Geçen yıl 8 Mayıs'ta "6 Mayıs" başlıklı yazımda; Aliağa'da mahkeme kararının arkasından dolanılarak hukuksuz çalışan bir termik santral olduğu, mahkeme kararının yok sayılarak verilen yeni ÇED izni için önemli bir dava açıldığı, davanın hukuk devleti ve yaşamı savunma konusunda örnek gösterilecek türden olduğundan söz etmiştim. [1]

Bu örnek davadan geçtiğimiz günlerde karar çıktı, termik santral için verilen ÇED olumlu belgesini mahkeme yine iptal etti. İptal etti ama yine umursanmadı, arkasından dolanma girişimi başladı. Karar henüz davanın taraflarına tebliğ edilmeden, 2009/7 sayılı genelgeye dayanılarak yeni ÇED süreci başlatıldı, halkın katılımı toplantısı yapılmadan 7 Aralık'ta İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı yapıldı. Mahkemenin iptal ettiği ÇED olumlu belgesi de 2009/7 sayılı genelgenin uygulanması ile verilmişti. [2]

Mahkeme kararındaki, İzmir Barosu'nun, Menemen Esnaf ve Sanatkârlar Kredi Kefalet Kooperatifi, Menemen Minibüsçüler Odası, Menemen Sanatkârlar Esnaf Odası, Menemen Esnaflar Odası, Menemen Şoförler ve Otomobilciler Odası ve Menemen Ticaret Odası ile Aliağa ve Foça'da oturmayan yurttaşların davalarının, ehliyetleri olmadığı gerekçesiyle reddedilmesinin vahim bir hata olduğunu belirteyim ve bu konuyu bir başka yazıya bırakayım, yeniden kararın iptal kısmına döneyim.
Mahkeme karar verdiğine göre; Anayasanın 138. maddesine göre; kararın "hiçbir suretle" değiştirilmeden derhal uygulanması, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesine göre bunun kararın tebliğinden başlayarak otuz günü geçmemesi gerekiyor.

Anayasa ve yasanın bu açık düzenlemesi karşısında ne yapılması gerekiyor? Mahkemece İzmir İli, Aliağa İlçesi, Horozgediği mevkiinde İzdemir Enerji Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan İzdemir Enerji Santrali-II (Endüstriyel ve Tehlikeli Atık Düzenli Depolama Alanı dahil) projesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen 22.03.2017 tarihli ÇED kararı İPTAL  edildi. Kararın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na tebliğinden itibaren en geç 30 gün içinde uygulanarak termik santralın kapatılması Anayasa ve yasanın amir hükmü, ama dinleyen yok, yasanın tanıdığı azami 30 günlük süre içinde yeni bir ÇED izni verilmeye çalışılıyor.
Buna sessiz mi kalacağız? Mahkeme kararını verdi, biz de bir şey yapmak zorundayız.

Yargılama sırasında düzenlenen bilirkişi raporunda; "bölgede yer alan mevcut tesislerin üstüne, ekosistem, bölgede yaşayan nüfus ve sağlık etkileşimleri veya neden sonuç ilişkisi ortaya konup, bütüncül değerlendirme ve planlama yapılmadan yeni kirletici tesislere izin verilmesinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık taşıyacağı" uyarısı yapılıyor. Bu uyarıyı ciddiye almalı, Aliağa ve yöresinin ölüme terk edilmemesi için mahkeme kararı uygulanmalı. Bir başka konu da küresel iklim değişikliği meselesi. Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)'nin 8 Ekim'de onayladığı, "1,5ºC Küresel Isınma Özel Raporu"nun henüz mürekkebi kurumadı. Raporda; ekolojik sistemler ve yaşam alanları üzerindeki geri dönüşü olmayacak kalıcı etkinin önlenmesi için küresel ısınmayı 1,5ºC ile sınırlandırmak gerektiği belirtiliyor. [3] Pek çok bilimsel araştırma ile kanıtlandığı üzere; kömürün yakılması ile büyük miktarlarda sera gazı, özellikle karbon dioksit ve sülfür dioksit, açığa çıkıyor, yani termik santraller iklim değişikliğine katkıda bulunan sanayi tesislerinin başında geliyor. Bunun için de termik santralın kapatılması anlamına gelen eldeki mahkeme kararının uygulanmasında ısrar etmek gerek.
Mahkeme kararının uygulanması için; İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, EGEÇEP, Menemen, Foça Belediyesi, Menemen Ziraat Odası, Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve diğer davacılar başta olmak üzere, yaşamın korunmasından ve hukuk devletinden yana olan herkese görev düşüyor.

Bugün 10 Aralık İnsan Hakları günü, hakların başında yaşama hakkı geliyor, bunun için de Alaiağa'ya dair bir şey yapmak gerekiyor.
Aliağa'daki termik santral sorununa İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Aziz Kocaoğlu şimdiye kadar ilgisiz kaldı, bu ilgisizlik devam edecek mi, 31 Mart'a hazırlanan adaylar ne diyorlar?

Haber Ekspres rüştünü ispatladı

Dün Haber Ekspres'in 18. yaş günüydü. İnsan için bu yaş reşit olma yaşıdır. Haber Ekspres de rüştünü ispatladı.
Haber Ekspres, gazetecilikten başka derdi olmayan, 30 kuruşluk fiyatıyla fakir fukaranın, herkesin ulaşabileceği bir gazete. Dağıtım yapılmayan yerlerden hareketli, canlı internet sayfasından gazeteye ulaşılabiliyor.
Haber Ekspres'teki sürekli yazılarıma 25 Mayıs 2015'te "Su'yla Merhaba" diyerek başlamıştım. O günden bu yana her pazartesi bu köşeden "hayatın içinden" merhaba demeye devam ediyorum. Daha ne kadar sürdürebilirim bilemiyorum, şimdiye kadar, her yazıyla yeni dostlara ulaşmanın keyfini yaşadım.
Haber Ekspres gibi ideolojik saplantıları olmayan tek derdi gazetecilik olan gazetelere, bu kentin, bu ülkenin, dünyanın, ihtiyacı var, yaşamalı, yaşatmalı.

[1] <http://www.haberekspres.com.tr/6-mayis-in-anlami-nedir-makale,5593.html>
[2] <http://www.haberekspres.com.tr/cevrenin-dusmani-20097-sayili-genelge-makale,4186.html>
[3] <http://www.haberekspres.com.tr/ekolojik-kriz-makale,7197.html>