1 Haziran’la birlikte işyerleri açıldı.

Yani yeni bir dönemi girdik,

Hatta devlet bankaları da ‘destek’ olmak için kasaları açtı.

Ben de bu hafta, işyeri açanlara  moral vermek için, ‘başarısızlığı asla kabullenmemiş’ dünyaca ünlü 5 başarılı insandan söz etmek istiyorum:

Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış...

Araştırmaya göre, İnsan hayatı iniş ve çıkışlarla dolu.

Kimi zaman iş hayatında başarılı oluyor, kimi zaman da dibe vuruyoruz. Başarısız olduğumuzda önemli olan yılmamak ve kendini toparlayarak tekrar yükselişi sağlamak.

Yeni bir düzene bugün girdiğimizden, birçok işyerimiz da uzun sayılacak bir aradan sonra yine umutla kapılarını açtığına göre bir noktada bu insanlarımıza böylece moral vermeye de çalışmak istiyorum.

Tabii ki önceki moral bizim girişimcilerimize, umutla yola çıkanlarımıza...

Kitaplar da yazıldı

Bu konuda yazılmış birçok kitap bulabilirsiniz raflarda.

Hatta bir ara bizden bahseden hikâyeleri de yazan bir kitap okumuştum. Bu yazıda ise dünyaca tanınan ve çok zengin olan insanların hikâyelerine bakacağız.

Sanırım bu insanların bizden farkı, olumsuzluklar karşısında yıkılmamak ve daha hırslı bir şekilde çalışmak.

Örneğin bir numara Bill Gates...

Tahminen Traf-O-Data isimli cihazı hiçbirimizi duymamışızdır.

Bu cihaz, trafik kasetlerini inceleyerek verimli bilgilere dönüştürüyor.

Bill Gates ve arkadaşı Paul Allen, bu cihazı ülkelere satmaya çalışıyordu ama bir sorun vardı:

Traf-O-Data hiç çalışmıyordu.

Allen sonraki yıllarda ‘Traf-O-Data çok ses getirmese de Microsoft‘un ilk ürünlerini birkaç yıl içerisinde çıkarmamızda çok büyük payı oldu’ diyecekti.

Şu anda Microsoft dünyanın en büyük bilgisayar şirketleri arasında.

Ayrıca Gates de 81 milyar dolarla dünyanın en zengin insanlarından biri. Bill Gates ayrıca yardım faaliyetlerinde bulunuyor.

Khan Academy isimli çalışmaya destek verdiğini okuyor, biliyoruz...

Ömrünün sonuna kadar

Böyle bir yazı yazıp da Steve Jobs‘u unutmak olmaz.

1983 yılında şirketini büyütmek isteyen Jobs, o zaman Pepsi‘nin CEO’su olan John Scully’i ‘Ömrünün sonuna kadar sadece şekerli su mu satmak istiyorsun, yoksa dünyayı mı değiştirmek istiyorsun?’ sözleriyle ikna ederek, Apple’ın yeni CEO’su haline getiriyor.

Aynı sene Apple teknolojik olarak gelişmiş, fakat ticari olarak başarısız olan Apple Lisa‘yı piyasaya sunuyor fakat bu ürün teknoloji severleri hayal kırıklığına uğratıyor.

Ancak Jobs pes etmeyerek ve NeXT isimli yeni bir firma kuruyor.

Yıllar içinde azminden hiçbir şey kaybetmeyen Jobs, hayatını bir başarı hikayesine çevirerek  Apple’ı hepimizin bildiği bugünkü haline getiriyor.

Korku dünyasının büyük yazarı Stephen King

Korku dünyasının en büyük yazarlarından olan Stephen King, önceleri yalnızca kısa hikayeler yazan bir İngilizce Öğretmeni imiş.

İlk romanı Carrie  için 2.500 dolarlık (5.170 TL) avansı kabul eden King, 30 kere reddedildikten sonra kitabı yazmaktan vazgeçmiş!

Eşinin de desteğiyle kitabı yazmayı bitiren King, yüzlerce kitabın arasından sıyrılarak çok okunan bir yazar haline gelmiş.

