Altay, ligde tüm maçlarını kazanan Boluspor deplasmanında zorlu bir maça çıktı. 1 saatten fazla 1 kişi eksik oynamasına rağmen, puan çıkarmayı başardı, evine mutlu döndü.

Her iki tarafta tam saha presle karşılaşmaya başladı. Klasik bir başlangıç, 1. Lig takımları için. Böyle olunca iki taraf da birbirine oynama izni vermedi ve müsabaka orta saha mücadelesi şeklinde geçti.

***

Altaylı oyuncular pres yaparken adam adama oynamak yerine topun peşinden koştular. Yorulmuş olsalar gerek, maçın 15. dakikasından sonra tempo iyice düştü. Yavaş hareketler, yavaş kullanılan faul atışları, taç atışları vs.
Mücadelenin seyri 28. dakikada değişti. Sarı kartla oynayan Gençer, Boluspor kalecisi Gökhan'ın topu hızlı bir şekilde oyuna sokmasını, tutarak engellemeye çalıştı. Bunun cezası her zaman sarı karttır. Profesyonel bir oyuncunun, üstelik sarı kartı olan bir oyuncunun asla yapmaması gereken bir hareket. Takımını eksik bıraktı.
Altay iyice geri çekildi, Boluspor'a oynama izni verdi ama ceza alanına yaklaşmasına izin vermedi. Özellikle Kappel, önceki maçlarda olduğu gibi, bu maçta da sürekli defansa geldi, hızı ve çevikliğiyle birçok atağı kesti, rakiplerinden çaldığı toplarla takımını hücuma çıkarttı. İleri geri hiç durmadan koştu.
Son 20 dakika Boluspor özellikle kanatlardan tehlikeli gelmeye başladı, bazı pozisyonlar da buldu ama gol atmayı başaramadı. Karşılaşma da 0-0 sona erdi.

***

Boluspor'un en büyük silahı, sert ve istekli oyunu idi. Ama bu maçta o oyunundan eser yoktu. Bu da Altay'ın ekmeğine yağ süren bir etken oldu.

***

Karşılaşmada kayda değer 3 pozisyon vardı. İlkinde Boluspor'dan Ümit, ceza sahası içinde iki ayağını birden yerden kesip, sert vole vuruşunu, kaleci Emre çıkarmayı başardı. Ardından, soldan Bentley, yerden arka taraftaki Özgürcan'a al da at dercesine pas verdi. Özgürcan topu boş kaleye göndermek yerine direğe nişanladı. Son dakikalarda Kappel bir anda topu önünde buldu. Rakipleri hemen arkasındaydı. Sürüp ceza alanına girdi. Tam vuruşunu yapacakken arkasından uzanan bir ayak, ondan önce topa ulaştı ve pozisyon kornerle sonuçlandı.
Mücadelenin göze batanlarından ilki, Ümit'in itirazı idi. Süratle topa doğru koşan Kappel'i itekledi. Hakem faul verdi, hiçbir şey yapmamışçasına yoğun itirazlarda bulundu. Zaten maçta hemen hemen her hakem kararına itiraz edildi.
Altay'ın kalecisi Emre, auta çıkan topun peşinden gitti. Top toplayıcı çocuklar topu atmak istediler ama o kabul etmedi. Topu aldı, üstüne bir de uzak direk tarafına gidip, aut atışını oradan kullandı. Bu da zaman geçirmenin farklı bir yöntemi.

Altınordu'yu tanıyamadık

Altınordu, Gazişehir Gaziantep deplasmanında, 90+4'te yediği golle yıkıldı, sahadan 1-0 yenik ayrıldı.
Lacivert kırmızılı takım, yıllardır sürekli kadro değiştirse de, oyun sistemini hiçbir zaman değiştirmedi. Mücadelede görüldü ki, Gazişehir takımı, rakibine göre taktik yapmıştı. Amaç ileriye pas yaparak çıkartmamaktı.
Top kaleci Erce'de iken Gazişehirli oyuncular, ceza alanı önüne kadar geldi. 2 Altınordulu oyuncu ceza alanının sağına ve soluna kadar çekildi, pas almaya çalıştı ama rakibin yakın olması bunu zaman zaman engelledi. Aynı şekilde 2 Altınordulu oyuncu da, biri sağda diğeri solda olmak üzere orta alan çizgisi ve taç çizgisine yakın yerde durdu. Erce buralara da çok başarılı paslar atabiliyordu ama oralar da markaj altına alındı.
Her şeye rağmen Altınordu, bildiği oyun sisteminin dışına çıkmadan yine de pasla çıkmaya çalıştı. Çoğunlukla çıkmayı başardı, iyi paslaşmalar yaptı ama bazen ileriye doğru gelişi güzel vurmak zorunda kaldılar. Bazen de pas hatası yaptılar. Erce bunu 2 kere yaptı, ikisinde de az kalsın gol yiyordu.
Alıştığımız sağ ve sol bindirmeleri pek göremedik. Özellikle Murat ileriye çıkıp, ortalar yapmayı seven bir oyuncu ama bu maçta etkisiz kaldı.

***

Altınordu da defansa ileri uçta, rakip ceza alanı önünde başladı. Böyle olunca maç orta saha mücadelesi şeklinde cereyan etti. Ev sahibi takımlar, eğer skor olarak önde değillerse genellikle oyunu hızlandırırlar. Ama Gazişehirli oyuncular yavaş oynamayı tercih ettiler. Taç atışlarını bile oyalanarak kullandılar. Ta ki 59'dan sonra gelen oyuncu değişiklerine kadar... Bundan sonra oyunun seyri tamamen değişti. Altınordu sahasından çıkamaz oldu. Özellikle sol tarafı tamamen çöktü, yolgeçen hanı oldu. Sürekli yapılan ortalar, tehlikeleri de doğurdu. Uzatmaların da bitmesine 2 dakika kalmışken, 90+4'te yenen gol, 1 puanın uçup gitmesine yol açtı.

***

Maçta fazla bir pozisyon olmadı. Olanlardan da 2 tanesi çok önemliydi. Eski Altınordulu oyuncu Kerim Avcı'nın yüksekten ve arka direğe doğru kullandığı faul atışında Poepon bomboş kaleye kafayla topu gönderemedi. Altınordu'da Sefa, auta çıkmak üzere olan topa ancak kayarak vurabildi. Ceza alanı içerisine gönderdiği topa da Serdar zor yetişti. Ön tarafta vuruşunu yaptı, top direkten döndü.
Altınordu sık sık değişik duran top organizasyonları yapardı. Bunu bu sefer Gazişehirli oyuncular yaptılar. Acaba Kerim Avcı'nın bir marifeti miydi bu? Eski takımından alıp, yeni takımına taşımış olabilir. Bu arada Kerim'in oyunundan da bahsetmek gerekir. Sahanın en çalışkan oyuncularından biri idi. Adeta takımının lideriydi. Altınordu böyle bir oyuncuyu kadrosunda tutmalıydı.
Maç sonunda Kerim Avcı'nın söylediği söz çok önemliydi: 'Eskiden rakipler bize karşı zaman geçirirdi, bu sefer Altınordu zaman geçirdi.' Eski Altınordu, son düdük çalana kadar top oynardı ama bu sefer oyuncular skoru korumaya çalıştılar, sık sık sakatlandılar, devamlı oyunu soğuttular. Ama golden sonra kalan 2 dakikada da Gazişehirli oyuncular sakatlanmaya başladılar. Türk futbolunun gelişmesinin önündeki en büyük engel. Bir şekilde önüne geçilmeli.