Yaz mevsiminin gelmesi ve piknik sezonunun açılması nedeniyle yine yangın mevsimi başladı. Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri çıkan yangınlara ise sadece 1 dakika erken gitmenin mücadelesini veriyor. Yangınla mücadelenini sadece bugünün konusu olmadığını belirten Erol, toplumu eğitmenin önemine dikkat çekiyor

Yangın mevsiminin içinde olmamız nedeniyle her an bilinçsizlikle atılan sigara izmaritinden bir orman yanabilir. Ormanın çevresinde çıkabilecek en ufak bir kıvılcıma bile Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri titizlikle ulaşıp müdahale ediyor. Görev bilinciyle ekipler 7/24 teyakkuz halinde. Yangın gözetleme kulelerinde nöbetleşe olarak yangın mevsiminin tamamında ekipler nöbet tutuyor. Kameralarla etraf 360 derece taranak ufak bir hataya bir saniye bile yer bırakılmamaya çalışılıyor. Bu kadar mücadeleye karşın orman yangınlarının önüne tamamiyle geçilemiyor. Çıkan bir yangında Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri konumlandıkları yerden 1 dakika olsun erken müdahale etmek için mücadele veriyor. Orman Bölge Müdürü Mehmet Erol ise yangın mevsiminde hiç durmadan amansız mücadele verildiğini, ormanın şakaya gelmeyeceğini vurguladı. Erol, yangın mevsiminde çıkabilecek yangınlara karşı ekiplerini sürekli diri tutmak için çabalıyor. Yangın mevsiminden uzaklaştıkça ekibin mesaisi azalmıyor. Yeni gelecek yangın mevsimine karşı hazırlıklar son hızla devam ediyor. Erol, çok tartışmalı olan ormanlık alanın yandıktan sonra imara açıldığını yanan alanın lüks otellere tahsis edildiği iddialarını kesin bir dille yalanladı. Göcek'te Türk Hava Kurumu'nun gece uçuş yapabilen uçaklarının kullanılmadığı iddiası içinse, uçakların gece uçuş imkanı olmadığını söyledi

Eşit riskli ülkelerde birinciyiz

Ekipmanlar ve teknik olarak dünyada hangi konumdayız? Elimizdeki ekipmanlar yeterli geliyor mu?

Biz ülkeler ile kendimizi karşılaştırıyoruz. Ormancılığın diğer konularında da böyle bir karşılaştırma söz konusu. Bu karşılaştırmayı yaparken de bizimle eşit düzeyde olan ülkeler ile kıyas yapıyoruz. Akdeniz kuşağındaki ağaç türü, orman yangına neden olma açısından aynı kuşakta yer aldığımız Yunanistan, Fransa ve İspanya gibi eşit şartlarda risk taşıyan ülkeler ile kendimizi karşılaştırıyoruz. Bu bizim sadece bizim söylemimiz değil. Onların da söylediği kadarıyla orman yangınlarıyla mücadele konusunda biz bahsi geçen o ülkeler karşısında öndeyiz. Çok iyi durumdayız. Devletimiz bu konuda teyakkuz halinde ve ciddi oranda bir bütçe ayırıyor. Başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Diğer ormancılık çalışmalarında da iyiyiz. Orman alanlarını arttıran en önde 3 ülkeden biriyiz. Biz ormanları yangın gözetleme kulelerinden 24 saat gözetliyoruz. 66 tane yangın gözetleme kulemiz var. Bunu yeterli görmeyerek 33 tane de kameralı sistemler kurduk. 360 derece görüntüler bize ulaşıyor. Ayrıca helikopterlerimi, denizden, gölden ve barajdan su aldıkları gibi 330 adet orman içerisinde dağılmış vaziyette havuzlarımız var. Oralardan da su tedariki yapıp ormana müdahale ediyoruz. Bölge Müdürlüğümüzün 2200 personeli var. Hepimiz hazır vaziyette bekliyoruz.

Hızlı ulaşım, etkili mücadele

Şu an bir yangın haberi gelse Orman Bölge Müdürlüğü nasıl bir müdahale de bulanacak, hangi aşamalar ile yangına müdahale ediyorsunuz?

