Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TV 100 canlı yayınında enflasyon hedefleri ve ekonomik gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu. Ocak ayında enflasyonun yüzde 5 seviyesinde gerçekleşmesinin tartışmalara neden olduğunu belirten Şimşek, bu oranın son dört yılın en düşük ocak ayı enflasyonu olduğunu ifade etti.
Şimşek, TÜİK'in sepet ağırlıklarındaki değişiklikler, sağlık alanındaki fiyat düzenlemeleri ve belediyelerin şebeke suyu zamlarının enflasyon üzerindeki etkisine değinerek, bu durumun ana hedefte bir sapmaya yol açmadığını belirtti.
Bakan Şimşek, "2023 sonunda yüzde 65 olan enflasyon, geçen yıl yüzde 44 seviyesine indi. Bu yıl ise yüzde 24’e düşmesini öngörüyoruz. Ancak enflasyondaki düşüş, fiyatların azalması anlamına gelmiyor; fiyat artış hızının yavaşlaması anlamına geliyor." ifadelerini kullandı.
Hizmet sektöründeki enflasyonun yüksek olduğunu belirten Şimşek, "Temel mallara bakıldığında yüzde 24, gıdayı da katarsanız mal enflasyonu yüzde 33.6. Burada yüksek olan hizmet enflasyonu. Genelde tüm ülkelerde hizmet enflasyonu gecikmeli düşüyor. Çünkü hep geçmiş enflasyon baz alınıyor. Ocak ayında kira artışına bakıldığında yıllık yüzde 100'ün üzerinde, eğitimde de keza böyle. Bu kalemler yüksek çünkü geçmiş enflasyonu baz alıyor. Bunun için önümüzdeki dönemde kararlı bir şekilde programımızı uygulayarak bu sene enflasyonu yüzde 30'un altına çekmeyi ve gelecek sene ise tek hanelere doğru yaklaşmayı planlıyoruz. Ocak ayı enflasyonu, enflasyonla mücadeleye ilişkin kurgumuzu etkilemedi" diye konuştu.
"Konut arzını artıracak ciddi bir çaba içindeyiz"
Hayat pahalılığının Türkiye'nin en önemli ekonomik sorunu olduğu ifade eden Şimşek, "Nüfusumuzun yaklaşık yüzde 82,7'si şehirlerde yaşıyor. Bence en önemli hayat pahalılığı bileşeni kiralar. Ev sahipliği oranı yüzde 56'larda. Son yıllarda gerek konut fiyatlarının hızlı yükselmesi, gerekse kiraların hızlı yükselmesiyle vatandaşımızın hayat pahalılığından kastı kira oluyor. Konut arzını artıracak ciddi bir çaba içindeyiz. Sosyal konutlar, yerinde dönüşüm, kentsel dönüşüm, tüm bu konularda bütçeden çok ciddi bir destek veriyoruz. İnanıyorum ki birkaç yıl içinde çok ciddi bir sosyal konut seferberliğine gireceğiz. Devletimizin desteklediği ve vatandaşımızın çok rahat erişebileceği konutlardan bahsediyoruz" dedi.
Enflasyonla mücadelede önemli başlıklardan birinin de gıda arzı olduğunu söyleyen Şimşek, "Türkiye'de tarımsal üretimde iyiyiz ama tarladan nihai tüketiciye ürün giderken abartılı fiyat artışları var. Bir sürü aracı şirket kurulup fiyatları katlıyorlar. Olay sadece lojistik meselesi ve fire meselesi değil. Konu tarladan markete ulaşana kadar bir sürü aracının olması ve bunların bir kısmının da suni yani fiyatların şişirilmesi için yapılması" ifadelerini kullandı.
"Vatandaşımız hayat pahalılığı şikayetinden haklı"
"Vatandaşımız hayat pahalılığı şikayetinden haklı" diyen Mehmet şimşek, "Enflasyon adaletsiz bir vergi gibidir. Özellikle sabit ve dar gelirlileri vurur. Enflasyon en büyük kötülüktür. Mutlaka enflasyonla mücadele edilmelidir. Vatandaşımız müsterih olsun, köklü bir çözüm peşindeyiz. Bütün dünyada mücadele zaman alıyor. Pandemi sonrası Avrupa ve Amerika'da da enflasyonda artış görüldü. Yüzde 9-10'lara çıkan enflasyonu 2-3'e düşürmeleri 3 yıldan fazla süre aldı. Enflasyondaki düşüş sürecek" şeklinde konuştu.