Carrie, bugün iki kere filme uyarlanmış ve Stephen King’in en başarılı yapıtları arasında sayılan, 350 milyon kopyası olan bir roman...

Yani;

Sizler de, ‘Benim de aklımda kısa öyküler yazma fikri var. Henüz hayata geçmese de bir gün yazmayı planlıyorum, hatta internette yayınlarım.

King’in hikayesi benim için iyi oldu... Baksanıza; 30 kere reddedilmiş ama yılmamış’ diyebilirsiniz.

Bu arada bir parantez açayım, ben de, özellikle facede gördüğüm, ya da bana elektronik posta ile ulaşan bazı arkadaşlarıma ‘Mutlaka kitap yaz!’ önerisinde bulunuyorum.

Daha başlangıçta...

Oprah Winfrey, ABD televizyon tarihinin en çok izlenen talk show programlarından birisi olan ve kendi adıyla anılan The Oprah Winfrey Show‘un sunucusu.

Televizyon dünyasındaki başarısını film sektöründe de göstermek isteyen Oprah Winfrey, Toni Morrison’ın aynı isimli romanından uyarlanmış olan ‘Beloved’  filminde başrol oynamış.

Ancak film daha ilk haftasından başarısızlığa uğramış.

Bu başarısızlık sonrası Winfrey depresyona sürüklenmiş.

Fakat Oprah Winfrey bu durumdan ders çıkartarak, ‘Bu başarısızlık bana yapacağım her şeyi yapmayı ve sonra bütün beklentilerimden kurtulmayı öğretti’ diyerek yoluna devam etmiş.

Birkaç yıl kayıt ve televizyon işlerinde yer aldıktan sonra film sektörünü tekrar denemeye karar veren Winfrey, 2013 yılında ‘The Butler’ adlı filmde rol aldı. Bu başarılı film BAFTA olmak üzere pek çok prestijli ödül kazandı ve pek çoğuna da aday olarak gösterildi.

Çok başarılı olan biri, farklı bir dalda hüsrana uğrayabiliyor ki, bu çok doğal.

Herkes her şeyi iyi yapacak diye bir şey yok.

Asıl önemlisi; başarısızlıklarımıza takılmadan ve demoralize olmadan yolumuza bakmak.

Pek çok başarısızlık

Arianna Huffington, The Huffington Post‘un kurucusu.

Fakat aynı zamanda Cambridge Birleşmiş Münazara Topluluğu’nun ilk yabancı kadın başkanı.

Huffington, çok satılanlar arasında yer alan ‘The Female Woman’  adlı romanını 23 yaşında yayınladı.

Amerikan siyasetinde de yeri olan bu başarılı kadın, geçmişte pek çok başarısızlık yaşadı.

Örneğin ilk kitabının başarısına rağmen, ikinci kitabı 36 kere reddedilmiş. Daha sonra 2003 yılında girdiği seçimde, oyların sadece %0.55’ini alabildi.

Başarısızlıklarına pozitif yaklaşan Huffington, bu konuda onu eğiten annesine teşekkür ediyor.

Azimli olduktan sonra her hâlükârda başarılı olunabileceğine inanıyor.

HAFTANIN HABERİ

‘Erken seçim’ çıkışı

CHP YDK Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, erken seçim iddialarını ve sosyal medyada İzmir üzerinden çıkan tartışmaları değerlendirdi. Erken seçim iddialarının dillendirilmesiyle ilgili konuşan Polat, “Muhalefet iktidara seslenerek; ‘Sen bu ülkeyi yönetemiyorsun, ben erken seçim hakkını kullanmak istiyorum’ deyip ülkeyi yönetmek ister. Muhalefet dışında iktidar ve ortaklarından böyle bir şey dillendirilip hareket ediliyorsa, bugünün Türkiye’sinde sistem tutmamış ve ‘biz Türkiye’yi yönetemiyoruz’ demektir” dedi. Polat ayrıca, iktidarı yönetecek kadroların partilerinde olduğunu ve önlerine geldiğinde seçimden kaçmayacaklarını vurguladı.