9 haftadır yenilmeyen, liderlik koltuğunun sahibi Ümraniyespor deplasmanındaydı Altınordu. Sahanın arka tarafı eskiden toprak bir alandı. Şimdi orayı da çimlendirmişler ve güzel bir saha daha yapmışlar. Çift sahalı bir stat.

Daha 3. dakikada 4 sarı kart çıktı. Yapılan faul sonrası ortalık karıştı. Merthan ve İbrahim başı çeken oyunculardı. Özellikle İbrahim önüne gelene saldırdı. Karşılık gelse, saha ortasında kavgaya tutuşurlardı tekme tokat mutlaka. İbrahim bu sene 2. kartını görse de geçen sezon ligi 11 sarı kartla bitirmiş. Yaklaşık 3 maçta 1 sarı kart gören biri.

11. dakikada Altınordu'nun akıllıca presine şahit olduk. Ümraniyespor'u çıkartmadı, üstü üste toplar kapıldı, değerlendirme konusunda ne yazık ki çok kötüydü.

Murat sağ çizgiden uzun deparlar attı topla 2 kere. Çizgiye kadar indi ama içeriye yaptığı ortalardan biri rakibe, diğeri auta gitti. İçeriye bakmadan, ölçüp biçmeden yapılmış ortalar. Bunları yapsa, orta denmez, pas denirdi. Yani orta yapmamalı, pas vermeli, golü şansa bırakmamalı.

Altınordu'nun kaleyi bulduğu ilk şutu ancak 37. dakikada geldi. Bunu kaleci kornere çeldi.
İlk yarıda Altınordu çok atak yaptı, pozisyona giremedi, Ümraniye az gitti, 2 pozisyon yakaladı. Bunlardan birinde her maçta olduğu gibi defans arkasına adam kaçırıldı, Berke akıllıca davranıp, kalesini terketti ve yatarak topa vurup, tehlikeyi önledi. Bu zaafı aşmanın yollarından biri de kalecinin libero görevini üstlenmesi. Başka türlü aşılması zor gibi.

49. dakikada Uğur, kornerden gelen topa altı pas içinden bomboş kafa vurdu, auta gitti. Kafasını sabit tutsa, top çarpsa, zaten gol olurdu o kadar yakın mesafeden.
Drole sol açık oyuncusu. Karşısında sağ bek Caner oynuyor. Her gelişen atakta Caner Drole'u boş bırakıp, içeriye girdi, bir stoper gibi. Takım arkadaşları Drole ile pek oynanmayınca sorun olmadı ama aynı şeyi diğer tarafta da yapınca Altınordu, kenarda Oğuz'u boş bırakınca, onun yaptığı orta 59. dakikada golü getirdi. Çizgi kenarında da olsa, mutlaka markaja alınmalı.

63'te harika paslaşmalarla çizgiye inildi, arka direkte altı pas içinde bomboş durumdaki Barış'a pas atıldı, kaleci dahi olmamasına rağmen, vuruşu auta gitti. Topun önüne vücudunu koysa, çarpıp gol olurdu.
Kalecinin liberoluk görevini de yapması güzel ama hayatta her şeyin bir kötü tarafı da var. 65. dakikada Berke yine kalesini terketti, kafası ile topu uzaklaştırdı. Top Altınordu yarı sahasında ama orta saha çizgisine yakın bir noktadaki İbrahim'in önüne geldi. Tek vuruş yaptı, top yukarıdan aşağıya süzülerek indi ve ağlarla buluştu.
82. dakikada yine benzer bir pozisyon yaşandı. Berke yine çıktı, topu önüne aldı, ileriye vurduğu top rakip oyuncu önüne düştü. Paslaşmalar sonrası uzak mesafeden kaleye gönderilen topa kaleci Berke bu sefer yetişti ve gol olmasına izin vermedi.

Berke'nin bu yeni görevi çok işe yarayacaktır elbette ama topu kullanmada biraz daha çalışması gerekiyor. Örneğin golde topu kafayla taca atabilirdi. Sonrakinde ise ileriye vurmak yerine, kendi arkadaşına verip, kaleye geçene kadar oyalanmasını sağlayabilirdi.

Maçı haftaya lider başlayan takım 2-0 kazandı ancak iyi oynayan takım kırmızı lacivertlilerdi. Basit defansif hata yapmasalar, basit goller kaçırmasalar, kazanan taraf kendileri olacaklardı. İyi oynayan değil, en az hata yapan kazandı. 

