Olacağı buydu...
İş sonunda döndü dolaştı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın masasına düştü. Deyim yerinde ise o da gereğini yaptı ve bir "İzmir modeli" olan Tanzim Satış'ı Türkiye'nin gündemine oturttu. Ülkedeki fiyatlardan söz ediyorum.
Her şeyin fiyatından ama. Mal ve hizmet alımlarından tutun da, iğneden ipliğe gelen zamlardan söz ediyorum. Sadece mal ve hizmet alımlarında "çıldıran" fiyatlardan da değil. Para ile işlem gören her şeyin fiyatının bir anda 2'ye, 3'e ve hatta 5'e katlanmasından söz ediyorum...
İlk önceleri dolar'daki yükselişi bahane edenler, bugün doların eski fiyatının bile altına düşmesine rağmen bırakın fiyat indirmeyi, hala yükseltmeye devam ediyor...
Soğanla başlayan fahiş fiyat politikasını, patatesle sürdürdüler. Ispanağı 7 liranın, kerevizi 6 liranın üzerinde sattılar. Sivri biber 20 lira, marul'un demedi 5 lira oldu, 2 sap maydanoz 1 lirayı geçti...
Hiç kimse;
Antalya'daki sel felaketinin, ya da "dolar pahalı iken aldıydım" edebiyatının arkasına saklanmamalı. Saklansa dahi şunu bilmeli deve kuşu gibi bir yerleri açıkta kalıyor.
Sadece 2 hafta süren dolar'daki artış, bugün senin sattığın maydanozun fiyatını hangi yoldan etkiledi. Ne oldu da 1 lira olan tuvalet ücreti 2 liraya çıktı...
Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, bir avuç aracı Türkiye'nin hakkını yiyor. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki üreticinin, köylünün cebine giren parada bir tek kuruş artış olmuyor...

İşte onun içindir ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan "tanzim satış" furyasını başlattı. Şimdilik İstanbul ve Ankara'da sebze ve meyve satışını belediyeler aracılığı ile tanzim satış çadırları ve araçları yapıyor. Fiyatlar ilk gün yüzde 45 düştü. O kadar çok ilgi var ki, kota konuldu. Bir kişi 3 kilodan fazla aynı üründen alamıyor.
Bu arada çarpıcı bir açıklamada Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'dan geldi. Pekcan, 5 ilde yapılan hal denetimiyle ilgili "Yapılan operasyonlarda sebze ve meyvelerin alış ve satış fiyatlarında yüzde 800'lere varan oranlarda fahiş fiyat artışları tespit ettik. İlk verilere göre fahiş fiyat uygulayan 88 firma hakkında 2 milyon liranın üzerinde idari para cezası uygulanması için Bakanlığımızca idari işlem başlattık" dedi.
Yine aynı proje kapsamında temizlik ürünleri de gündeme geldi. Erdoğan son açıklamasında "Bundan sonra vatandaşlarımız temizlik ürünlerinin her çeşidini de bu tanzim satış yerlerinde bulabilecekler" müjdesini verdi. Arkasından da sırada bakliyatın olduğu yine Cumhurbaşkanı tarafından açıklandı...

Zaman içerisinde bir markette satılan her ürünün bu kervana katılacağı gün gibi aşikar. Zaten vatandaşlar da bunu istiyor. Her şehrin her parkın, her meydanın bir köşesinde vatandaş tanzim satış standlarının kurulacağı günü bekliyor...
Çünkü canına "tak" etti...
Çünkü bu memlekette "kolay yoldan para kazanmak isteyen çakma esnaf"lar tavan yaptı.
Sadece fahiş fiyatla yetinmeyen ahlak yoksunları, son günlerde toplum sağlığını da tehdit etmeye başladılar...
Düşünün bir kere;
45 ton peynir kontrol ediliyor, içinde 1 gram süt yok. Yoğurtlar süttozu'ndan yapılmış. Yumurta alıyorsunuz, balık kokuyor. Çünkü çiftlik balıklarının kafasından ve kesilmiş tavuk artıklarından yem yapılıyor. Yoğurt yapmadan ayran yapıyorlar artık...
Ekmek deseniz zaten başlı başına bir problem. İçinde insan vücuduna yararlı hiç bir şey kalmamış. Sadece gıda mı, derseniz kesinlikle hayır. Her şeyde hile hurda tavan yapmış...
İstanbul'da son çöken bina ile ilgili açıklamalarda tüyler ürpertici. Binanın kolonolarından midye kabukları çıktı ve kullanılan tüm malzemenin deniz kumu olduğunu yetkililer söyledi.
Devletin en üst makanı olan Cumhurbaşkanlığı, gıda terörü ile başedebilmek için "Ulusal Beslenme Konseyi"ni kurdu.
Yani fırsatçılar işi öylesine azıttılar ki, devlet bu hainlerden vatandaşını koruyabilmek için strateji geliştirmek zorunda kaldı...
Şimdi bütün bunların neden çoğaldığını, sorarsanız tek bir cevabı var;
Ahlaksızlık çığ gibi büyüyor...
Anlayacağınız bir kısım var ki, ne ahlaktan nasiplerini almışlar, ne de Allah'tan korkuyorlar. Bugün cephelerini doldurmaları onlara yetiyor. Oysa aileleri ve toplumları ayakta tutan "ahlaklı olma" şartıdır. İstediğiniz kadar para kazanın, istediğiniz gibi bir hayatı yaşayın. Ama birilerinin hakkını yiyorsanız, inanın bana günün birinde hepsi fitil fitil burnunuzdan gelecektir...

BİR SÖZ

Para ile insan arasındaki karşılıklı ilişki şöyledir:
İnsan paranın sahtesini yapar, para da insanın.