Anımsayın; geçen yıl 24 Haziran Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra AKP'nin adayı  Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın rakibi Sn. Muharrem İnce'nin bir sözü vardı: "Adam Kazandı".
FOX Televizyonu'nun sunucusu İsmail Küçükkaya, aklımda kaldığı kadarıyla galiba seçim günü gece yarısını biraz geçe telefonla Muharrem İnce'yi aramış sonuçlar hakkında bilgi almak istemişti.
İyi anımsayın; yanıt son derece yalın ve bana göre bir ölçüde avamdı: "Adam Kazandı". Bu yanıt o günlerde siyaset dünyasında çok konuşulmuştu. Neler konuşulmamıştı ki?
Kimileri, Muharrem İnce'nin bu yanıtında CHP yöneticileri tarafından yalnız bırakıldığının izlerini aramışlardı. Öyle ya Muharrem İnce seçimi kaybedince milletvekili de olamadığı için siyaset dünyasında boşlukta kalmış dolayısıyla bir ölçüde izole edilmiş sayılmaktaydı. Oysa Sn. İnce kampanya döneminde yalnız bırakılmış bile olsa tek başına partisinin genel seçimlerde aldığı oy yüzdesinin üzerinde, % 30 civarında oy alarak başarı gösterebilmişti. Kısacası başarısız sayılamazdı.
Ama kabul edilmeli ki mutlaka bir gönül kırgınlığı oluşmuş olmalıydı. İşte o ortam içinde dediğim gibi avam ağzı sayılabilecek o unutulmaz yanıtı vermiş olabilirdi. Ardından gelen kurultay toplama çabaları da sonuç vermeyince Sn. Muharrem İnce; bence, CHP içinde bir ölçüde ikincil konuma düşmüş sayılabilir.
İşin aslında Sn. İnce; Cumhurbaşkanlığı seçimindeki yenilgisini kabul etmiş ve düşüncesini hiçbir nedene bağlamaksızın açıkça dışa vurabilmişti. Yazdığım gibi yanıt; biraz kabaca da olsa açık ve netti.

***

O günlerden bu yana aşağı yukarı üç çeyrek yıl geçti. Geldik bu günlere, yerel seçim günlerine.
Geçen haftaki yazımda 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde muhalefetin sorunlarının yıpratıcı olacağını geçmiş seçimlerden örnekler vererek anlatmaya çalışmıştım. Açıkçası yapılacak bu yeni seçimlerin sonuçlarından pek de umutlu değildim. Mutlaka bir şeyler bulunur seçimler gene iktidara yarayacak bir sonuca dönüştürülürdü. Sözkonusu yazımda geçmiş yıllarda yaşananlardan örnekler vererek düşüncemi pekiştirmeye çalıştığımı anımsıyorum.     
Bakınız daha önceki seçim dönemlerinde olduğu gibi bu yeni seçim döneminde de iktidar, nedeni bilinmez yapılan her seçimin centilmenler savaşı olmasını bir türlü kabul edemiyor; haksız rekabet ortamını oluşturuyordu. Bu ne demektir? Bu şu demektir: Devletin tüm olanakları AKP'lilerce hem de çok belirgin şekilde kullanılıyor; öte yandan karşı tarafa hiç şans verilmezken bir yandan da haklı ya da haksız suçlama kampanyaları sürdürülüyordu. Muhalefetin yakınmalarına hiç yer verilmiyor buna karşın en ufak bir karşı çıkış mahkemelerde hem de yol gösterilerek şikayet konusuna dönüşüyordu.
Örneğin; sen misin Sn. Cumhurbaşkanına bir söz söyleyen? Savcılarımız, yazdığım gibi anında hem de talimat alarak iddianamelerini hazırlıyor hazırda bekleyen mahkemelerimiz de anında karar verip muhalefet kanadındakileri tazminat cezasına mahkûm edebiliyordu.
Geldik yerel seçim sonuçlarına. Allah için, iktidar partilerinden bir tek söz duyuyor musunuz? İçlerinden biri "Adamlar Kazandı" diyerek konuşuyor mu? Varsa yoksa "İşte o sandıkta şöyle yanlış sayılan oylar var", "Geçersiz oylar yeniden sayılsın" benzeri itiraz nedenlerini konuşup duruyorlar. Sn. Binali Yıldırım da seçim kazanmışçasına beyanat verebiliyor. Nerede kaldı, "Adam Kazandı" diyebilmenin güzelliği?
A benim güzel insanlarım, sizler seçim kazanırken her şey doğru yapıldı da gene sizler her şeyin hakimiyken bu koşulda seçimi yitirince bu kere feryat üzerine feryat.
Üstelik, "Anadolu Ajansı" gibi devlet birimini de centilmenlik davranışından uzak tutabilmek acaba hangi aklıevvelin akıl dışı düşüncesidir? Devletin resmi ajansının saatlerce haber vermekten kaçınmasının acaba akla uygun açıklaması olacak mıdır?
Galiba 2014 yılı seçimleriydi de trafolara kediler mi girmişti de elektrikler bir süre kesilmişti. Ardından bir baktık ki bayağı ciddi bir oy farkıyla önde olan Mansur Yavaş ikinci sıraya düşmüş seçimi Melih Gökçek kazanmış (!)
Sosyal medyada bir fıkra dolaşıyor: fıkraya göre kediler bu kere Anadolu Ajansı'na girmişler. Anlayana.
Esenlikle kalınız...