Aralık ayında her kopan takvim yaprağı; 2016 yılının da tükendiğini işaret ediyor bizlere. Bir yıl içerisinde ne çok şeyler değiştiğini düşünebilirsiniz. Kendi hayatınızda, ülkemizde ve dünyada. Oysa bir yıl ortalama 70 yıl olarak hesaplayabileceğimiz bir insan hayatında ne kadar da kısa bir zaman dilimidir. 93 yılını doldurmuş Türkiye cumhuriyeti tarihindeki değişimleri düşündüğünüzde ise 1920'li yıllardan bugüne ne kadar çok şeyin değiştiğini, insanlığın değer yargılarının ve kendi gerçeklerinin ne kadar farklılıklar gösterdiğine şaşırabilirsiniz. Kadın haklarındaki gelişmeler bu yüzyılın başarısıdır. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olarak kabul edilebilecek Almanya'da bile tecavüz yasaları 1997'de düzenlenerek evlilik içi tecavüz için yasal bir kategori oluşturulabilmiştir.
93 yaşında genç kabul edilebilecek Türkiye Cumhuriyeti'nin yanında yaklaşık 700 yıl tarihte varlığını göstermiş Osmanlı dönemindeki değişimleri hayal etmeyi sizlere bırakıyorum. Son peygamber Hz. Muhammed'in yaşadığı dönemden 1500, yeryüzünde en çok inananı bulunan tek tanrılı dinin peygamberi Hz. İsa'nın yaşadığı dönemden 2000 yıl geçtiği düşünüldüğünde insan hayatında ve değerlerinde büyük farklılıklar ve devrimler gerçekleştiğini hesaplayabilirsiniz.
2016 yılı ne kadar uzun ve ne çok değişime şahitlik etti derken 2000 yıllık bir zaman dilimine ulaşınca değişimin nasıl vazgeçilmez bir süreç olduğunu kabul edebiliriz. Ama bir başka pencereden bakarsak bu 2000 yıl da çok kısa bir zaman dilimidir. Günümüz insanı en az 50 bin yıldır, bu gezegende varlığını gösteriyor. Birçoğumuz 50 bin yıl önceki insanları zeka olarak geri, beceriksiz varlıklar, maymundan hallice yaratıklar olarak düşünebiliriz ama yanılırız. Bilim adamlarına göre eski insan da bizim kadar zeki ve beceriklidir. Hatta el becerilerinin bizlerden daha gelişmiş olduğunu bile iddia ederler. 50 bin yıla değişim sayaçları taksak sanırım vantilatörü icat etmiş olurduk. 50 bin yıl size çok uzun geldiyse evrimcilere göre insanın maymun soyundan yol ayrımı yapması yaklaşık 6 milyon yıl öncesine dayanır. İnsanın maymungil olarak görüldüğü zaman dilimi ise 10 milyon yıl öncesine uzanıyor. 10 milyon yıl gezegenin zaman akışında ne kadar büyük bir zaman dilimi diye düşünürseniz yine küçük düşünmüş olursunuz. Çünkü yaşadığımız gezegenin ömrü yaklaşık 13 milyar yıl. Bu süreçte 10 milyon yıl da göz açıp kapama süresi sanki.
Geriye doğru gittiğimizde 2016 yılının ne kadar da anlık bir zaman dilimi olduğunu ayırt edebiliriz belki de bu tarih sürecinde. Şimdi 2017 yaklaşıyor. Birçok değişime aday. Tarih aktığı sürece her şey değişecek. Bugün bizlerin yaptığı büyük kavgalar, fikir ayrılıkları zaman çöplüğünde görülmeyecek bile. Belki de bu yüzden günü yaşayabilmeyi başaran, küçük incir çekirdeğini doldurmayacak meselelerden kendine dertler çıkarmayan insanlar mutlu. Mutluluğun anahtarı ve reçetesi parada, makamda ya da başarıda değil. Mutluluğun reçetesi belki de çok basit. Tarihin akışında yok denilebilecek kadar ömrümüzde anın tadını çıkartabilmek. Hepinize mutluluklar dilerim.