Mustafa Kemal Atatürk'ün tüm dünyada hayranlık uyandıran devrimi iki aşamalıdır...

1. Kurtuluş: Türk milleti Kurtuluş Savaşı sayesinde esaretten kurtuldu.
2. Kuruluş: Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal'in ilke ve devrimleri sayesinde çağdaş bir devlet konumuna taşındı.
Kurtuluş yaşanmasaydı, Kuruluş hiçbir zaman gerçekleşemezdi. Kuruluş olmasaydı, Kurtuluş kısa sürede anlamsızlaşırdı.

I. İnönü, II. İnönü, Sakarya ve Dumlupınar meydan muharebelerinde şehit kanlarıyla elde edilen bağımsızlık, Atatürk'ün ilke ve devrimleriyle kalıcı hale getirildi.
Emperyalizme karşı mücadele ile Türkiye'nin çağdaşlaşması arasında bir iç bağlantı vardı kısacası...
Emperyalizme karşı mücadele etmeden çağdaşlaşılamıyor, çağdaşlaşmadan da emperyalizme karşı yeterince mücadele edilemiyordu.
Mustafa Kemal, bu tarihsel gerçeği kavradı. Kurtuluşu Kuruluşla bütünleştirdi. "Türkiye mucizesini" yarattı.
Tarih yazdı...

Yaşanarak yazılmıştır

Değerli okurlarım, yazılan tarih, Türkiye Cumhuriyeti Devrim Tarihidir!
Atatürk devrimini büyük kılan şey yöntemidir. Kurtuluşu Kuruluşla bütünleştirmesi, çağdaşlaşmanın yolunu tam bağımsızlıkta görmesidir.
Büyük Millet Meclisi'nin 19 Eylül 1921'de Mustafa Kemal'e "Mareşal ve Gazi" unvanlarını, 24 Kasım 1934'de "ATATÜRK" soyadını vermesi, bu tarihin nasıl yaşanarak yazıldığının sembolleridir.
Mareşal ve Gazi, kurtuluşun lideri Mustafa Kemal'e verilmiş unvanlardır. Halk adına, halk tarafından...
Atatürk ise Kuruluşu, Kurtuluşa ekleyen lidere halkının verdiği addır. Büyük bir toplumsal bilincin yarattığı bir sembolleştirmedir.
Mareşallik, gazilik unvanları ve Atatürk soyadı işte bu yüzden anlamlıdır. İşte bu yüzden önemlidir...

Hayalleri, hayali bir Mustafa Kemal

Günümüzde, büyük bir kampanyayla Mustafa Kemal'in mareşalliği, gaziliği, Atatürklüğü sırayla tartışmalı hale getirilmeye çalışılıyor.
Yaşanarak yazılan bir tarih, "bölgesel tahribatlara" olanak tanıyabilmek için "belgesel tahribatlarla" yeniden yazılıyor.
Bir ayağı ayrılıkçılıkta, bir ayağı ikinci cumhuriyetçilikte olanlar; bir ayağı ılımlı İslam'da, bir ayağı ABD'de olanlardan fonlanıp, Atatürk'ü yeniden yorumluyorlar!
Savaşlarından ve devrimlerinden soyutlanmış hayali bir Mustafa Kemal yaratılmaya; Atatürk, Mustafalığa sıkıştırılmaya çalışılıyor...
Türkiye'nin bölünmeye, sömürülmeye, soyulmaya, dönüştürülmeye çalışılmasıyla eşzamanlı olarak.
Türkiye'nin köşeye sıkıştırılmaya çalışılmasıyla eşzamanlı olarak...

10 Kasımların anlamı kalmaz

Değerli okurlarım, cumhuriyetin onurlu tarihini yaşayarak yazan Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve Türk ulusudur...
Onlara şükran borçluyuz...
Şimdi Atamızın düşüncelerini ve devrimlerini ve kurduğu çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmak için dün olduğu gibi bugün de iç ve dış güçler iş başındalar...
Eğer başarıya ulaşırlarsa o zaman Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk gerçekten ölmüş ve 10 Kasımların anlamı ortadan kalkmış olacak.
Türk ulusu olarak bu gerçekleri bilerek; onun ilkelerine, devrimlerine ve kurduğu Cumhuriyete sahip çıkarak Atatürkümüzü yaşatabiliriz.
Yaşatmak, anlamak ve anlatmaktır...
"Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü yaşatmak demek, eserlerini ve mirasını yaşatmak demektir" sözü bugün o kadar anlamlı ki...
"Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir" diyor Atatürk...
"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" diyor Atatürk...
Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk ulusundan tek isteği; Kurtuluş ve Kuruluşu yaşayarak yazdığı Türkiye Cumhuriyeti Devrim Tarihi'ni özümsemesi ve Cumhuriyete sahip çıkmasıdır...

 Atatürk'ü anlamak, bugünü doğru anlamaktır çünkü.
 Bugünü doğru anlamak da yarını düzgün temeller üzerinde kurmanın ilk adımı değil midir!
 Bugün, neden Atatürk'ü bizlere doğru anlatmamak için büyük kampanyalar birbirini izliyor sanıyorsunuz?
 Ruhun şad olsun Atam...