Altınordu'nun çıkışa geçeceği bir hafta idi. Rakibi İstanbulspor, küme düşme hattının sadece 3 puan üzerindeydi. Geleceğe ümitle bakmak için mutlaka 3 puan alması gerekiyordu.
***
Karşılaşmaya çok iyi başladı Altınordu. Tam saha pres yaptı ve rakibini panikletti. Top çıkartmadı, sürekli hatalar yaptırdı. Ama çıkmalarına engel olamadığı zamanlarda, kendi yarı alanında çok boş alanlar bıraktı. Özellikle kanatlarından çok atak yedi.
Tam saha pres 10 dakika bile sürmedi. Oyuna denge geldi. Hatta zaman ilerledikçe konuk takım daha çok topla oynamaya başladı.
Altınordu kendi yarı alanında paslar yaptı. Ne zaman ki orta sahaya top taşıdı ve baskı altına girdi, o zamanlar çok fazla pas hataları yapmaya başladı. Hatta 5 metre ilerideki bomboş durumdaki takım arkadaşı yerine, rakibe atıldığı da oldu pasların.
***
İstanbulspor defansını kalabalık tuttu. Kalesine biraz yakın oynadı. Böyle olunca Şeytanlar ne ara paslarıyla ne de defans arkasına uzun paslarla pozisyona girebildi; 1 pozisyon dışında... Onda da 17. dakikada Anıl defans arkasında topla buluştu, hafif çaprazdan çektiği şutu kaleci çeldi. Top Muhammed'in önüne geldi. Ceza alanı içinde bomboştu, rakip oyuncular kale çizgisinin önündeydi. Bir boş nokta belirleyip, topu oradan rahatça ağlarla buluşturabilirdi. O direğin dibine yerden vurmayı tercih etti. Defans ayak uzattı ve golü engellemeyi başardı.
***
Kırmızı lacivertliler pozisyon buldu ama bunlar genellikle karambollerde geldi. İstanbulspor da çok pozisyona girdi. Şutlar denedi, kaleyi de tutturdu ama Erhan'ı geçemedi. Genellikle kanatları kullandı. Bu kanatlar olayına özel bir yer ayırdım ve az sonra değineceğim. 45. dakikada sağ taraftan gerçekleştirilen atakta top içeriye gönderildi. Cajic bomboştu. Tutup, rahat rahat gol atabilirdi. O gelişine vurdu, auta attı.
***
Veee 59. dakika. Bu dakikanın daha ilk saniyeleriydi. Muhsin uzaktan bir şut çekti, top direkten döndü. Bu dakikanın son saniyelerinde bu sefer Anıl uzaktan bir şut çekti, top çatalın hemen yanından üst direğin altına çarptı. Kaleci Alperen uzandı ama çıkarmayı başaramadı ve ev sahibi takım öne geçti.
67'de Duhan sol tarafta topla buluştu. Yapayalnızdı. Ceza alanı içerisine geriye doğru topu çıkardı, Diouf unutulmuştu. Rahat bir vuruş yaptı ve skora denge getirdi.
Sonrasında her iki takım da gol aradı, bulamadı.
***
Geleyim kanatlar olayına. Geçen hafta Altınordu Ümraniyespor karşısında daha ilk yarıda 4 gol yemiş ve darmadağın olmuştu. İkinci yarı rakibi oyunu yavaşlattı da başka gol atmadı. O maçta Ümraniyespor'un sağ beki Alaaddin sık sık ileriye çıkmış, bu ileri çıkışlarda bol bol ortalar yapmıştı. İlk 2 gol de onun ortasından gelmişti. O Alaaddin, 1 hafta sonra Menemenspor maçında pek bir varlık gösterememişti. Bu maçta da bu sefer sol bek Duhan ileriye sık sık çıktı ve beraberlik golünün asistini yaptı. Yani anlatmak istediğim, kırmızı lacivertli takımın sağı ve solu dökülüyor. Rakipleri kanatlardan çok rahat geliyor, tehlikeler yaşatıyor.
Açtım önüme Altınordu'nun kadrosunu ve sahaya dizilişini. Sağ bek Kerim, sol bek Ufuk. Defans yaparlarken rakip hücum oyuncularına yanaşıyorlar. Hücum oyuncuları nereye, onlar da oraya. Genellikle hücumcular kale önüne gidiyorlar. Onları takip ettikleri için kanatları boşaltmak zorunda kalıyorlar. Buraya da rakip defans oyuncuları koşu yapıyor, bu geniş boşlukta topla buluşuyor ve rahatça içeriye topu aktarıyor. Oysa onların boşalttıkları alanları, orta saha oyuncuları doldurmalı ki, rakip defans oyuncuları rahat rahat ileriye çıkmasın.  
Altınordu'nun sistemi 4-3-3. Orta üçlünün sağında Okan, solunda Muhammed var. Ancaaakk bu iki oyuncu da merkez orta saha. Oyun kurmayı severler. Defansif özellikleri çok ama çok zayıf. Onlardan defans yapmasını beklemek fazlasıyla hayalcilik olur. Defansa yardım etseler de, kanatlara değil, merkeze gelirler ancak. O zaman iş ileri üçlüde oynayanlara düşüyor. O kişiler de Hüseyin ve Anıl... Onlar da çok ileride kalıyor, burada pres yapıyorlar. Bu yüzden de sağ ve sol tarafta boşluk doldurulamıyor.
***
Defans zaafını aşmanın en iyi yöntemi bana göre sistemi değiştirmek ve 4-1-4-1 oyun sistemiyle sahaya çıkmak. Defans yaparken birbirlerine yakın olacaklar. Yeri geldiğinde bekler ileriye çıkacak, orta saha kanatları defansta kalacak. Yorulan duracak, dinç olan gidecek. Defans hücum etmeyi bilecek, hücum oyuncuları da defans yapmasını... Altınordu'nun bu sezon eksik tarafı da bu. Orta saha defansa yeterince yardım etmiyor, defans oyuncuları yoruluyor ve bu yüzden ileriye çıkıp hücuma katkı veremiyor. Bu sayede takımda yardımlaşma daha da artacak, hem defansta kalabalıklaşılacak hem de hücumda.