Bizim yangın organizasyonumuz ve yönetimimiz alan hakimiyeti esasına göre konuşlanıyor. Helikopterler de ormanın çeşitli bölgelerine yayılmış, ilk müdahale ekiplerimiz de ormanın her yerine yayılmış halde. En kısa sürede yangına müdahale edilebilecek şekilde yerleştirilmiş şekildeler. Az önce söylediğim gibi günün 11.00 ile 18.00 saatleri arasında ekipte bulunan 2 araçtan birini de daha sıklaştırmak ve müdahale edebilmek için seyyar ekipler oluşturuyoruz. Yol şartlarına ormana ve ulaşılabilecek noktalara konuşlandırılmasını sağlıyoruz. 1 dakika daha erken gitmek için çabalıyoruz. Erken müdahale çok önemli. Bizim temel ilkelerimizin başında erken müdahale, hızlı ulaşım ve etkili mücadele geliyor. Daha sonra da ağaçlandırma geliyor çalışmalarımız arasında.

Yüksek ışıkta termal kamera işlevsiz

Yangına gece müdahale edebilecek bir teknoloji var mı? Varsa Türkiye bu teknolojiye sahip mi? Türk Hava Kurumu'nun elindeki 'gece uçabilen' yangın söndürme uçakları önceki haftalarda çıkan Göcek yangınında kullanılmadı iddiası var? Bu mümkün mü?

Ben bu iddiaları reddediyorum. Hava araçlarının hiçbiri gece uçamıyor. Bunlar teknik özellikleri bakımından böyle. Gece uçuşa elverişli araçlar değiller. Gün batımında konuşlandığı yere inmek zorundalar. Gün doğumunda yine havalanabilirler. Görerek uçan araçlar. Görmeden termal kamera ile yangına müdahale edemezler. Bu büyük bir risk. Biz orman yangınlarıyla mücadele ediyoruz. Her yanımız ışık o yüzden termal kameralar özelliğini yitiriyor. Böyle bir yerde bu kameraları kullanmak mümkün değil. Bizim hava araçlarımızın hiçbirisi gece uçuşuna elverişli değil. Türk Hava Kurumu'nun da araçları elverişli değil. O yüzden bu iddiaları kabul etmek mümkün değil. Diğer ilkelerde de aynı durum söz konusu. Hava araçları haricinde diğer araçlarımız 7/24 esasına göre mücadele ediyor. Mesela Özdere yangını gece 10 civarında çıktı ve biliyorsunuz oteli yangından kurtardık. Oradaki yazlık evler var. Onları da kurtardık. Vatandaşlarımız bize çok fazla teşekkür ettiler. Bu teşekkürlerle bütün yorgunluklarımız gidiyor. Gece gündüz demeden yerdeyken herhangi bir sıkıntı yok. Mücadelemiz devam ediyor.

Yanan alanların imara açıldığına dair oluşan iddialar gerçeği yansıtıyor mu?

Yanan sahanın statüsü değişiyor. Artık biz oraya yanık saha olarak diyoruz. Tüm ekiplerimizle orada seferberlik ilan edip orayı ağaçlandırıyoruz. Sosyal medyada ya da başka alanlarda imara açılacak algısı oluşturuluyor. Vatandaşlarımız da buna inanıyor. Yanan saha aynı yıl erken zamanda ağaçlandırılarak eski haline dönüştürüyoruz. Diktiğimiz sene tamamiyle yeşil bir örtü oluşturmak için çabalıyoruz. Yeni bir orman geliyor. Bu vesileyle orman gençleşmiş oluyor. O bakımdan imara açılacağı birilerine otel yapımı için verileceği dedikodularına insanlar inanmasın.

Geçen yıl 392 hektar yandı

İzmir ve Manisa çevresinde 2018 yılında ne kadarlık bir ormanlık alanı kaybettik?

