Pedram Türkoğlu, tıp ve sağlık ile ilişkili bir paylaşım yapmış.
Söylediğine göre, sadece bilgi amaçlı olarak hazırlamış. Bu tür bilgilerin  sıradan insanlar tarafından yazılması ve paylaşılması yasak olduğu için 'Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir' uyarısını da yapıyor.
Ben de tekrarlayayım: Hiçbir içerik, profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.

Vazgeçilemezler

İlaçlar... Bilimsel sınıflandırılması ile farmasötik kimyasallar. İnsanlığın vazgeçilmez önemli buluşlarından biridir.
Halk arasında sık sık korkulan bir şey olsa da, doğru ve yerinde kullanıldığında adeta 'sihir' gibidir. Çünkü bilimkurgu edebiyatının babalarından olan Arthur C. Clarke'ın dediği gibi 'Yeterince gelişmiş bir teknoloji, sihirden ayırt edilemez.'
İlaçlar çoğunlukla sentetik veya yarı-sentetik olarak üretilir. Halk arasında 'kimyasal' tanımı kötü bir şey olarak algılanır. Halbuki biyolojik olan her şeyin temelinde kimyasal mekanizmalar yatar. Yani aslında her biyolojik sürecin bir kimyasal temeli vardır. Dolayısıyla 'doğal' diye nitelendirilen bitkisel tedaviler de temelde 'kimyasal' mekanizmalar ile işlev görür. Üstelik üretilen birçok ilaç da bitkisel, hayvansal veya mantarsal kimyasalların uzun ömürlü olması açısından çeşitli karışımlar ile kombine edilerek saklanılan formatlarıdır.
Örneğin toksin üreten bir bitkinden, o toksin izole edilip, birtakım işlemlerden geçirdikten sonra seri üretime geçirilerek 'ilaç' adını alır.
Bugün,insanlık tarihini değiştirdiğini düşündüğümüz bazı önemli ilacı sınıflandırmaya çalışacağız.
Bu arada yine bir uyarı yapayım:
Evrim Ağacı olarak yayınladığımız bu sınıflandırma, herhangi uluslararası bir sınıflandırma ile ilişkili değildir. Ayrıca listede bir ilacın diğerinden üstünlüğü ve tıbbi tavsiye olarak belirtilen bir öneri yoktur. İnsanlığı değiştiren, milyonlarca insanın hayatını kurtaran veya yaşam kalitesini artıran ilaçların önemini Evrim Ağacı olarak sınıflandırmak istedik. Tabii ki bir günlük yazı ile bu işi bitirmek imkânsız.

Aspirin (NSAİİ)

Yaklaşık 100 yıl önce keşfedilen ve sadece bir baş ağrısı ilacından çok fazlasıdır. Basit ağrıyı kesebildiğini gösteren ilk ilaçtır.
Keşfedildiği dönemde, diğer ağrı kesicilerin yan etkileri olabildiği için basit ağrılar için çok önemliydi. Çünkü dünyada birçok insanın periferik ağrısı, kas ağrısı, baş ağrısı ve eklem ağrısı vardır.
Evet, günümüzde aspirinden çok daha etkili ve güvenli ağrı kesiciler bulunuyor. Ancak 100 yıl önce keşfedilen bir ilacın bile günümüzde bu kadar yaygın kullanılması inanılmazdır.
Sümer ve Mısır yazıtlarında salisilik asitten zengin bitkilerin kullanıldığı görülmüştür.  Aynı şekilde Hippokrat da salisilik çayın ateş düşürücü özelliğini M.Ö. 400 yılında anlatmıştır.
Ardından 1853 yılında Charles Frédéric Gerhardt ilk kez, sodyum salisilat ve asetil klorid karışımından asetilsalisilik asit (aspirin) elde etmiştir. Gelecek yıllarda bilim insanları bu sentez için daha etkili yöntemler geliştirmiştir.
Daha sonra 1897 yılında Bayer firması tarafından çok etkili ve daha az masraflı bir sentez yöntemi geliştirilmiştir. 1899 yılında ise Aspirin adı altında tüm dünyada satışa çıkmıştır. Fakat 1956 yılında asetaminofen/parasetamol keşfi ve 1962 yılında ibuprofen keşfi ile popülaritesi gittikçe azalmıştır.

Kalbimizin koruyucusu!
    
Aspirin, asetilsalisilik asit olarak bilinen bir kimyasaldır ve açılımı non-steroid antiinflamatuar (NSAİİ) anlamına gelen ilaç grubundandır.
Aynı zamanda analjezik (ağrı kesici), anti-inflamatuar (inflamasyon azaltıcı), antiagregan (trombosit kümeleşmesini önleyen) ve antipiretik (ateş düşürücü) yönleri bulunur.
 Kawasaki hastalığı, romatizmal ateş, perikardit gibi inflamasyon durumlarında kullanılır. Düşük dozda kan sulandırıcı etkisinden yararlanılarak kalp krizinin önlenmesi gibi birçok kalp hastalığında koruyucu olarak kullanılır.
Bazı çalışmalara göre kolorektal kanser açısından koruyucudur. Migren tedavisinde ilk kullanılan ilaçlardandır.
Ağrı kesici ve ateş düşürücü etkisi genelde 30 dakikada kendini gösterir. Çocuklarda Reye sendromuna neden olduğu için önerilmez.
Aynı şekilde pıhtılaşmayı sağlayan trombositleri baskıladığı için yetişkinlerde de gastrointestinal (sindirim sistemi) kanamalara veya peteşi denen ufak cilt altı kanamalarına neden olabilir.
Bu kadar fazla fonksiyona sahip özel ilaçlardan biridir.

HAFTANIN HABERİ

Güneşin Gülüşüne Aldanmayın!

Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Optisyenlik Programı öğrencileri 'Topluma Hizmet Uygulamaları" dersi kapsamında "Gözünüz Gibi Bakin" isimli sosyal sorumluluk projesi başlattı.
Öğr. Gör. Elif Aktekin, 'Gözlerimiz değerlidir, onlara gözümüz gibi bakmamız gerekiyor.
Bu anlamda farkında olamadığımız güneşin zararlı ışınlarından bir tanesi olan ultraviyole radyasyona dikkat çekmek istiyoruz.
Ultraviyole radyasyon nedir, çeşitleri nelerdir, göz sağlığımıza nasıl bir etkisi vardır?
Gözlükler de tıbbi bir cihazdır ve tıbbi cihazlar yalnızca sağlık bakanlığının yetkilendirildiği kuruluşlarda satılır.
Bu anlamda gözlüklerin sağlık bakanlığının yetkilendirdiği optik mağazalardan alınması yönünde halkı bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Böylelikle göz sağlığımızın korunması ve geliştirilmesine katkı sağlamayı planlıyoruz' dedi.