Süper Lig ve 1.Lig’den sonra, hafta sonu oynanan maçlarla 2 ve 3.liglerde de karşılaşmalar başladı. Çok köklü camiaların takımlarının da katıldığı bu liglerden futbolla ilgileniyorum diyen ne kadar insanın haberi var doğrusu şüpheliyim. İzmir temsilcileri Karşıyaka ve Buca’nın ilk maçlarda ne skor aldığını sorsam acaba kaç dostum bunu bilebilir? Doğrusu alt liglerle ilgili hissettiğim bu endişeyi hafta sonu katıldığım bir gezideki dostlarımla yaptığım futbol, Altay ve Karşıyaka sohbetleri perçinledi. Geziye katılan birçok dostum Karşıyaka’nın basketbol maçlarına düzenli giden, kendilerini ‘Biz Karşıyakalıyız’ diye tanımlayan ailelerdi. Bol bol Altay, futbol ve basketbol sohbetleri ettik. Günlerden cumartesiydi. Karşıyaka futbol takımı ligde ilk karşılaşmasına çıkıyordu. Her fırsatta ‘Kaf Sin Kaf’ çekmekten keyif alan dostlarımın hiçbirinin bu karşılaşmadan haberi yoktu. Maçın sonucunu merak etmeyi bir yana bırakın, maçın varlığından bile habersiz gönül dostları…

Alt liglerin kaderidir; gözden ırak olan gönülden de ırak olur. 3.Lig’i bir kenara bırakalım, 1.ligde oynayan İzmir takımları Altay, Altınordu, Menemenspor’un sonuçlarını kaçımız takip ediyoruz? Bu arada tekrar hatırlatmış olalım, Karşıyaka’nın 3.Lig’de temsil ettiği İzmir’i Menemenspor 1.Lig’de temsil ediyor. Bundan da çok kişinin haberi olmadığını tahmin edebiliyorum. Size göre bu kulüplerin, camiaların sorunu olabilir ama alt liglerin bu kadar göz ardı edildiği bir spor sisteminde bu liglerden alt yapı sporcusu yetiştirmesini nasıl umabiliriz ki? Bu liglerde yer alan kulüplerin tek amacı var. Başarılı olup, bu bataklıktan kurtulmak. Bu liglerin misyonu olması gereken yetiştiricilik yerine üst liglerde emekliliği gelmiş tabiri caizse kaşar topçularla takım kurmak, bu liglerde başarılı olabilmenin en kestirme yolu. Bunu 1-2 sezonda başaramazsanız ise, geliri neredeyse sıfır olan bu liglerde iflas etmek, armayı teslim etmek kaçınılmazdır. Malatyaspor, Diyarbakırspor, Gaziantepspor, Mersin İdman Yurdu yakın örneklerdir. Göztepe ve Bucaspor ise bir anlamda hülle yoluyla bu iflaslarını gözden ırakta tutabilmeyi başarabilmişlerdir.

Altay, çok zorlu bir sürecin ardından 1.Lig’de ikinci sezonunu yaşıyor. Camia içinden biri olarak şunu söyleyebilirim ki, alt liglerde olan heyecan, motivasyon nedense bu sezon çok geride. Bunu Altay camiası inkar eder ve çözüm üretemezse Altay’ı iyi günlerin beklemediğini üzülerek ifade etmeliyim. Bunun için herkesin farklı bir değerlendirmesi olabilir elbette. Ama bunları iyi analiz etmek ve bu motivasyon düşüklüğünü anlayarak önüne geçmek, bu armayı seviyorum diyen herkesin öncelikli sorumluluğu olmalıdır. Alt liglerin kaderi bir bataklığa düşen canlının kaderine benzer. Çaresiz bırakır. Altay geçmişte bir defa bu cendereden çıkmayı başardı. Bir daha düşerse, korkarım ki çok zor çıkar. Altını tekrar çiziyorum, inkar etmeden, devekuşu misali çözümlerden uzak bir anlayışı, kucaklaşmayı beceremezsek, bir kaç zaman geçer, bu yazım üzülerek akıllarımıza gelir.