Diğer maçlar gibi, Bornova Stadı'nda da su içinde kalmış bir sahada maça çıktı Altınordu ile Boluspor. Bu sahadan bir takım ilk 6'da girecek, bir takım da ilk 6 dışında kalacaktı. Altınordu için beraberlik yarasa da amaç bu haftayı kurtarmak değildi elbette, galip gelip daha da yukarılara çıkmaktı.
Mücadele başladığında Altınordu bol bol pas yapıyor, Boluspor ise kaptığı toplarla hızlı hücuma kalkmak istiyordu. Ev sahibi takım topla çok oynasa da bir türlü kaleye yaklaşamıyordu. Bunda konuk takımın oyun sisteminin çok büyük bir payı vardı. Herkes bir adam alıyor, ona göz açtırmıyordu. Pas verilecek boşta kimseyi bırakmıyorlar, top ayağında olan oyuncu, yarı alana yaklaştığında, 2-3 kişi ile çevresini sarıp, topu kapmayı başarıyorlardı. Bu oyun sistemi 90 dakika boyunca devam etti. Altınordu'nun bir B planı yoktu. Bu yüzden her seferinde aynı senaryo gerçekleşti, sahada yokları oynadı.
Şeytanlar için yanlış giden şey sadece oyun sistemi değildi. Bunlara pozisyonlar içerisinde değineceğim. Başlayayım.
İlk dakikalarda her iki takımda kaleye gitmekte zorlandı. Bu anlarda ilginç bir durum yaşandı. Altınordulu oyuncu topu ileriye vurmak isterken top hakemin kafasına çarpıp geri döndü. Hemen ardından topa hareketlenen bir Bolulu oyuncu da gitti gitti hakeme çarptı. Hakem Bülent Birincioğlu'nun hiç etkilenmemesine rağmen çarpan kişi yerde kaldı ve kalkamadı, oyun da durmak zorunda kaldı.

İlk tehlikeli atak konuk takımdan geldi. 15. dakikada İrfan aldığı topla ceza alanına yaklaştı ve şutunu çekti. Erce güçlükle önledi. Oysa 3'e 2 yakalamışlardı. Sağındaki arkadaşına pas atsa, gol olma olasılığı çok yüksek olurdu.

Altınordu'nun ilk atağı için 33 dakika bekledik. Devamlı ayağa kısa paslarla oynarken, bu sefer uzun pası tercih ettiler, maç boyunca ilk kez de kaleye gittiler. Buradan tehlikeli bir şey çıkmadı. Yazmamın sebebi, ev sahibi takım için bunun ilk atağı olması ve uzun pas ile gerçekleşmesi.
37. dakika her iki takımın da gol bulabileceği bir dakikaydı. Umut defans arkasına kaçtı, ortasını yaptı, savunma uzaklaştırmak istedi ama başaramadı. Top İshak'ın önüne düştü. Vuruşunu önüne yatarak çıkardılar ve hızlı bir hücum şansı yakaladılar. Barış Alıcı rakip oyuncuya çok güzel bir vücut çalımı atarak ceza alanına girdi, arkada bomboş Erdoğan'a topu aktarmak istedi ancak savunma buna izin vermedi.
Geçmişe dönüldüğüne dair bazı sinyaller gelmişti, bu başa bela olacaktı belliydi. 39. dakikada beklenen oldu. Soldan Umut arkadaşına pasını verdi, defans arkasına koşu yaptı, tabii takip eden kimse olmayınca, top tekrar ona atıldı. Çapraz pozisyonda olduğundan herkes orta bekliyordu. Erce de biraz kale çizgisi dışındaydı. Ön direk dibindeki boşluğa topu gönderince, takımını 1-0 öne geçirdi. Ligin ilk yarısında da yenen gollerin çoğu, defans arkasına adam kaçırmaktandı, bu gol de öyle geldi.
Boluspor, savunma arkasına çok top attı, hep de başarılı oldu. Sürekli de bunu tekrarladılar.

Kerim sağ çizgi kenarında, orta saha civarında, hemen arkasındaki Hasan'a pas vermek istedi ama araya Poepon girdi. Pası veren Kerim'in yanında İshak vardı. Hızla koşuya başladı ama Kerim onu sadece izlemekle yetindi. Poepon da İshak'ın önüne bir top attı. Yine defans arkasına sarkılmıştı. Ceza alanına girer girmez içerideki boş arkadaşına aktarmak istediği top, Recep'in ayaklarına çarptı. Korner olacağı düşünülürken, iki oyuncuda hareketlendi. Bir de üstüne Erce kalesini terk etti. Üç oyuncu arasından İshak kayarak topu çizgi üzerinde çevirdi. Kale önünde bomboş durumdaki Mustafa'ya sadece dokunmak kaldı, fark 49. dakikada 2'ye çıktı. Kerim eğer İshak'la birlikte koşsaydı, ne Poepon ona atardı ne de gol olurdu.

Baskı Altınordu'yu devamlı hatalı paslar yapmasına sürüklüyordu. Saha zemini de su içindeydi. Böyle bir zeminde paslaşmak zor olur. Buna rağmen vazgeçmeden inatla paslaşmaya çalıştı. İkinci yarının 3. dakikasında araya giren Poepon topu kaptı, kaleye vurdu ama auta attı.
İlk kez kale civarında paslaşmayı başaran kırmızı lacivertliler, Kerim ile farkı 1'e indirdiler. Ceza alanı içerisinde paslaşmalar oldukça güzeldi.
Çıkarken kaptırılan top... Kaleyi cepheden gören bir pozisyonda gerçekleşen bir atak... Hasan sol tarafta iken birden cepheye kaydı. Oysa orada karşılayabilecek bir arkadaşı vardı. Kaymasıyla birlikte Poepon'un önü açıldı. Yine bir savunma arkasına top... Pası atan İrfan ceza alanı içerisine koştu, pası alan Poepon da tekrar ona attı, gol geldi. 2 kişi bile kalabalık savunmadan gol çıkarmayı başardı. Adam markajında içler acısı bir durum vardı.
68'de bu sefer arkaya kaçan Barış oldu. Biraz hızlı hareket edebilse mutlak bir gol buluverirdi, yavaş kaldı, şut çekti, auta gitti.
69'da da sıra Poepon'daydı. O arkaya sızıverdi, kaleci ile karşı karşıya vuruşunu yaptı, Erce ayağıyla çıkardı.
Altınordu'dan maçlarda arada sırada gördüğümüz değişik bir organizasyon gördük. Serbest vuruşta herkes orta beklerken, kaleye paralel atılan pasa, arkalardan öne koşan Kerim şutunu çekti ama dışarı gitti.

86'da Andre Santos kaçtı, vuruşunu yaptı, Erce'den dönen topu bomboş durumdaki Poepon ağlara gönderdi.
90'da Poepon savunma arkasına kaçtı, Erce ile karşı karşıya kaldı, 5. golü attı.
Maç boyunca oyun sistemi aksadı ama inatla devam edildi, markajda kalındı ama kurtulmak için bir şey yapılmadı, devamlı pas hataları yapıldı, adam adama oynanmadı, rakip kovalanmadı, kendi haline bırakıldı... Böylesine kötü oyundan sonra 5 gol yemek gayet normaldi. Maç sonunda sahadan 3 puanla ayrılan Boluspor, puan sıralamasında Altınordu'yu yerinden etti ve ilk 6 içine kendini attı.