Altay, konuk ettiği İstanbulspor'u tek golle yendi ve hanesine 3 puanı yazdırmayı başardı.
Oldukça kısır bir karşılaşma izledik. Genellikle orta alanda geçen bir mücadele oldu. Oyunu kontrol eden takım İstanbulspor'du ama... Aması ise ilk 7 dakika idi.
Karşılaşmanın ilk 7 dakikasında, Altay koştu, tam saha pres yaptı, tatlı sert bir oyun sergiledi, rakibine nefes aldırmadı. Adeta ezdi. 7. dakikada golü buldu, bulduktan sonra frene bastı ve yavaş yavaş maçın kontrolünü konuk takıma bıraktı.
Her geçen dakika sarı siyahlılar topla daha haşır neşir olmaya başlarken, ev sahibi takım defans yapmak zorunda kaldı. Ama her iki takımın da benzer bir özelliği vardı. Öyle top kayıpları yaptılar ki, şaşmamak elde değildi. Pas atarken ya rakibe teslim ettiler topu ya da taca gönderdiler. Amatör de bile bu kadar kolay top kaybı olmuyor dersem, yanılmam. Top cambazı dediğim Kappel bile hatalı pas atanlar arasındaydı. Ancak bazen de dar alanda öyle güzel pas yaptılar ki, takdir etmemek olmazdı. Bunu ceza alanı içi ve yakınında yapamayınca, kalecilere pek fazla iş düşmedi.
İstanbulspor, maça nasıl başladıysa hep öyle devam etti ve maçı da öyle bitirdi. Sertliğe, sertlikle karşılık vermedi. Müsabakanın başında bu yüzden ezildi. Rakibi oyundan düşmeye başlayınca tempoyu eline geçirdi.
*** 
Kappel'e tekrar geleyim. Yeni yeri 4-3-3 sisteminin en ucunun sağ tarafı. O genellikle orta sahanın solunda oynamaya alışık. Bazen taktik gereği oyun içinde sağa geçtiği oldu fakat kısa süreli bir şeydi. Defansa gelip top çalmayı, hücuma çıkıp kanatlardan top taşımayı çok seviyor. Bu sistemde bunu pek yapamıyor. Yeni yerine alışabilir mi, bunu zaman gösterecek.
***
Basın toplantısında konuşan Altay Teknik Direktörü Ali Tandoğan, takımının özetini çok iyi çıkardı. O da ilk yarıyı beğense de bir nebze, ikinci yarı geri çekilmelerine kendisinin de şaşırdığını söyledi. Ama ilerleyen haftalarda göze hoş gelen bir futbol oynatacağının da sözünü verdi. 
***
Karşılaşmayı izlemek için, Türkiye A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş ve yardımcısı Bayram Bektaş da geldi. Ama ikinci yarı yoklardı. Anlaşılan oynanan futbol onları da sıkmış ve izlemeye daha fazla dayanamamışlardı. Şaka yapsam da, gerçek olabilir. Hava fazla soğuk olmasa da, çok oturunca üşütüyordu. Bu etkileyebilir. Eğer ki futbolculardan beğendikleri biri olsaydı, milli takım teknik direktörü ve yardımcısı olarak mutlaka 90 dakika boyunca izleyeceklerini düşünüyorum.