Hafta içerisinde bir televizyon programında hekimliğinden ziyade polemik yapan yorumlarıyla meşhur şahıs eksik tıbbi bilgilerle bu sefer de antidepresanlarla ilgili eksik bilgileri sunarak kamuoyunu yanıltmaya ve halk sağlığını tehdit etmeye devam etti. Bu bayanın ekranlarda milyonlarca seyirciye hitabeti sonrası yine onlarca danışanım bu eksik bilgileri sorgulama ihtiyacı hissetti. Belki de on binler bu eksik ve önyargılı aktarılan bilgiler nedeniyle ilaçlarını kesti ya da doktorlarının tavsiye ettiği ilaçlarını almaya cesaret edemedi. Ve belki de on binler içinde birçok insan tıbbi tedavilerini kestikleri ya da başlamadıkları için ağır depresyonun getirdiği sosyal, psikolojik sorunlarla yaşam kalitelerini düşürecekler ve hatta bir kısmı majör depresyon hastalığının ağırlaşmasıyla intihar etmeye teşebbüs edecekler.

2003 yılında ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı olabilmek için girdiğim sınavda jüride yer alan dahiliye uzmanı hocamın sorusuydu, antidepresanlar ve intihar ilişkisi. O dönemde de antidepresan kullanan hastaların intihar ilişkisi araştırılıyor ve hekimler buna göre önlemler almaya gayret ediyorlardı. O dönemin klasik cevabı bazı hastalar o kadar ağır depresyon yaşayabiliyorlardı ki, antidepresanlar onlara güç veriyor ve yataktan dışarı adımını atmaktan aciz kişi, antidepresanın verdiği güçle intihar etmeye yelteniyordu. Klasik kitapların cevabı bu yöndeydi ve benden beklenen yanıt bu idi. Ama sınav bir uzmanlık sınavıydı, var olan bilgiyi aktardığım gibi kendi öngörülerimi, tecrübelerimi ve yani çalışmaları aktarmam gereken bir ortamdı. İlk söylediğim günümüzde artık o kadar ağır depresyonlarla karşılaşmadığımız idi. Yeni geliştirilen ilaçlar ve depresyon hakında bilgilerimizin artması, bu hastalığı çok daha erken anlamamızı ve tedavi için çözümler üretmemizi sağlıyordu. Asistanlık hayatım boyunca antidepresanla güçlenip, intihara kalkışan hiç hasta gözlemim olmamıştı. Uzmanlıkta geçirdiğim 15 yılda da kitaplarda yazan bu durumla karşılaşmadım. Elbette benim görmemem hiç olmadığı anlamına gelmez ama ne kadar nadir olduğu konusunda size bir fikir verebilir diye yazıyorum. Yine son 20 yılda antidepresanla güçlenip, intihara kalkışmaya cesaret eden hiçbir vaka sunumu duymadım.

Riski göze alırız

Antidepresanlar genellikle ilk etkilerini 1-2 haftada çıkartırlar. Bir anlamda kişi ilaç desteği alsa bile ilk haftalarda ilaçtan etki beklenmez. Bu ara dönem büyük risktir. Biz hekimler, özellikle bu dönemi göze alarak risk değerlendiririz. Çok riskli düşündüğümüz olguları hastaneye yatırarak, kendilerine zarar vermelerini önlemeye çalışırız. Antidepresanlar ilk haftalarda etki çıkartmazken, bu dönem ilaçların yan etkilerin en yoğun olduğu dönemdir. Bu sebeple hastanın doktoru ile kurduğu güven ilişkisi ve acil durumlarda hekimle işbirliği çok önemlidir. Depresyon hastalığının en büyük sonucu kişinin hayatı yaşamaya değmez bularak, yaşamına son vermesidir. İlaç etkisinin çıkmadığı ve yan etkilerin yoğun olduğu bu dönemde intihar girişim ihtimali gözden kaçırılmamalıdır. Ama bu intihar girişiminin sebebi ilaç başlamak mıdır yoksa ilacın etkisinin henüz çıkmaması mıdır, iyi değerlendirilmelidir. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde de etkin olmayan tedavi depresyonun yinelemesi ve ağırlaşmasına ve intihar girişimlerine sebep olabilir.

Yürek yaralayıcı

Ve benim için en önemli ise ilaç kullanmayan depresyon hastalarındaki intihar davranışı. Bunca yıl polikliniğime ilaç kullandığı için intihar etmiş kimse başvurmadı şükür. Bunun olabileceğini de baştan biliyorum bir hekim olarak. Fakat yakını depresyonda olduğu dönemde ilaç kullanmayan ve bu sebeple intihar etmiş çok kişi ile görüşüyorum. Birçoğu gözyaşları içinde, eşim, evladım bunalımdayken belki bir doktorla görüşseydi şimdi hayatta olacaktı diye perişan oluyorlar. Bir hekim olarak, belki hepsi değil ama önemli bir kısmının tedavi almış olsaydı bugün aramızda olacağı gerçeğini bilmek gerçekten yürek yaralayıcı. 2018 yılında Barcelona'da yapılan Avrupa Psikiyatri Kongresi'nde sunular ve bulgular, bu bizim bireysel deneyimlerimizle paralel. İlaç tedavisi ihmal etmiş depresyon öyküsü olan kişilerde intihar ederek yaşamını yitirme, ilaç kullanan kişilere göre kat be kat fazla.

İnsanlar aldatılmamalı

Bilim adamı olmak sorumluluk getirir. Bilim adamı dediğin eksik bilgilerle insanları aldatmamalıdır. Halkı bu kadar tehdit altına alan, düşüncesizce eksik bilgilerle açıklama yapan bu kadın hakında meslek örgütlerinin en kısa zamanda hukuki süreç başlatması kamu yararınadır.