Altay, puan kaybetmeye devam ediyor. Lig sonuncusu Eskişehirspor'u, kendi sahasında yenmeyi başaramadı, 1 puanla yetinmek zorunda kaldı.
Siyah beyazlılar için 4 maçlık mağlubiyet serisine, galibiyetle son verme maçı idi. Mutlak galibiyet için çıktı sahaya.
Eskişehirspor, ligde kötü günler geçiriyordu. Ceza üstüne cezalar aldığından, 9 puanı silinmişti. Bu sebepten deplasmandan alacağı 1 puan bile kardı. Fakat son 2 maçını da kazanmıştı. Asla hafife alınamayacağını göstermişti.
***
Altay oyuna tamamen hakimdi. Paslarla rakip kaleye gitmeye çalıştı ama pozisyon bulmakta çok zorlandı. Konuk takım kapandı, defansı kalabalık tuttu. Siyah beyazlıların topu ileriye yavaş taşıması da kapanmalarına yardımcı oldu.
Bir tek karşılaşmanın başlarında Leandrinho, Paixao'nun derinleme pasında kaleciyle karşı karşıya kaldı, vuruşunda kaleciyi geçemedi. Bunun dışında genellikle uzaktan şutlarla gol aradı.
Kırmızı siyahlı takım ise, hızlı hücumlarla ileriye çıktı, pozisyonlar buldu. Özellikle Milinkovic, Sissoko ve Jesse hızlarıyla Altay defansını kolaylıkla aştı. Kaleci ile karşı karşıya kaldı, kötü vuruşlar neticesinde goller kaçırdı.
1 kaçtı, 2 kaçtı, 3 kaçtı ama Altay bir türlü bu hızlı hücumları engelleyemedi, teknik direktör Sait Karafırtınalar önlem alamadı. Topla oynayan, yüklenen ev sahibi takım iken, gol atabileceğine dair pek fazla ümit vermiyordu. Rakibi ise tam tersi, gol atacağına dair güçlü sinyaller veriyordu. 3 tane kaçtı, 4.'de kötü vuruşa rağmen, Jesse topa yetişti, boş kaleye gol atmayı başardı.
45+1 ve 45+2. dakikalar içerisinde Altay 3 kere üst üste aynı pozisyonda kaleye şut çekti, defans ve kaleci etten duvar ördü. Kornerle sonuçlandı. Kornerden gol geldi ve ilk yarı 1-1 sona erdi.
***
İkinci yarıda Altay daha sert ve daha temaslı oynamaya başladı. Tempo zaten yüksekti, daha da yükseldi. İlk yarıdan değişmeyen bir şey vardı, o da ev sahibi takımın topa hükmetmesi, buna rağmen pozisyon bulamaması, konuk takımın kapanması ve hızlı hücumlarla pozisyonlara girmesi.
Defansı aşmakta zorlanan siyah beyazlı takımda Leandrinho, uzaktan şutlarla gol bulmaya çalıştı. Şutları kaleyi tuttu ama kaleciyi geçemedi.
***
Kaleci Aydın'a pek bir iş düşmedi. Paixao yokları oynadı, kalabalık defansın içinde kayboldu. Özgür ileri geri çok çalıştı.
1-1 berabere biten müsabaka sonrası, taraftar Sait Karafırtınalar'ı istifaya davet etti.   

Menemen'e 1 puan da yetti

Ekol Göz Menemenspor, öne geçtiği maçta Boluspor ile 2-2 berabere kaldı. Karşılaşmada kaleciler ön plana çıktı. İlk golde Hüseyin'in kafa vuruşu yavaş olmasına rağmen, kaleci Hakan müdahale edemedi. Karşılaşmanın 2. golünde de kaleci Selmani, yapılan ortada topu tutmaya çalıştı ama elinden kaçırdı. Poepon'in önüne düştü ve boş kaleye dokunması yetti. Bunlar inanılmaz hatalardı.
***
Karşılaşmaya Menemenspor iyi başladı. 12. dakikada 1-1 olduktan sonra, Boluspor üstünlüğü ele geçirdi. 38. dakikada Dodo yerden şut çekti. Müsabaka yağmur altında oynanıyordu. Bu sebeple çimler ıslak ve kaygandı. Top hızla gitmesine rağmen, Selmani zamanında yatmayı başardı. Ancak top tam önünde sekip, üzerinden geçti ve filelerle buluştu. Şanssız bir şekilde yenen 3. gol oldu.
***
2. yarı Menemenspor daha ataktı ancak ceza alanına yaklaşmakta zorluk çekti. Buna rağmen pozisyonlar buldu. Bunlardan birinde Alberk içeri çevirmiş, Mehmet Boztepe bomboş olmasına rağmen topu kale dibinden auta atmıştı.
Konuk takım defans güvenliğini biraz bıraktı, beraberlik golünü bulmak için. Kalelerinde pozisyon verdi ama Selmani birçok başarılı kurtarışa imza attı ve gole izin vermedi.
81'de yine bir kaleci hatası yaşandı. Mustafa Çeçenoğlu defans arkasına çok güzel bir aşırtma pas attı. Kaleci Hakan da kalesini terk etti. Bunu gören Ali Özgün kalecinin üzerinden aşırtma bir vuruş yaptı ve skora dengeyi getirdi. Kaleci çıkmasa, defans bir şekilde yetişebilirdi. Yetişemese bile Ali zaten biraz çaprazdaydı.
Son dakikalarda Boluspor çok yüklense de başka gol olmadı.
***
Alberk, sol tarafta her zamanki gibi ileri geri oynadı, çok koştu. Mustafa Çeçenoğlu da ortada ileri geri çok koştu. Top aldı, top dağıttı ve takımı yönetmeye çalıştı. Sürekli sorumluluk aldı. Hüseyin Çolak çok markaj altında kaldı. Sık sık ikili mücadelelere girdi, savaş verdi.