Canan Kaftancıoğlu’nun Taksim’deki bir toplantıdaki konuşmasında ‘Gazi Mustafa Kemal’ diye birkaç kez tekrarlaması, gerek CHP gerek kendini Atatürkçü olarak tanımlayan kişiler tarafından büyük tepki gördü.
Sorun sadece Atatürk soyadının kullanılmaması mı yoksa ardında bir ‘zihniyet değişikliğinin’ gün yüzüne çıkması mı?
Aslında konuşma sadece Atatürk soyadının kullanılmaması ile kalsaydı belki geçilebilirdi bir şekilde. 
Ama TBMM eski Başkan vekili Uluç Gürkan’ın  “Atatürk adını kullanmamak tercihiniz mi?” sorusuna Kaftancıoğlu’nun verdiği yanıt ortalığı karıştırmaya yetti.
Canan hanımın ortalığı karıştıran o yanıtı neydi? 
"Kişilerin isimlerinden söz ederken belirli alışkanlıklarla bunların özel atıflarla kategorize edilmesine karşıyım. Yıllardır kullandığım gibi bu şekilde ifade etmek kendimi ait hissettiğim bir ifade olduğu için tercih ediyorum."
Tepkiler daha çok bu yanıtla Atatürk adını ısrarla kullanmayış nedeninde yatıyor.
Atatürk;  Mustafa Kemal ismine verilen özel bir atıf değil ki, o TBMM ve Türk halkı tarafından kurucu önderimize yasa ile verilen soyadı.

Sayın Kaftancıoğlu Disk Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin çağrısıyla 10Aralık 2005 de toplanıp CHP’ye alternatif bir parti kurulması hedefleyen bir grubun temsilcisi olabilir ama CHP’nin kurucusunun Atatürk olduğunu ve kuruluşundan bu yana gelen değiştirilmez ilkeleri olduğunu bilmesi gerekmez mi?
Elbette bilir.
Demek ki sorunun temelinde kurulamayan parti yerine hayalleri CHP içerisinde gerçekleştirmekte yatıyor.
Canan hanım bu konuda yalnız da değil.
Tartışma başlangıcında Canan hanımı hemen savunmaya geçen Oğuz Kaan Salıcı ile Burhan Şenatalar, İbrahim Kaboğlu gibi isimler de Alternatif parti kurulması için CHP’yi masaya yatıran isimler arasında.
Bu isimlerin CHP içerisindeki konumlarına da bakınca CHP’nin bugün bir yandan ‘iktidara yürüyoruz derken diğer yandan binlerce üye kaybetmesi’arasındaki acı tablo çok daha iyi görülür.
Üye kaybetme meselesi de geçenlerde Barış Yarkadaş tarafından Halk TV de açıklandı.        Ne diyordu Barış bey: “Partinin ilkelerinden uzaklaştıkça üye de kaybediyoruz. İstanbul’da son 18 ayda 41157 üye istifa etti. Bu rakam CHP’nin kalesi denilen İzmir’de de 25017. Onbir Büyük Şehir kazanılmış ama buna rağmen 70 bin üye kaybedilmiş.”                        

Bu sözler CHP’nin bugünkü gerçeği. Üye kaybının nedeni de neymiş Yarkadaş’a göre? Partinin ilkelerinden, yani kurucu lider Atatürk ilkelerinden uzaklaşmakmış.
Ya iktidar partisi?
Bitti, tükendi denen iktidar partisi daha geçenlerde yüz bin yeni üye için bir tören düzenlemedi mi?

Gelelim tepkilere.                                                                                                                   
CHP İzmir milletvekillerinin çoğunluğu Canan hanıma tepkilerini hemen açıkladılar.                 Tuncay Özkan, Atilla Sertel, M. Ali Çelebi, Sevda Erdan Kılıç, Bedri Serter, Kamil Okyay Sındır ve Tacettin Bayır bu konuda ilk duyulan isimler.
Tabii bu isimlerle kalmıyor tepkiler, İzmir’de istifa eden ya da parti politikalarına (Y.CHP) bir şekilde itiraz ettiği için uzaklaştırılan bir yığın isim de var.
Kaldı ki tepkilerin burada bitmeyeceğine eminim. 
Belki de bu tartışmalar CHP içerisindeki gardırop Atatürkçülerinin ya da Canan hanımın dediği gibi Kenan Evren Atatürkçülerinin temizlenmesine de yarayabilir. Ama son Genel Kurulda Canan Hanım ve ekibinin kimleri liste dışına attığına bakınca bu işler biraz daha karışacak gibi.
Sonuçlarını birkaç aya varmaz ciddi olarak görmeye başlarız.