Ben istemem ama yan cebime koy, sistemi.
Astarı da böylece yüzünden pahalıya geliyor.
Sanatçı ya da şarkıcı her kimse bu arada 'hayırsever' olarak tanıtılıyor.
Binlerce kişinin de hayır duasını alıyor...

Kızını da götürüyor

Ya 'bedavacılar' dediğimiz kitleye ne demeli?
'Protokol' adı altında onlarca kişiyi davet ediyorlar.
Bunlar arasında meslektaşlarımız da var...
Ama gerçek haberciler değil, kendilerini 'duayen' olarak tanıtan ama yaşamlarında hiçbir kişiye bir kuruşluk yararı olmamış kişiler.
Böyle sözlü çalgılı toplantılar oldu mu, ön saftalar.
Yalnız gitseler iyi..
Yanlarında kızları, oğulları, sevgilileri de var...
Allah'tan biz Haber Ekpresçiler bu türlerin içine girmiyoruz.
Bunlar İçin 'hayır' önemli değildir.
'iyilik' ve 'destek' sözleri de umurlarında değildir.

Öğreneceğiz!

Ege Otizmliler Derneği'nin 'İstanbul İzmir el ele İzmir'de Okumayan Otizmli Çocuk Kalmasın' sloganıyla, hayata kazandırılabilir otistik çocuklara burs vermek amacı ile düzenledikleri yardım balosuna, AKP Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, Vali Yardımcısı Adem Karahasanoğlu, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ile belediye başkanlarının da katılacağı açıklanmıştı.
Merak ediyorum;
Memleket acı içinde kıvranırken, gözlerimizden yaş dinmezken, her gün şehit haberleriyle yatıp, bu haberlerle kalkarken, bu sayılan isimler kahkaha atıp gülüyor muydu?
Yoksa, son dakikada uyarılıp, 'Bırakın yemeği, eğlencenizi nasılsa her gece yapılan davetlerde yaparsınız!' diye danışmanları tarafından uyarıldılar mı?
Yarın öbür gün bunu öğreniriz.
Ancak şunu da söylemekte yarar var:
Ben bu 'sosyal sorumluluk çerçevesinde' çok önceden düzenlenen gecenin yapılmasına karşı değilim.
Çünkü sonuçta bundan yararlanacaklar yine bizim evlatlarımız.
Bu arada tekrarlıyorum:
'Hayır gecelerine, sadece ve sadece protokol adına bir ya da iki kişi çağrılır. Diğer herkes ister milletvekili, ister dernek başkanı; isterse gazete patronu ya da işadamı olsun mutlaka ve mutlaka manevi değil maddi desteğini vermelidir.
Vermiyorsa aranızda işi yoktur...

'Kral çıplak' diyen yok

Kaç zamandır yazacaktım şimdi gündeme geldi...
İstanbul'da hemen her hafta bir fuar açılıyor.
Ve oradaki standların çoğunu yüksek paralar ödeyerek İzmir ve Egeliler tutuyor.
Gidin görün...
Bir tane İstanbullu gelmez...
Bir tane çevredeki gelmez...
Sadece eş, dost, akraba....
Onlar da İstanbul dışından...
Yani İstanbul'un ekonomisine katkıda bulunan bizleriz.
Eğer bizimkiler sadece ve sadece İzmir ve Ege ile, hatta Yunanistan ve Balkan ülkeleriyle işbirliği yapıp 'el ele' verirse, İzmir'in 1800'lü yıllardaki şaşalı günlerine kavuşması sadece 10 yılını alır.
Bu konuyu zaten genelde Gülseren E. Yeniçay ele alıyor.
Şimdilik bu kadarını yazma ihtiyacını duydum.

Bunlara ne yapacağız?

