Bugün, Cumhuriyetimizin 101. yılını kutluyoruz. Bu topraklarda, bağımsızlık ateşinin yandığı, milletin yeniden doğduğu o büyük günün üzerinden bir asır geçti.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, Türk halkının azim ve kararlılığıyla kurulan Cumhuriyet, bir milletin küllerinden doğarak yeniden dirilişinin en güzel simgesidir.

Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda özgürlüğün ve çağdaşlığın da adıdır.

19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal, Anadolu’nun dört bir yanında yankılanan hürriyet sevdasını ateşlemişti. Her türlü zorluğa ve imkânsızlığa rağmen, kahraman Mehmetçiklerimiz cephelerde canlarını ortaya koyarken, Türk halkı da geride büyük fedakârlıklarla orduyu desteklemişti. Anadolu kadınları cepheye mermi taşırken, gençler köylerinden ayrılarak bağımsızlık uğruna silah kuşanmıştı.

Bu süreçte Atatürk’ün dehası ve askeri stratejileri, tüm dünyanın saygısını kazanırken, Kurtuluş Savaşı'nın kahraman askerleri de özgürlüğün ve bağımsızlığın sembolü haline geldi.

Onlar, yalnızca düşmana karşı değil, cehalete, fakirliğe ve esarete de karşı savaş verdiler.

Her biri, bağımsız Türkiye’nin geleceği için siperlerde şehadet şerbeti içmeye hazırdı. Onların cesareti ve kararlılığı sayesinde, bugün alnı ak ve başı dik bir millet olarak Cumhuriyetimizi kutlayabiliyoruz.

Eğer bu gün camilerde ezan seslerini hala duyabiliyorsak bunu Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına borçluyuz.

Cumhuriyet, Atatürk'ün “en büyük eserim” dediği, Türk milletine en değerli armağanıdır. Eşitliğe, özgürlüğe ve adalete dayanan bu yönetim şekli, milletin iradesini hâkim kılmış ve çağdaş uygarlık yolunda kararlı adımlarla ilerlememizi sağlamıştır.

Bugün, Cumhuriyetin kazanımlarını daha iyi anlamalı ve korumak için var gücümüzle çalışmalıyız. Çünkü Atatürk'ün bizlere bıraktığı bu kutsal emanet, geleceğe güvenle bakabilmemiz için ışığımız olmaya devam ediyor.

Cumhuriyet, yalnızca bugünü değil, yarını da şekillendiriyor.

Atatürk'ün “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” sözüyle hatırlattığı gibi, millet olarak içimizdeki bağımsızlık ruhunu ve azmi her daim diri tutmalıyız. Bugün, bu kutsal emaneti daha da yüceltmek ve korumak için hepimize düşen önemli görevler var. Gençlerimize Cumhuriyetin anlamını, Atatürk'ün fikirlerini ve bağımsızlık uğruna verilen mücadeleleri anlatmalı, onların bu değerlere sahip çıkmalarını sağlamalıyız.

Bugün 29 Ekim. Cumhuriyetin ilan edilişinin yıldönümünde, her birimizin kalbi, Atatürk'ün önderliğinde kazanılan bağımsızlık mücadelesinin gururuyla dolup taşıyor. Türk milletinin cesareti, kararlılığı ve bağımsızlık aşkı, her 29 Ekim’de olduğu gibi yine en gür sesiyle yankılanacak.

Cumhuriyet Bayramı, bir milletin özgürlüğe olan sevdasının ölümsüz nişanesidir. Bu büyük günü bize armağan eden Atatürk'e, silah arkadaşlarına ve bağımsızlık mücadelesi veren kahraman halkımıza minnet ve şükranla selam olsun!

GÜNÜN SÖZÜ

Yaşasın Cumhuriyet!