1 yıl boyunca 265 orman yangını meydana geldi. Bu yangınlarda 392 hektar alan yandı. Bizim esas mücadelemizin gücünü göstermesi bakımından bir yangında yanan alan 1,47 hektar. Bizim mücadelemiz burada da görülüyor. Bugüne kadar 2019 yılı içerisinde bizim yangın yönetim merkezimize gelen ihbar sayısı 249 adet. Bunun 29'u boş hektar. Orman yangını 88, orman dışı alan ise 132 adet gözüküyor. Orman dışı alan kastettiğim ziraat alanları. Biz o alanlardaki yangınları da söndürüyoruz. Ziraat alanlarını söndürmemizin sebebi bu yangınların ormana sıçrama ihtimali. Ziraai alanları güvence altına almazsak ormanları güvence altına alamayız. O yüzden tedbiri elden bırakmıyoruz. Köy yangınlarına da desteğe gidiyoruz ama orada ana görevi itfaiye üstleniyor. Toplamda 2019 yılı başından bugüne kadar çıkan 87 orman yangınında 153 hektar alan yanmış durumda. Başarılı bir grafik sürdürüyoruz. Bu şekilde gider ve kazasız yılı bitiririz ümidimiz var. Yangın çıktığında köylerin ve yerleşim alanlarının güvence altında olması önemli bizim kendi personelimizin güvence altında olması önemli. Herhangi bir can kaybı olmadan güvenlik kuralları içerisinde devam etmemiz gerekiyor. Bir yerleşim alanının kenarında yangın meydana geldiğinde önce o alanın etrafını çevirmeye gayret edip öncelik veriyoruz. Mal ve can kaybı daha fazla önem kazanıyor. Bu vatandaşların da bizden talebi.

Karagöl'den şikayet gelmedi

Karagöl tabiat parkı çevresine içinde Orman Bölge Müdürlüğünün olduğu paydaşların taş ocağı yapılabilir raporu verilmesi doğru mu? Yapılacak taş ocağı Karagöl'e zarar vermez mi?

Taş ocağının yerini ve konumunu tam olarak bilmiyorum. Biz paydaşlarımızdan görüş alıyoruz. Çevreye zarar vermemesine ve diğer faaliyetleriyle Orman Kanunlarının 16, 17 ve 18. maddelerine göre kamu yararı olan faaliyetlere izin veriyoruz. Kanun yasa koyucular tarafından böyle belirlenmiş durumda. Ama bu izni verirken kamu yararının olmasına, bu faaliyetin orman dışında başka bir yerde yapılıp yapılamayacağını inceliyoruz. ÇED raporları da var. Bütün bunlar alındıktan sonra bir dosya düzenleniyor. Zarar tespit edildiği takdirde izin verilmiyor. İzni zarar vermez hale getirerek veriyoruz. Bahsi geçen bölgenin o bölgeye zarar verdiğine yönelik bize bir şikayet gelmedi.

Yıllık 6 milyon fidan

Bu yıl ne kadarlık bir ağaç dikimi oldu? Yeni ormanlık alan kazandırıldı mı?

Bizim her yıl 3500 ile 4 bin hektar arasında ağaçlandırma programımız var. Bu programı Kasım ayında başlatıp Nisan ayına kadar sürdürüyoruz. Bu aylar fidan dikim aylarımız. 4 bin hektarlık alana 5,5 ila 6 milyon arasında fidan dikiyoruz. Bizim Torbalı, Salihli ve Muradiye ve Karşıyaka'da 4 tane fidanlık müdürlüğmüz var. Bu Türkiye'nin hemen her iline kendi diktiğimiz fidanları gönderiyoruz. Çok önemli süs bitkileri yetiştiriyoruz. Gerek vatandaşların talebini karşılamakta gerekse orman teşkilatının talebini karşılamakta çaba gösteriyoruz. İzmir'de bulunan bu fidanlıklar Türkiye'nin gözbebeği. Her yıl 12 milyon fidan yetiştiriyoruz. Yetiştirdiğimiz fidanların yarıya yakınını kendimiz ekiyoruz. Geri kalanını ise Türkiye'nin 81 iline dağıtıyoruz.

