30 Ekim 2020 Cuma günü saat 15.00’e kadar face’de koronadan daha doğrusu covid- 19’dan kaybettiklerimizi öğreniyorduk…

İçimiz yanıyordu…

Ya şimdi;

Süresi ile şiddetinde bile anlaşamadığımız korkunç depremde, İzmir’de kaybettiklerimizi öğreniyoruz…

Felaket habercisi oldu şu sosyal medya dedikleri alem…

Yazımı yazarken, sSon öğrendiğim şuydu:

‘Bornova eşrafından amcamız, Kenan Çetin’in torunu, Çağlayan ve Esin Çetin'in kızı, Pınar ve Hayri Yavuz’un yeğeni, biricik Irmak Çetin'inimizi depremde kaybettik.

Cenazesi bugün (31 Ekim Ctesi) saat 15,den sonra Hacılar Kırı Mezarlığında toprağa verilecektir.

Mekanı cennet olsun.

Çok üzgünüz.

‘Deprem şehidi’ oldu yavrumuz…’

Bu yazıyı okuyup da gözleri dolmayan olur mu?

Alkışlıyoruz…

Çoğunluk televizyonlardan çalışmaları izliyor ve umutla bir canlının daha mucize olarak alkışlar arasında çıkışını izlemek istiyor.

Cenazelerin arasında alkış olur mu?

Oluyor işte…

Bizde cenazenin arkasından konuşmak olmaz…

Yani sadece iyi niyet ile söz ederiz…

Terbiyemiz, geleneğimiz, inceliğimiz budur…

Budur ama aramızdan hainler çıkmıyor mu?

‘Gavur İzmir’ olarak adlandırdıkları kentimizde yıkıntıların arasından çıkarılanların hemen hepsi Müslüman…

Hem de bazı kendini bilmezlerden de fazla…

‘Nadide Hanım’ bunlara şöyle sesleniyor:

‘Ne kadar kötü insanlar var böyle…

Ne Gavur İzmirliği kalmış depremzedelerin ve de ağzı alınmayacak sözler paylaşılıyor…

Yazıklar olsun!

Kalpleri karalar kaplamış yobazlara!...’

İnsanlıktan nasip almamış olanları, pisliklerini kusan bunları Allah Islah etsin…

Neden böyle olduk?

Bizler vicdanlı merhametli insanlardık…

Sema Hanım da şöyle diyor:

‘Vatanını milletini seven, yarası yaramız, sevinci sevincimiz olan, yurdun neresinde yaşanırsa yaşansın herkese dua eden, okunun dualarda yer verilen, dil din ayırımı ayırmadan hepimiz ‘amin’ derdik…

Bıktım artık her konuşması partizanlık kokan, bu yüzünden insanları birbirine düşürenlerden nefret ediyorum artık, yazık!’

Düşünebiliyor musunuz?

En aklı başında insanımızı bile çileden çıkarıp ‘nefret’ duygularını aşılayanlar var memleketimizde…

Kim bunlar?

İşte perde arkası

Bu arada fotoğrafını da paylaşan Bornovalı Ahmet Cun’un söylediklerine kulak verelim:

‘İşte siyasetçilerin deprem şehidi üç vatandaşımıza olan saygısı!

İki cenaze defnedilmek üzere kalkmış biri defnedilmek üzere, sevenleri ve yakınları tarafından…

Cenaze namazında, objektiflere girebilmek, genel başkanın yanında (ya da bakanın) yanında görünebilmek uğruna, birbirini ezen belediye başkanları, milletvekilleri, partililer…

Hepsi cenazeye saygıyı unutmuş!

Başkanlarının ve bakanlarının peşindeler…

Yuh olsun, hepsine…

Gelmeseler daha iyi… Daha huzurlu olur acılı insanlar da, sevenleri de…’

Sahneyi görmedim ama önceki yıllarda benzerlerine çok tanık oldum…

Nasıl teselli edilebilir?

İzmir Tabib Odası yönetim kurulundan bir doktorumuzun eşi ile çocuklarının da cansız cesetlerinin çıkarıldığını duyunca binlerce kişi gibi kahroldum…

Aklımızdan geçeni söyledim:

‘Allah; evsiz kalanlara, bu acıyı yaşayan, yakınlarını kaybeden insanlara sabır versin. Allah, vefat eden vatandaşlarımıza rahmet etsin. Bir daha yaşatmasın… Amin!’

Bu acıya can mı dayanır?

Yerimizde duramıyoruz

Akın Küçükoğullarından öğrendim:

‘Yeşilova alt yapımızdan yetişen A takımımızdan oynayan Malik Tahirler evladımıza annesiyle beraber ulaşıldı. Su ve oksijen verildi. Serkan ve Metin başındalar… Çökme olmaması için yavaş hareket ediliyor…’

Akın Bey daha sonra şöyle dedi:

‘Konuşsam dilim varmıyor, sussam gönül durmuyor…’

Nedeni için 19 saat önceye gidelim:

‘Futbolcu evladımız Malik Tahirler enkazdan sağ çıkarıldı.. Annesini kaybettik, başımız sağ olsun…’

Ve şu an:

‘Malik şu an itibarıyla solunum desteği alıyor.

İç kanaması var.

Gençlik Spor Bakanı ısrarla arıyor..

Ben hala susuyorum, heyet kurulacak ya…’

Bunlardan utansınlar

Ayşen Aydede, ‘Söylenecek çok şey var.

Ne yazık ki, nereden başlayacağını bilemiyorsun..’ derken, şunu da söylemek geldi içimden;

Şu anda siyasi gerilimler nedeniyle ‘can düşmanımız’ olarak bildiğimiz çok ülkeden, örneğin Yunanistan ve Fransa’dan bile ‘Her türlü yardımı hazırız. Acınızı paylaşıyoruz’ mesajları gelirken içimizdeki İngilizleri Türk adaletine teslim ediyorum…

Ah vahı bir kenara bırakalım

Acımız büyük…

Ama lafla işler yürümüyor…

Her şeye rağmen birlik zamanı …

İçimiz yandı ve hepimiz bir şeyler yapma telaşındayız.

Ama  böyle anlarda ihtiyaç duyulan malzemeler şunlar:

Elimizden geldiğince katkı koymaya çalışalım:

Battaniye, Uyku Tulumu, Kalın Mat, Çadır, Polar, Çocuk Bezi,          Bebek Maması, Maske, Çorap, Kağıt bardak, Çadır Kurulumu İçin Çekiç ve Merdiven…

Temin edebildiğiniz malzemeleri bırakabileceğiniz teslimat noktaları:

1.Gürçeşme: İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Yardımlar Şube Müdürlüğü Laleli, Menderes Cd. No 418, 35380 Buca/İzmir

2.Bayraklı Belediyesi Osmangazi Ek Bina  617/3 sokak No:3 Osmangazi Mahallesi Bayraklı /OSMANGAZİ

3.Origin Co working : Kazımdirik, 296/2. Sk No:33, 35100 Bornova/İzmir

4.Bornova Belediyesi Büyük Park Gençlik Merkezi

5.Kızılay Kuzey Ege Depoları https://m.facebook.com/profile.php?id=350259478389704&_rdr

Manavkuyu, Alija İZetbegovic Caddesi No: 41, 35535 Bayraklı/İzmir

Bu konuda önemle katkı ve yardımı olan can arkadaşımız Işık Teoman’a da özel olarak teşekkür ediyorum.