Geçen haftaki yazımda, bisikletle Bostanlı'dan başlayıp, Kuş Cenneti'ne doğru yola çıkmıştık ama yarı yolda kalmıştık. Turu bugün tamamlamayı düşünüyordum ama güncel konular çıkınca, sonraki haftaya bırakmayı tercih ettim. Bu haftaki yazımda Altınordu'nun eski ve yeni kalecilerinden bahsetmek istiyorum.

Erce yuvadan uçtu

Erce Kardeşler, yıllarını Altınordu'da geçirdi. Başarılı bir grafik çizdi. Benim de beğendiğim nadir oyunculardan biri kendisi. Daha büyük okyanuslara açılmak istiyordu, Trabzonspor'un yolunu tuttu. Artık o bir Süper Lig oyuncusu.

Buraya kadar her şey güzel. Ama gittiği takımda ilk 11'de sahaya çıkabilecek mi? Benim her zamanki tercihim, Süper Lig'in yedek oyuncusu olmaktansa, 1. Lig'de banko oyuncu olmak daha iyidir. Bordo mavili takımda geçen sezon kaleci Uğurcan Çakır, çok başarılı bir performans sergiledi. Üstelik de Trabzonspor alt yapısından geliyor. Onunla bir savaşa girişecek. Kazanma olasılığı şu anda az. Mecburen yedek beklemek zorunda kalacak. Bu da geleceğini olumsuz etkileyecektir mutlaka.

Erhan'a gün doğdu

Benim beğendiğim kalecilerden bir tanesi de eski Karşıyakalı Erhan Erentürk idi. Geçen sene Erce gideceği için Altınordu tarafından transfer edildi. Erce gidemeyince, yedek kulübesinde mahkûm kaldı. 1 sene boyunca forma giyemedi. Büyük bir kayıp. Artık önü açıldı. Kendini göstermesi için büyük bir fırsat yakaladı. Eğer oturmaktan paslanmadıysa ve o bir senelik kaybı çabuk geri alırsa, onun da önü açık.

Berke Özer Westerlo'da

Bucaspor altyapısından Altınordu'ya geçen kaleci Berke için basında birçok haber çıkmış, yere göğe sığdırılamamıştı. Altınordu kulübü de peşinde birçok kulübün olduğunu söylemişti. Bazı dünyaca ünlü kulüplerin scout ekipleri gelip izlemişti. Sırf onlar görsün diye, ilk 11'de kaleye çıkmış, bir kaç maç sonra bir daha gelen olmayınca tekrardan yedek kulübesine dönmüştü. İyi bir performans sergileyemediği için transferinden vazgeçilmişti.

Berke'nin hiçbir maçını izlememiş kişiler, sadece basında çıkan abartılı haberlere kanarak övdükçe övdüler. Hala da övmeye devam ediyorlar. Günümüze kadar genç takımlar da dâhil 20 maçta görev yapabildi sadece. Milli takımlarda da gençler liginde oynayabildi, 32 maça çıktı. Tecrübesi çok çok az.

Fenerbahçe, genç kaleciyi Altınordu'dan aldığı zaman şaşırmıştım. Onlar da basına bakarak transfer yapmışlardı. Altınordu'nun para kazanması beni mutlu etse de, Berke'nin geleceğinin kararacağını düşünüp, eleştirmiştim. Bırakın Fenerbahçe'yi, bırakın Süper Lig'i, 1. ve 2. Lig'de bile forma giyebilecek kaliteye ulaşabilmiş değil. Piyasa değeri de 3 milyon euroya çıkmışken, şimdi 1,5 milyon euroya düştü. Büyük bir düşüş...

Mutlaka kiraya verilmeli ve bir takımda mutlaka oynamalıydı. Yetişmesi gereken bu dönemde 1 senesi sarı lacivertli takımda boşa gitti. Şimdi Belçika'nın 2. liginde mücadele eden Westerlo takımına kiraya verildi. Bu takımda 1 tanesi genç olmak üzere 3 kaleci var. Onları saf dışı bırakarak, kaleyi devralma olasılığı ne kadardır acaba? Eğer orada da yedek kalırsa, Fenerbahçe günleri bitebilir, futbolculuk hayatı da çok büyük bir darbe alır. Takipteyim, bekleyip, göreceğiz.

Boluspor'un rekoru

2 sene önce Boluspor tarihinin en pahalı transferlerini yapmış, Fenerbahçe'den Ertuğrul Taşkıran ile Melih Okutan'a tam tamına 1 milyon euro vermişti. O zamana kadar ödediği en yüksek fiyat 75 bin euro olan takımın ne yapmak istediğini herkes anlamıştı. Amaç Fenerbahçe'nin transfer yasağını 1 milyon euro ile rahatlatmaktı, transfer yapmasının önünü açmaktı. Başarılı olundu, sarı lacivertli takım istediği transferi yaptı.

Boluspor Kulüp Başkanı Necip Çarıkcı, yaptığı açıklamada özellikle Melih Okutan'ı çok övmüştü. Ben de aradan geçen 2 sene içerisinde bu futbolcunun neler yaptığını merak ettim ve araştırdım.
İlk sezonunda banko oyuncu olamadı. Bazı maçlarda yedek kulübesinde oturdu bazı maçlarda erken oyundan alındı, bazılarında da sonradan oyuna girdi. Takımının değişmez bir oyuncusu olamadı. Lig ve kupa dâhil 41 maçta kadrodaydı. 31 maçta oyuna girme şansı bulabildi. Ama toplam 1899 dakika görev alabildi ve oyuna girdiği karşılaşmaları baz alırsak, maç başına ortalama 46 dakika formasını terletme şansı bulabildi.

İkinci senesinde, yani geçen sezon ise ligin 13. haftasında sakatlandı. Çapraz bağları koptuğu için ameliyat oldu ve sezonu kapattı. O güne kadar kupa ve lig dâhil toplam 14 maçta kadroya girdi. Hepsinde de oynamayı başardı ama sadece 3 tanesinde 90 dakika boyunca sahada kalabildi. Ortalama maç başına 59 dakika formasını terletebildi. Bu istatistikler de Melih'in söylendiği gibi yıldız bir oyuncu olmadığını gösteriyor.

En kötü sakatlıklardan biri ama yaşı daha 23. Çabuk iyileşip, kendini toparlayabilecek gençliği var. İnşallah da çabuk atlatmış, eskisinden çık daha iyi bir hale gelmiştir.