Çocukluğumda, ilkokul yıllarımda, bizim zamanımızda her sabah “Andımız”ı okurduk:

“Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.

Ey büyük Atatürk, açtığın yolda gösterdiğin hedefe

Durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.”

*

Türk olmayı bir aidiyet olarak değil de, ırkçılık olarak görenler, BOP projelerine değer verenlerin etkileriyle 2013 yılında MEB (Milli Eğitim Bakanlığı)’nın bir genelgesi ile okullarda okutulması kaldırıldı.  Henüz 100 yılını tamamlamayan Türkiye Cumhuriyeti, tarihine pek çok inkılap ve yenilik sığdırdı. Konumu nedeniyle içinde birçok farklı din ve ırktan insan barındıran Türkiye’de 2013 yılına kadar her sabah ilkokullarda “Andımız” okutuldu. Ancak yargı mercii, Danıştay 8. dairesi vasıtası ile MEB’nın bu kararını iptal ettirmişti. bu karar temyize gitti ve danıştay idari dava daireleri kurulu davada MEB'i haklı bularak nihai kararını verdi. 13 Mart 2021 itibariyle andımızın okunması yargı kararı ile kaldırıldı. Henüz yukarıdaki okunmama kararı verilmemişken, 2019 yılında, CHP ve iyi parti "andımız okunması kararı çıktığı halde okunmuyor, okutulmasını sağlayalım" şeklinde verdiği önerge, AKP ve HDP'nin ret, MHP'nin ise çekimser oylarıyla iptal edilmişti.

*

Andımız, 23 Nisan 1933’te Türk siyasetçi ve doktor Reşit Galip tarafından yazıldı. Cumhuriyet 10. yılını doldururken 23 Nisan 1933 sabahı çocuklara okuduğu bu ant Çocuk Haftası’nın açılış konuşmasında tekrar edildi. Andımız, 1972 ve 1997 yılında çeşitli değişikliklere uğradı. Bazı bölümleri anlamını koruyacak şekilde değiştirildi. Reşit Galip 1923 yılında ise Mersin’e gelen Atatürk’ü, yaptığı konuşma ile etkiledi. 2 yıl sonra Atatürk’ün önerisiyle milletvekilliğine aday gösterildi. 1930’da Türk Ocakları’nın Türk Tarihi Tetkik Heyeti üyeliğine seçildi. Türk Ocakları’nın kapatıldıktan sonra yerine kurulan Halkevleri’nin kurulmasında etkin rol oynadı. Atatürk’le bazı fikri konularda çatışmalar yaşasa da 19 Eylül 1932’de Milli Eğitim Bakanı Reşit Saydam’ın yerine bakan olarak atandı. Ardından Türk Dil Kurumu’nun başkanlığını üstlendi. Birçok kişi onun adını 1933’te yazdığı ve aynı yıl 23 Nisan sabahı okuduğu Andımız ile tanıdı. Ancak Dünyanın sayılı müzeleri arasına giren Anadolu Medeniyetleri Müzesi onun bakanlığı döneminde tasarlandı. En büyük icraatı ise modern tarzda yükseköğretim ihtiyacını karşılamayan Darülfünun’un yerine, bu ihtiyacı karşılayacak okulların kurulmasını amaçlayan Üniversite Reformu oldu. Reşit Galip, bakanlıktan ayrıldıktan sonra rahatsızlığının zatürreye dönüşmesi sonucu 5 Mart 1934 günü hayatını kaybetti…

*

Atatürk’ün “Türk Ulusu” derken etnik temele dayanan bir anlayış ileri sürmediğini, bu bayrak altında ve bu topraklar da yaşayan bireyleri anlattığını biliyoruz. Ümmetten bir millet yaratılması belli ki bazı çevreleri rahatsız etti. “Bir ülkeyi parçalamak isterseniz, önce aidiyet duygusunu yok edersiniz”.  Bunu BOP projesinin mimarları, yeşil kuşak teorisyenleri söylüyor. Andımızı okuyan nesil vatanını, milletini seven, Ata’sını gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için çabalayan, yalanı, talanı bilmeyen, büyüklerine saygılı, küçüklerine sevgi dolu bir nesildi. Geçen zaman şunu gösterdi ki, ne kadar silinmek istense de, Türklük bilinci, vatan sevgisi, Atatürk sevgisi kalplerden, beyinlerden silinemiyor. İleri de tarih yazılırken tersi çabaları gösterenlerin nasıl yazılacağını siz değerli okuyucularımın takdirlerine bırakıyorum.