Türk beyin cerrahlarının uzun uğraşlar sonucu İstanbul'a almayı başardıkları Dünya Beyin Cerrahisi Dernekleri Federasyonu (WFNS) XVI. dünya kongresi 20-25 Ağustos 2017 tarihleri arasında yapıldı. Kongrenin ilk gün konuşmalarında Hint asıllı ABD'li Prof. Anil Nanda, Atatürk'ün devrim niteliğindeki yaratıcı buluşlarını anlattı. Yine İstanbul'da başkanlığını eşimin yaptığı ISPN 28. Dünya Kongresi'nde Prof. Harold Rekate'in "Atatürk'ten alınması gereken dersler" konusunda konferansı gibi. İsveç'te atasözü olmuş "Çaresiz kaldığında, Atatürk gibi düşün". Çin'in ünlü lideri Mao "Ben Çin'in Atatürk'üyüm" diyor. Che Guevera Bolivya'da öldürüldüğünde sırt çantasından Atatürk'ün eseri "Büyük Nutuk" çıkıyor. Anlayacağımız Atatürk'ün değerini tüm dünya ülkeleri anlıyor, mazlum ülkeler onun fikirlerini örnek alıyor, Havana (Küba), Santiago (Şili), Washington (ABD), Canberra (Avusturalya), Bükreş (Romanya), Mexico City (Meksika) ve daha 35 dünya şehrinde heykelleri dikiliyor, bir de kendi ülkemize bakın.

***
Son zamanlarda birileri Atatürk'e, heykellerine saldırmanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyor. Gün geçmiyor ki, onun heykellerini kırmak, yıkmak için beyni yıkanmış birisi haber olmasın. Nasılsa hepsi akıl hastası ilan ediliyor. Bir yerde katılıyorum, onun fikirlerini, düşüncelerini, ne dediğini anlamayanın, aklından zoru olması lazım. Ama nedense sistematik bir saldırı sürüyor. Çanakkale savaşlarını onun askeri dehası ile kazandığımızı bütün dünya kabul ederken, Çanakkale savaşlarını evliyalar kazandı diye beyin yıkarsanız, yıkılmış, parçalanmış, işgal edilmiş ve artık fiilen bitmiş bir Osmanlı İmparatorluğu'ndan, işgalcileri kovup, bir vatan, bir ulus devlet yarattığını yadsıyıp, hâlâ hanedanının hep yabancı kökenli annelerden olduğu bir aileye, Osmanlıya, memleketi nasıl o hale getirdiklerini, düşmanlarla işbirliği yaptıklarını, onların gemileriyle ülkeden kaçtıklarını göz ardı ederek insanları hayranlık beslemeye teşvik ederseniz, eğitim sistemini dejenere ederek onun düşüncelerini ortadan kaldırmaya, safsatalar yayarak değersizleştirmeye çalışırsanız geleceğimiz nokta budur.

***
Rize, Akçakoca, İstanbul Bağcılar, Emirdağ gibi yerlerde Atatürk heykelleri bulunduğu meydanlardan ya kaldırıldı ya düzenleme adıyla başka yere taşındı. Evvelki hafta Diyarbakır'da Atatürk heykeline çekiçle saldırıldı. İroniye bakın meydanın değiştirilmiş adı da Cumhuriyete isyan etmiş, İngilizlerle işbirlikçiliği belgelerle kanıtlanmış, vatan haini olarak hüküm giymiş Şeyh Sait'in adını taşıyor. Geçen hafta Şanlı Urfa Siverek ilçesinde uyuşturucu bağımlısı bir meczup, orakla Atatürk heykeline saldırdı. Evvelki gün de bir yerde büstün başı ayrıldı, Eskişehir'de de yeni açılan heykelin kaidesindeki "Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır" yazısına yeşil sprey boya sıkılıp, çarpı işareti konuldu. Görünen o ki reaksiyon gelmedikçe bu saldırılar sistematik biçimde devam edecek.

***
Millet okuduğu kutsal kitabı anlasın diye kendi cebinden masraflarını karşılayıp Elmalılı Hamdi Yazır'a Kur'an meali yazdıran, bilinçli, bilgili din adamı yetişsin diye imam-hatip okulları kurduran Atatürk'e dinsiz derseniz, sosyal medyada, televizyonlarda, Mustafa filmleri ile ailesine saldırıp, değersizleştirme operasyonları yaparsanız, kutsal din duyguları ile devlet işlerini biri birinden ayıran Laiklik kavramını dejenere ederseniz, onun bu ülke için neler yaptığını, söylemlerinde bütün dünyanın örnek aldığı kavramları görmezden gelirseniz olacakları düşünmek bile istemiyorum.

***
Eğer onun "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesi ile ne dediğini anlayıp, ona göre davransaydık bugün iç ve dış siyasetteki durumumuz böyle mi olurdu? Üzeri karalanan söylemindeki "Bilim ve aklı rehber" edinseydik eğitim ve gelişmişlik düzeyimiz, ekonomimiz böyle mi olurdu? PİSA testlerinde öğrencilerimiz dünyanın en alt sıralarında mı yer alırdı? Aslında soru çok, sorun çok. Bence yarından tezi yok herkes onun büyük 'Nutuk" eserini alsın, altını çize çize, anlayarak okusun. Onun ilkelerine dönmedikçe anlaşılan kurtuluşumuz yok.