Sevgili okuyucularım, bu hafta sonu, eskittiğimiz, tarumar 2016'yı uğurluyoruz. Duyar gibi oluyorum. Çok kötü bir yıldı, iyi ki bitiyor, hiç iyi geçmedi diyorsunuz. Gerçekten hepimiz hatırlamak istemediğimiz günler, geceler geçirdik, geçiriyoruz. Günleri, saatleri geçip yaklaştığımız yeni yılı umutla, dua ve dileklerimizle bekliyoruz. Her gün Türkiye'nin haberlerini dinleyerek ruh ve akıl sağlığımızı muhafaza edebilmek adına, gayretle normal yaşamaya çalışıyoruz. Artık çoğumuz gazete okumuyor, televizyonda haber de izlemiyoruz.

Dedim ya normale, hayata devam etmek. Geçen hafta Kültür mahallesi muhtarlığı olarak sevgili muhtarımız Nilgün Güney'in minik kalbindeki büyük hizmet ve yardım aşkı ile Kültür mahallesi sınırları içinde koşuşturduğu, ziyaret ettiği, yalnız ve yaşlı komşularımızdan örnek vatandaş, cumhuriyet kadını İzmir'in hazine avukatlarından ve kadın olarak baro başkanlığına ilk adaylığını koyan Ayten Baskın hanımefendiyi ziyaret ettik. Konak Belediye Başkanımız sevgili Sema Pekdaş ile beraber. Muhtarımızdan bu ziyareti duyunca, özellikle bulunmak istemiş. Çok uzun yıllar önce adliyede beraber koşturmuşlar. Ve sohbet sırasında Sema Hanım, o zamanlar kendisini idol olarak gördüğünü, ötesi Baro başkanlığına aday oluşu ile kendisine ışık olduğunu ve yıllar sonra bu ışıkla koyduğu adaylıkla İzmir'in ilk kadın Baro başkanı olduğunu anlattı.

İzmir bir büyük aile, o zaman ben de Ege İnnerwheel'i kurmuş beş kulüp olarak bölge teşkil etmiştik. Heyecanla ilk toplantımız için İzmir barosunun ilk kadın başkanını davet etmeyi önerdim. Ve kendisi konuğumuz oldu. Bugün de yine başarılı, duyarlı Konak Belediye Başkanımız. Gerçek bir nostalji oldu o saatler. Ne güzel konular, anılar dinledik. Sındırgı Işıklar köyü 1927 doğumlu. Okumayı cumhuriyet gazetesinden öğrenmiş, iki değerli tıp doktoru evlat annesi ve 2009'da 58 yıllık bir beraberlikten sonra kaybettiği eşi, meslektaşı Ahmet Bey. Pırıl pırıl bir hafıza, yaşının tüm güzelliğiyle bir hanımefendi. Şikayetleri var, kadınların o zamanlar çaba içinde olduklarını, şimdi bu çabanın çok az olduğunu. O zaman ilerlemek isteyen kadın övgü alırdı derken saygılı, insan olarak yetiştirildiklerini ifade ederken bugün başta Türkiye Cumhuriyetinin her değerinde geriye gidişte büyük üzüntü duyduğunu söyledi.

Ayten hanım okumayı çok seviyor. Öğrendiği andan itibaren çok kitap okumuş. Ziyaretimizden bir süre önce düşerek kalçasını kırmış. Nekahet dönemindeydi ama bizleri kapıda dimdik, çok şık, bizzat karşıladı. Alsancak'ta da şapkaları ve şıklığı ile tanınıyor. Evi adeta cumhuriyet müzesi, bu değerli cumhuriyet kadınının. Her resimden, her objeden anılar dökülüyor. Çok eskilerden köyünden bir türkü okudu bizlere. Kulaklarımıza inanamadık. Aldı götürdü bizi köyüne, o günlere...
Konak Belediye Başkanımız Sema Pekdaş'ın ziyaretinden o kadar mutlu oldu ki. Bu hatırlanışın çok değerli olduğunu yineledi. Bir an düşündüm, hepimiz akan hayatın içinde durup dinlenmeden koşuşturuyoruz. Yaşlılarımıza, çocuklarımıza bile yeterli vakit ayıramıyoruz, farkında mıyız? Sanırım birilerinin bize göstermesi, hatırlatması lazım. Ayten Baskın, Reyhan pastanesinin yanındaki apartmanda yaşıyor. O apartmanın ikinci katında balkonda devamlı asılı iki bayrak, içeride tüm cumhuriyet değerleri ve anılarıyla. Saatlerce oturdu, ağrısını, sıkıntısını hiç belli etmeden.
Uğurlamadan önce bize bir şiir okudu. Hayat ve mutluluğun sırrını anlatan anonim bir şiir Anadolu'dan. Ben de bu şiiri hepimiz adına yılbaşı dileğimiz olarak sizlerle paylaşıyorum.
Bir evimiz olmalı, şöyle küçücük tertemiz bir ev
Evin olması iyi bir şey ama, kavga olmamalı, evde ölüm olmamalı.
Hele denize bakıyorsa ev, hele karşısında sıra dağlar varsa
Geceleri öbek öbek çoban ateşleri yanarsa, dört bir yanı güneş içindeyse evin.
Kuyu dibinde sümbüller açarsa, küçücük mutfağında tencere kaynarsa
İki odalı olsun yeter de artar bile, ama senin olsun...
Hepinize, hepimize iyi seneler Türkiye'm, evim. 2017 iyi gel, hoş gel.