Oynayan Denizli, kazanan Balıkesir

Puanların birbirine yakın olduğu, alınan 1 puanın bile çok önemli olduğu bir lig. Denizlispor ile Balıkesirspor Baltok arasında sadece 4 puan fark var. Denizli yenerse 1 puana düşecek ve küme düşme hattındanın dışına çıkacak. Balıkesir yenerse eğer, play off hattına girecek.

Maça Balıkesir daha hızlı başladı. Sonrasında karşılaşma yavaş yavaş dengeye gelirken gol de geldi. Denizlisporlu defans oyuncuları topa basmakta yumuşak kaldılar. Bir ara pasıyla kaleci ile karşı karşıya kalan Abdülkadir gol atmayı başardı.

Hemen 2 dakika sonrasında da Ziya beraberlik şansı yakaladı. Ceza alanı içerisine yapılan ortaya kafa vurdu, auta gitti. Topa vurmak yerine kafasını koyup, sadece uzak direğe yönlendirebilse, kaleci çaresiz kalırdı. Ziya’ya da hakkını vermek lazım. Takımının birçok hücumunda, topla bir şekilde buluşmayı başardı. Nereye koşacağını, nerede duracağını iyi biliyor olsa gerek. Çünkü bu kadar şansın olması mümkün değil.

Her iki takım da zaman zaman pres yapmayı tercih etti. İleri uç oyuncuları topla oynayanın üzerine koşu yaptılar ancak orta saha oyuncuları rakibe uzak kaldılar. Pres, adam adama oynayarak yapılır. Boşta hiç kimse bırakılmaz, topla oynayan pas verecek arkadaşını bulamayınca ya kaptırır ya da ileriye doğru gelişigüzel vurmak zorunda kalır. Adam adama oyun olmayınca yapılan baskı etkisiz kaldı.

Önceki günkü Altınordu kalecisinin libero gibi çıkıp, kafayla uzaklaştırdığı top rakibinin önüne düşmüş, aşırtma vuruşu gol olmuştu. Aynı pozisyonda bu sefer Asil Kaan çıkıp kafa vurdu ve topu taca gönderdi. Gol yeme olasılığını yok etmiş oldu. Bir kaleci ceza alanı dışına çıkmışsa, garanti oynamak zorunda.

Denizlisporlu oyuncular hemen hemen tüm ikili mücadelelerde yerdeydi. Hakemden de faul beklediler. Çoğunda devam ettirdi Zorbay Küçük. Bu da gösteriyor ki çok ama çok güçsüz bir takım. Bunun sebebi elbette ki antrenmanlarda yetersiz çalışma. Bu takımın güçlenmesi şart. Her ikili mücadelelerde yerde kalınca, hakem faullerde de devam ettirdi bazı zamanlar. 

Gol sonrası oynayan ev sahibi takımdı. Pozisyonlar da buldu, gol ayakları çok etkisizdi. Tek kaleye dönen maçta Balıkesir bir türlü rakip alana geçemiyordu. Uzun bir süre böyle oynandı. Ama 45. dakikada hızlı hücumla ileriye çıkmayı başaran konuk takım, bir çıktı, pir çıktı, golü atıp da döndü. Fark artık 2'ye çıkmıştı. Çıksa da oyun aynı şekilde oynandığı takdirde bu maçtan her türlü sonuç çıkabilirdi.

Esti ama yıkamadı

İkinci yarıda da Denizli esti de esti, kaçırdı da kaçırdı. Hatta ve hatta kurtardı da. Şöyle ki hücumlardan birinde 76. dakikada kaleye doğru yakın mesafeden vurulan top Kappel'den döndü ve olası bir golden oldu. 
Balıkesir'in tehlikeli atağı 85'de gelebildi ancak. Rakibi hücuma yoğunlaşınca, defanstan tamamen uzaklaşmıştı.  Balıkesir de bunu cömertçe harcadı. Maç 2-0’lık üstünlükle tamamladı.

Deplasmanda her maçta gol yiyen Balıkesirspor, bu maçtan gol yemeden ayrıldı, bir ilki yaşadı. Ancak bu oyunla gol yememişse, kendi başarısından değil, rakibin gol yollarındaki aciz kalışından. Alınan 3 puanla ligin 6. sırasına çıktı yani play off hattına girdi. 

Karşılaşmayı en iyi anlatan istatistik, çekilen şutlar. Denizlispor’un 17’ye karşı 9 üstünlüğü var. Yaklaşık 2 katı… Ancak kaleyi bulan şutlarda ise üstün olan taraf Balıkesirspor, 4’e karşı 3.