2 haftada 1 puan alabilen Altay, yıllardır transfer yasaklısı olduğu için genç kadroyla mücadele eden Eskişehispor'u konuk etti. Bu Eskişehirspor, geçen sezonun sonlarına doğru ligde Altay'a geçit vermeyip, 2 puandan etmiş ve Play-Off dışında kalmasının en büyük nedeni olmuştu. Hafife alınacak bir takım değildi.
Düşünülen olmadı. Altay, oyun başladığında kalesinde pozisyon verse de, oyuna tamamen hakim oldu. Her iki yarıda da 3'er gol attı, karşılaşmayı 6-0 kazandı.
***
Siyah beyazlı takım, bu ligin çok üzerinde bir kadro kurdu. Çok tecrübeli oyuncular transfer etti. Ülkemizde neredeyse tüm kulüpler pandemi yüzünden zor günler geçirirken ve küçülmeye giderken, böylesine bir kadroyu nasıl oluşturdu, bilemiyorum. Birçok kulüp, sükse transferler yüzünden borç batağına girdi, transfer yapamadı, amatöre kadar düşenler oldu. Bunlardan biri de pazar akşamı ağırladığı Eskişehirspor idi. Amatöre kadar inmedi ama geçen sezon ligde sonuncu oldu, küme düşmenin kaldırılması ile 1. Lig'de devam edebildi. Umarım tüm transferler bütçeye uygun yapılıyordur.
***
Döneyim mücadeleye. Karşılaşmanın favorisi elbette Altay idi. Bir çıkış maçı olarak görülüyordu. Beraberlik bile sürpriz olurdu. Ancak bu kadar fark pek beklenmiyordu. Daha da büyüyebilirdi fakat Teknik Direktör Yalçın Koşukavak, sahanın en iyilerini çıkartıp, yerlerine yeni transferlerini ve gençleri soktu.
Farkın oluşmasında en büyük etken Eskişehirspor'un oyun sistemi idi. Defansını biraz ileriye çıkardı. Orta saha ve forvette rakip yarı alanı içerisine kadar ilerledi. Böyle olunca defansın arkasında bir boşluk oluştu. Bu boşluğa atılan toplar hep ofsaytla kesildi. Defans işini çok iyi yapıyordu ancak zamanla bu sistem aleyhlerine oldu. Ofsayt bozuldu, arkaya sarkmalar oldu, arka arkaya goller geldi. Sanırım Altay'ın yavaş oyununu ileriye çıkarak bozabileceklerini düşündüler ama defans arkasına sızan rakiplerine çok uzak kaldılar. Bu hesapları bozdu. Sahanın en yavaş oyuncusu Paixao bile markajda kalmadan arkaya kaçtı, gollerini de attı. Geçen hafta mağlup olduğu İstanbulspor, kendi ceza alanı önüne kadar çekilmiş, Altay'a boşluk vermemiş, etkisiz bırakmıştı. Bu kadar boşluk verilirse, üstelik de Kappel de sahadaysa, yenilgi kaçınılmaz olur.
***
Üstün oyununa rağmen, İzmir ekibinin defansı bir kaç kere açık verdi. Gol yemedilerse, şanslarına dua etmeleri gerekir. Defans oyuncuları ileriye çok katkı veriyorlar ama geride de sık sık gedik veriyorlar.
***
Geçen hafta kadroda yer almayan Kappel, bu maçta ilk 11'de idi. İleri geri çalıştı. Defans arkasına çok sarktı, klas çalımlar attı, asistler yaptı ve golle de taçlandırdı. Mutlaka sahada olması gereken bir isim.
***
Paixao, yine golcülüğünü konuşturdu. Sezonun ilk gollerini attı. Gol oldu yağdı dersek daha doğru olur. Bir maçta 4 gol atmak kolay bir şey değil.
***
Skor 2-0. Eskişehirli oyuncu orta sahanın kenarında Ziya'nın üzerine yürüdü. O anda Altay atağı başladı ve gol oldu. Bunu yapmasa, geriye koşsa, belki de bu atağın gol olmasını engelleyebilirdi. Maç devam ederken, her an oyun içinde kalmalı. 

Bandırma için beraberlik de iyi

Ligin en iyilerinden birini ağırladı Bandırmaspor. İkisi de 1. Lig'e yeni çıkmışlardı ama Samsunspor, beklemeden Süper Lig'e çıkmak, hatta orada da başarılı olmayı hedefliyordu. Planlarını da buna göre yaptı, kadroyu da bu doğrultuda kurdu.
***
Mücadele karşılıklı ataklarla hızlı başlasa da, çok geçmeden tempo düştü. Maçta hakim olan taraf konuk takımdı. Topla daha çok oynadı, rakibinin pasla çıkmasını ve pas yapmasını engellemeye çalıştı, oldukça da başarılı oldu.
Bandırmaspor, deplasman takımı gibiydi. Topu rakibine verdi. Defansta kalmayı tercih etti. Orta sahada pek fazla direnç gösteremedi, kale önüne çok getirtti. Ama ceza alanı içerisine topu pek fazla sokturmadı. Defans canla başla oynadı. Ancak pozisyon olarak rakibinden geri kalmadı. İleriye hızlı çıktı, pozisyonlar buldu, öne de geçmeyi başardı. 61 ve 70. dakikalarda yediği golle geriye düşse de 74'te beraberliği yakaladı. 
***
Birçok pozisyon oldu ama ben bunların hiç birine değinmeyeceğim. Hepsini atacağım uzatma dakikalarına geleceğim. Maç böyle biter derken iki takımda hiç olmadıkları kadar gole çok yaklaştı. 90+3'te Oğuz'un yaptığı ortada arka tarafta 2 Samsunsporlu oyuncu bomboştu. Öndeki vurdu üstten auta attı. Arkadaki daha uygun durumdaydı. Hemen 1 dakika sonra da Bandırmasporlu Pote, ceza alanı içerisinde topla buluştu, döndü vurdu. Önce kaleci müdahale etti, elinden sekip, direğe çarparak oyun alanına geri döndü. Bunlar gol olmayınca müsabaka 2-2 beraberlikle sona erdi. 
***
Kerem Can yerde kaldı ikili mücadelede. Bir bağırışı vardı, tüm stadı inletti. Ancak kimsenin endişelendiğini sanmıyorum. Çünkü bizim uzaydan gelen doktorlarımız var, ölüyü bile diriltebiliyorlar. Hemen sağlık ekibi sahaya girdi, çantayı açtılar, uzayda üretilen cihazlarını çıkartıp, Kerem'i saniyesinde hayata döndürdüler. Hem de eskisinden daha diri olarak.

Sarı kart olmalıydı

Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanan derbi... Arda rakibini geçmek istiyor ama Gökhan topu elle kesiyor. Bazı yorumcular bunun kart gerektirmediğini söylediler. Sebebi de kademede defans oyuncuları olduğu ve atağın gol olma olasılığının azlığı imiş. Benim bildiğim bu kural, faullerde geçerliydi. Kasti ellerde ise hiç bir şeye bakılmadan sarı kart veriliyordu. Ümit veren atağa bakılacak olursa eğer, herkes topla kaleci gibi oynar, yeri gelir kaleci gibi uçarak elle atak keser, kart almadan oyunu bitirir.