Bu bahsi geçen fidanlıklarda ne tür bitkiler bulunuyor?

Orman ağacı fidanı bunun yanında süs bitkisi ve çiçekli bitkiler yetiştiriyoruz. Sarılıcı bitkiler, yer örtücüler, değişik peyzaj düzenlemelerinde kullanılan değişik bitkilerimiz var. Yetiştirip her yere gönderiyoruz.

Fidan diken öğrenci doğayı sever

Yeni ormanlık alan planınız var mı?

Bu yıl Bornova'da Çimento Fabrikası'nın arkasında bir alan hazırladık. Özellikle şehir kenarı olduğundan dolayı orayı eğitim aracı olarak da kullandık. Okul öğrencilerini götürdük. Fidan diktirdik. Bir taraftan öğrencileri götürüyoruz ki fidan diken bir öğrenci doğayı ve ormanı sever. Emek vermiştir. Eli toprağa değmiştir. O diktiği fidanı ömrü boyunca unutmaz. Tüm ağaçlara saygı ve sevgi çerçevesinden bakar. Ormanı korur. Gözetir. Bu bakımdan eğitim görevimiz var. Bazı kamu kurumlarının hatıra ormanlarına aracılık ediyoruz. Üniversite ve hastane bahçelerine fidan dikerek katkı veriyoruz. Sosyal amaçlı ağaçlandırmalarda yapıyoruz. Diğer taraftan da fidan dağıtarak ücretsiz olarak halkımızın ağaç dikmesine vesile oluyoruz.

Tahmin etmek zor değil

İnsanlara doğa sevgisi ve onu koruma bilincini aşılamak için nasıl çalışmalar yapıyorsunuz?

Orman yangınlarının mevsiminin Haziran ayında başladığını söylemiştim. Haziran ayı öncesinde tamamiyle yangın dönemine hazırlık çalışmalarıyla geçiriyoruz. Gerek teknik ve teknolojik altyapıyı kurmak. Makine alet ve edevat gibi eksikleri tamamlamak için çabalıyoruz. Aynı zamanda da eğitim çalışması yapıyoruz. Şube mühendislerimiz okullarımızı ziyaret ederek orada orman yangınlarıyla ilgili uyarıcı ve bilgilendirici faaliyetlerle öğrencileri eğitiyorlar. Askeri makamlar ile askerleri eğitiyor. Zaman zaman askerlerde bize yangınlarda yardımcı oluyorlar. Onları da eğitiyoruz. Sonuçta onlar teskerelerini aldıktan sonra memleketlerinde bu eğitimin yararını görüyorlar. Topluma yansıtıyorlar. Tiyatro gibi eğitici ve bilgilendirici faaliyetlerde bulunuyoruz. Broşür de dağıtıyoruz. En çok fidan dikimi ve dağıtımıyla birlikte toplumun bilinç düzeyini arttırmaya çalışıyoruz. Bu mesajların yararını hissediyoruz. Araçtan sigara izmariti atmayın diye yıllardır söylüyoruz. Buna uymamız gerekiyor. Çünkü izmarit düştüğü yerde yol kenarındaki otlara ulaştığı an yangın tetikleniyor. Artık yangın ihbarını aldığımızda yangının nerede olduğunu duyduğumuz an alevlerin neden yükseldiğini tahmin etmek bizim için zor değil.

2013'ten beri İzmirdeyim

Kendinizi tanıtır mısınız ?

Ben 1964 Yozgat doğumlu evli ve 3 çocuklu doğa sevgisiyle dolu bir babayım. Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi'nden mezun oldum. Çeşitli görevlerde yer aldıktan sonra teknik elemanlıkla başladığım orman mücadelem memleketim Yogat'ta Orman İşletme Müdürlüğü ile devam etti. Daha sonra 2013 yılında İzmir Orman Bölge Müdür Yardımcılığı görevine atandım. Daha sonra Bölge Müdürümüzün görev değişikliği nedeniyle Orman Bölge Müdürlüğüne vekaleten atandım. Yaklaşık 9 aydır da görevi Orman Bölge Müdürü olarak sürdürüyorum.