Bugün 1 Nisan. Dün yapılan yerel seçimlerin sonuçları şüphesiz ülkenin ilk gündemi. Gün boyu beklemediğimiz bazı sonuçları 1 Nisan şakası olarak algılayacağımız ve bunu bu şekilde ifade edeceğimiz kesin. Okullar seçimler nedeniyle bugün tatil. Belki de okullar açık olsaydı, seçimlerden uzak çocuklarımız sınıflarını değiştirerek, birbirlerine şakalar yaparak 1 Nisan'ı keyifli bir gün haline getireceklerdi. Yine de siz bugün dikkatli olun. Arkadaşlarınızın 1 Nisan şakasının kurbanı olmayın.

1 Nisan şaka gününün ilginç bir hikayesi var. Biliyorsunuz Orta Asya ve Orta Doğu kültürlerinde yeni yıl Nevruz olarak kutlanmaktadır. Mart ayının son haftasında yeni gün adıyla yeni yıl şenliklerle kutlanmaktadır. Ülkemizde de bu gelenek, kültür; zaman zaman tartışmalara sebep olsa da devam etmektedir. Avrupa'da da 1564 yılına kadar yeni yılın başlangıç günü olarak 25 Mart-1 Nisan haftası kabul ediliyordu. Avrupa'da da insanlar tıpki doğudaki insanlar gibi baharın gelişini yeni yıl olarak kabul edip, bunu şenliklerle keyfe dönüştürüyorlardı. 1564 tarihinde ise Fransa Kralı 9. Charles yılbaşı tarihini 1 Ocak olarak değiştirdi. Yeni yılın başlangıcını kara kışın ortasına aldırdı. Haber tüm Fransa'ya ulaştırılmaya çalışıldı ama malum haberleşme bugünkü gibi kolay değil. Bir kısım insan bu değişen tarihe inanmadı, bir kısım insan ise bu değişen tarihi protesto etmek için anlamamazlığa verip, 1 Nisan'da kutlamalara ve şenliklere devam etti. Kralın otoritesiyle karşılaşınca da bugün 1 Nisan diye kendilerini savundular. Yıllar geçip de, insanlar yeni yılın 1 Ocak'ta olmasını kabullendiklerinde 1 Nisan günü şaka günü olarak geride elde kaldı.

Şaka günü olarak gördüğümüz sıradan bir hikaye bile ne çok tarihi dönemeç içeriyor. Tüm insanların, farklı kültürlerde baharı yeni yılın başı kabul etmesi aslında çok da mantıklı değil mi? İnsanlık ortak akıl zemininde uzlaştığında aslında çok daha makul önerilerde bulunuyor. Din, mezhep, milliyet, saltanat gibi kavramlar baskı yaptığında ise zorlamalar başlıyor. Ve bu hikayeden şuna da varabilir miyiz? İnsanlar baskıya maruz kaldıklarında her şeyi kabulleniyor. Bir gün biri çıkıp yılbaşını 1 Eylül'e aldım dese şu an size ne kadar saçma gelebileceğini düşünün. Ama bunun baskıyla zaman içinde nasıl da evrensel kanıksanabileceğini. Evet, insanoğlu doğada en iyi adapte olabilmeyi başaran varlık olduğu için dünyanın hakimi görünüyor. Bugün, dünyada, ülkede ve yerelde baskıcı politikalar güç kazanıyor. Bizler, bunu günün koşulu diye kanıksadıkça, bu baskı kökleşiyor. Belki de, bugünkü seçim sonuçlarını bir de bu gözle okursunuz. Yok, yok... Şaka yaptım...