İstanbul Haliç Kongre Merkezinde "Diyanet Vakfı" tarafından düzenlenen "Uluslararası İyilik Ödülleri" töreninde konuşan Sn. Cumhurbaşkanımız R.T. Erdoğan "Bizde Ku Klux Klan, Holokost olmaz" dedi.
İster miniz; bu "Ku Klux Klan ve Holokost" nedir, birazcık olsa da konuyu açalım mı? Eklemeliyim ki açılımlarımız yerimizin darlığına bağlı olarak olabildiğince kısa olacaktır. Meraklılar değişik kaynaklardan yararlanarak bilgilerini geliştirebilirler. 

"Ku Klux Klan" ABD'de 1865 yılında kurulduğu söylenen faşist bir örgüte verilen addır. Bu örgüt; Amerikan İç Savaşından sonra zencilere tanınan haklara karşı çıkanlar tarafından Tennessee Eyaletinde kurulmuştur. Tarihler 1865 diyor ama böylesine teşkilatlı bir örgütün hemen de öyle birden oluştuğunu söylemek biraz safdillik sayılmalıdır. Geçmişinde siyah derililere karşı olanlar Hristiyanlık kisvesi altında savaş sonrasında ortamdan yararlanarak saldırganlıklarını dışa vurur olmuşlardır.
Anılan örgüt tüm etkinliğini gizlilik ve korku ortamında sürdürebilmiştir. Siyahlara ait evler gece yarıları beyaz kukuletalar giyerek kendilerini saklayan saldırganlar tarafından yakılıp yıkılmış, siyahilerin iş yerleri gizlice tahrip edilmiştir. Çoğu zaman belki de bu örgütün üyesi olan yasa koruyucularına yapılan yakınmalardan bir sonuç alınamamıştır. Nasıl alınsın ki yazdığım gibi belki yargıç ve savcılar da örgüt üyesiydiler. Adına filmler de yapılan bu Ku Klux Klan örgütü; bir kaybolup bir ortaya çıkarak 1950 ve 1960'larda bile adından söz ettirmiştir. Şimdilerde ise toplumda bu isimle olmasa da potansiyel bir güç olarak varlığını sürdürdüğü düşünülmektedir.
"Holokost" kavramı; ise Nazi rejimiyle birlikte oluşmuştur. Nazilerce Yahudilerin işyerlerinin ve yaşam düzenlerinin ortadan kaldırılmasını amaçlayan her türlü girişime "Holokost" adı verilmektedir. Bu girişimler 1933 yılında başlayıp 1945 senesine yani 2. Dünya Savaşının sonuna dek değişik görünümlerle sürüp gitmiştir.
Örneğin; 1938 yılında "Kristal Gece" adıyla anımsanan olaylar sırasında Almanya'da Yahudilere ait ev, işyeri ve sinagoglara topluca saldırıda bulunulmuş buraları yakılıp yıkılmış tüm camları kırılmıştır. Zaten "Kristal Gece" ismi oradan kaynaklanmaktadır. 

***

Sn. Cumhurbaşkanımızın toplantıdaki sözlerini elbette üst bölümde ilk paragrafta yazdıklarımızla sınırlı olmamıştır. Nitekim; konuşmasının devamında "İslam dünyasını terörün, cinayetlerin, kavgaların kaynağı olarak göstermenin" doğru olmadığını açıklamıştır. Elbette "Paralel Yapı"dan da bahsetmeden geçememiştir. Ben içimden bu ne biçim "Paralel Yapı", 14 senedir bir türlü bitmek bitmedi diyorum ama onu şimdilik bir kenara bırakıp Sn. Cumhurbaşkanımızın sözlerinin devamına geçeceğim. Başlayalım mı? "Bugün İslam Dünyası mezhepçilik fitnesinin, siyasi bölünmüşlüğün, sosyal çalkantıların sancısı içinde kıvranıyorsa önce kendimizi sorgulayacağız".
Haydi bakalım sorgulamalardan sonuç alabilecek miyiz? Ben derim ki; ah keşke gerçekten önce kendimizi sorgulayabilsek(!) İşte o zaman kısaca şöyle geçmişimize bakarak bazı sorularla baş başa kalabiliriz. İstanbul'da 1955'teki 6-7 Eylül kitlesel yıkım olaylarının Holokost tanımındaki "Kristal Gece"den farkı var mıdır? 1978 yılındaki Kahramanmaraş, 1980 yılındaki Çorum ve 1993 yılındaki Sivas'ta Madımak Oteli'ndeki saldırıların Ku Kux Klan örgütünün düşünce sisteminden farkı olabilir mi?
Dikkatinizi çekiyorum. IŞİD'ten, El Nusra'dan, Boko Haram'dan söz etmiyorum. Ya da işin daha günceli öz düşüncemden söz açayım ülkemizde dini kurumları resmi olarak temsil edenlerle birlikte gayri resmi olanları da dahil edip soruyorum söz gelimi "Aleviler"e, "Ermeniler"e ve hatta "Yahudiler"e içtenlikle olumlu gözle bakılabiliyor mu? İşte, şampiyon milli güreşçimiz Rıza Kayaalp'in Ermeniler için söylediklerini anımsayın. Öte yandan diyanet yetkililerinin "Aleviler" hakkındaki düşüncelerinin de olumlu olabileceğini sanmıyorum.
Bana kalırsa konuşmalar başka türlü gerçek düşünceler başka türlü oluyor. Sonuçta iş; zevahiri kurtarmakla bitiyor galiba .
Esenlikle kalınız...

Ankara'da yaşanan terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyorum.
TÜRKÇE İÇİN ÖZEL NOT:
Karuser, Karisor, Karsor Vb. değil Karoser  (TDK Türkçe Sözlük Sh. 1335)