'İzmir'de Okumayan Otizmli Çocuk Kalmasın' sloganıyla düzenlenen yardım balosunun amacına uygun bir şekilde sonuçlanmasını arzuluyorum.
Ama bu arada kanayan bir yaramızdan da söz edeceğim:
Çok değil, dört beş gün önce üniversite mezunu bir gencimizin karton toplayarak geçimini sağladığını öğrendim.
İnönü Üniversitesi Fizik Bölümü mezunu Ramazan Gezer, ailesine bakabilmek için çöplerden karton ve plastik şişe topluyor.
Bir gecekonduda ailesiyle birlikte yaşayan Ramazan Gezer (37), sokaklara bırakılan karton ve plastik malzemeleri toplayıp ailesinin geçimini sağlıyor.
Evli ve 4 çocuk babası olan Gezer, torpili olmadığı için üniversite diplomasını bile belki kağıt ve kartonlarla satarak bir ekmek almıştır.
Fizikçi Gezer'in 3 yaşındaki oğlu Muhammed Haşim'in evlerinin önünde babasının topladığı karton kutularla oyun oynarken görüntülerini inceledim.
Babasının çöplerin içinde ekmeğini çıkarmasını da...
İçim parçalandı...
İnanışımız şu:
Biz kendi insanımıza bakamazken, Avrupa'nın, Amerika'nın daha doğrusu zengin ülkelerin bir kuruş katkı sağlamadan binlerce sığınmacıya kucak açıp her türlü ihtiyaçlarını karşılamamız.
İçlerinden çıkan birkaç hainin ise bizim işbirlikçilerle, bölücülerle işbirliği yapması.


Eskiden böyle şeyler yoktu

Meraklısı vardır...
Bu nedenle gündemime aldım.
Işığın Elleri Anahtar'da...
Bu ne demek?
Terapist, bioenerji uzmanı Oğan Güneş, tüm hastalıkların enerji ile nasıl tedavi edilebileceğini Anahtar'da anlatacak.
'Yurtdışında aldığı bionerji eğitimini uygulayan Oğan Güneş, ünlülerin doktorlardan önce başvurduğu adres oldu' diyenler var.
Tabii ki ben buna inananlardan değilim...
Hani, 'Fala inanma, falsız kalma!' dedikleri gibi...
Enerjinin doğru kullanıldığında vücudumuzdaki bir çok hastalığa deva olabileceğini söyleyen Oğan, TRT Kent Radyo İzmir 99.1'de saat 13.05'te Reyhan Şenay'ın Anahtar programının konuğu oluyor.
Kişinin gelecek ve geçmiş kaygısından uzaklaşıp anı yaşaması gerektiğini vurgulayan Güneş, ulusal televizyonlarda konuk olduğu programlarda terapilerden verdiği örneklerle dikkat çekiyor.

Aman şişirmeyelim

Akciğer kanserinden, bel ağrısına kadar birçok fiziksel ve ruhsal hastalığı bioenerji yoluyla iyileştirdiğini söyleyen Güneş, TRT Kent Radyo İzmir Anahtar programında ışığın ellerini nasıl kullandığını anlatacak.
0232 411 44 43 nolu telefondan ve TRT Kent Radyo İzmir ve Anahtar facebook sayfalarından gelen soruları da yanıtlayacak olan Oğan Güneş, saat 13.05'te hayatın kilitlerini açacak.
Tirilyonlar harcanıp, çare bulunamayan hastalıkları iyileştirdiğini söyleyene ne denir, çıkaramadım.
Siz söyleyin...
Bir zamanlar TV programımda 'Deprem Osman' diye bir kişi konuk olmuştu.
İlkokulu bile bitiremediğini ifade eden 'Deprem Osman', deprem üzerine araştırma yaptığını ve depremleri önceden belirlediğini iddia etmişti.
Bu adamın sonunu artık anlatmayayım, siz tahmin edin...

Mutfağın anayasası geliyor

Türkiye'de yemeklere artık standart gelecek. Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) Başkan Vekili Rahmi Yılmaz, şehir şehir gurme haritası çıkaracaklarını belirterek, 'Türk mutfağının artık yazılı bir veri tabanı ve gurme anayasası olacak. Böylece mutfaklar tek bir standarta kavuşacak' diyor.

Standart şart

TAFED Başkan Vekili Rahmi Yılmaz, Türkiye'deki profesyonel şeflerin imza atacağı çalışmada, otel ve restoranlardaki mutfaklarda yapılan yemeklerin bir standart altında toplanacağını söylüyor.
Yılmaz, 'Bugüne kadar sektörde 'yaptığını yaz, yazdığını yap' mantığı mevcut değildi. Biz sadece yapıyorduk ama bunun veri tabanını tutmuyorduk. Dolayısıyla artık bunu hayata geçirme zamanı geldi. Hem iller bazında hem de ilçeler bazında yemeklerin nasıl yapılacağı konusunda veri tabanı oluşturulacak' dedi.

Farklı olur mu?