"Bu yıl da bütçe açığını yüzde 3 civarına düşüreceğiz"
Kamu harcamalarında tasarruf yapılmadığı eleştirilerine değinen Şimşek, "Gelen eleştirilerin aksine kamuda ciddi bir tasarruf yapılıyor. 2013-2023 arasına gidelim. Bizim programımızdan önce 100 lira olarak hedeflenen harcama 109 lira olarak sonlanmış. 10 yılın ortalaması bu. 2024 yılında 100 lira olarak öngörülen kamu harcaması 97 olarak gerçekleşti. Harcama disiplinini tesis ettik, tasarruf yaptık ve bütçenin ötesine geçilmesine de hiçbir şekilde izin vermedik. Açıkladığımız ve uyguladığımız tasarruf tedbirleri çok ciddi sonuç verdi ve bunu sürdüreceğiz. Bu yılın mayıs haziran ayına giderseniz piyasa yüzde 10 civarında bir bütçe açığı bekliyor. Bu çok yüksek bir açık olurdu, Türkiye bunu yönetemezdi. Biz bu açığı yüzde 4.9'a çektik. Yani piyasanın beklentisin altına çektik. Bu yıl da bütçe açığını yüzde 3 civarına düşüreceğiz" dedi.
"Türkiye'nin net rezervi 65 milyar doların üzerine çıktı"
Merkez Bankası'nın döviz rezervinin arttığını söyleyen Şimşek, şöyle devam etti:
"Program öncesi Merkez Bankası'nın swap hariç net rezervi eksi 61 milyar dolardı. Şuan Türkiye'nin net rezervi 65 milyar doların üzerine çıktı. Eksi 61'den artı 65'e... Brüt de 166 milyar doların üzerine çıkmış durumda. Başka bir konu ülkenin kredi risk primi (CDS). Mayıs 2023'e gidin, Türkiye'nin CDS'i 700 baz puanın üzerine çıkmıştı. Şu an 254 oldu. Bizim en iyi gördüğümüz seviyeler 118-120 civarlarıydı. Şu anki hedefimiz 200'ün altına inmesi. Bu önemli çünkü yurt dışından firmalarımız borçlandıkları zaman benzer vadeli Amerikan veya Avrupa tahvillerinin faizini alıp üzerine risk primi ekliyorlar. 2023 Mayıs ayında 5 yıl vadeli dolar cinsinden tahvilimizin faizi yüzde 11'e çıkmıştı, şu an yüzde 6,5 civarı. Dış borçlanma maliyetimiz düşmüş neredeyse yarı yarıya. Risk primimiz düşmüş yine aynı şekilde. Biz üstelik bize benzeyen ülkelerden 10 kat risk primini daha fazla aşağı çekmişiz."
Kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasını sonlandırmakta kararlı olduklarını dile getiren Mehmet Şimşek, "Merkez Bankası'yla istişarelerimizde muhtemelen en geç bu senenin ilk yarısında tüzel kişilere ilişkin KKM uygulamasına son vereceğiz. Zaten KKM'yi cazip olmaktan çıkarttık. Eskiden şirketlerin tam bir vergi muafiyeti vardı. Şimdi ise onların vergi istisnasını kaldırdık. Bireyler açısından 0 stopaj vardı, bunu 6 ay vadeliye kadar yüzde 15'e çıkardık. Kurla piyasa faizi arasında önemli bir fark oluşmuyor. Dolayısıyla KKM'nin bir anlamı kalmadı getiri anlamında. Biz piyasaları bozmadan bu çıkış sürecini yumuşak şekilde başaracağız dedik. Bunların hepsi zaman alıyor ama sonuç alıyoruz. 76 haftadır kesintisiz KKM düşüyor. 30 milyar doların altına indi" ifadelerini kullandı.