Yemeğin de reçetesi olacak
Buna göre; hangi il ve hangi ilçede hangi yemeğin ön planda olduğunu gösteren bir gurme haritası çıkarılacağını söyleyen Yılmaz, ayrıca yemeğin yapılma standartı getireceklerini de belirtti.
Yılmaz, 'Milyonlarca dolar turizm geliri olan ülkemizdeki lüks otellerde aynı yemekler, farklı şekilde sunuluyor.
Bir standartlarını belirleyip bunların yazılımlarını oluşturacağız. Dolayısıyla her yerde çıkan yemek aynı standartta olacak.
Örneğin Türkiye'de 293 çeşit peynir var.
Ama nasıl yapıldığı yazılı değil.
Biz bunu yazılı olarak belgelendireceğiz. Nasıl ki her ilacın bir reçetesi varsa yemeklerimizin de reçetesi olacak.
Bu aynı zamanda yükselen bir kaliteyi de getirecek.
Bir yerde tattığı lezzeti her yerde tatma imkanı olacak' diye konuşuyor.
Gurme Ahmet Güzelyağdöken ise söz konusu çalışmanın ilk olarak Ege'den başladığını belirtti.
Güzelyağdöken 'Kayıtlı bir gastronomi kültürümüz yok. Bizim mutfağımızda yemek tarifini bugüne kadar kararınca tuz, biraz yağ, biraz tuzla götürdük. Kendi gastronomi değerlerimize sırt çevirdik. Artık yavaş yavaş bunların kayıt altına alınması ve zaten var olan mutfağımızın şekillenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için de çalışmaya başladık' dedi.

Zeytinyağı lezzet getiriyor

İzmir Aşçılar Derneği Onursal Başkanı Nejdet Polat da turizmde gastronominin önemli bir avantaj olduğuna dikkat çekerek, yemek isimlerinin 'Türkçe' olmasına büyük önem verdiklerini söyledi.
Örneğin pide, Turkish Pizza değil yalnızca pide olacak.
Türkiye'nin son dönemde yemeklerde margarin yerine zeytinyağ kullanması nedeniyle de beğeni aldığını söyleyebiliriz.

***

Menekşe

Zeytinyağının oskarları sahiplerini arıyor


Zeytindostu Derneği'nin, Burhaniye Belediyesi'nin ana sponsorluğunda düzenlediği 9. Ulusal Naturel Sızma Zeytinyağı Yarışması'na başvuru sürecinde sona geliniyor.
Sağlıklı beslenmenin en önemli simgesi zeytin ve zeytinyağına dikkat çekmek amacıyla düzenlenen yarışmada son başvuru tarihi 25 Şubat olarak belirlendi.
Kalite yarışmasının yanısıra eşzamanlı olarak gerçekleştirilen Zeytindostu Derneği 3. Fotoğraf, 3. Slogan, 1. Kültürümüzde Zeytin Edebiyatı yarışmalarının da ödül töreni 2 Nisan'da Burhaniye'de yapılacak. Dernek Başkanı Abidin Tatlı, 'Kalitesine güvenen her marka davetli' dedi.

Kadınlar için bir üretici pazarı daha

Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, Urla'nın marifetli ve üretici kadınları için her mahalleye kadın üretici pazarları kurmaya devam ediyor. Eski Tamirhane Binasında ve İskele Liman'da kurulan üretici kadın pazarlarının ardından Çeşmealtı'nda da oluşturulacak pazar için Başkan Uyar, üretici kadınlarla Çeşmealtında buluştu.

***

KILÇIK

*Görücü usulü bir aşk istiyorum. Gördükçe göresim gelsin, görmeyince ölesim...
*Benim sadece sana ihtiyacım var, sesine, gözlerine, mesajlarına, cümlelerine..
*Herkesin bir umudu vardır, bir savaşı, bir kaybedişi, bir acısı, bir yalnızlığı, bir hüznü, çünkü; herkesin bir gideni vardır, içinden bir türlü uğurlayamadığı. Öyle bir gün gelsin ki, evin anahtarı ikimizde de olsun.
*Yeryüzündeki en mükemmel sevgili sensin.. Aşık olduğun zaman ilk görüşte değil, her görüşte aşık olacaksın...
*Ne zaman onu anlatmaya çalışsam, tekrar aşık oluyorum... Sevmek için 'yürek' sürdürmek için 'emek' gerek...