Yazımıza başlamadan önce korona virüs ile savaşta herkese kolaylıklar diliyorum.

Bir önceki yazımızda 10-14 yaş grubu için ölçülebilir verimlilik kriterimizin temel basketbol hareketlerinin aynı süredeki tekrar sayısı olduğundan bahsetmiş, performans anlamındaki ölçülebilir kriterlerimizin ise ideal şekil ve doğru tercih oranları olduğunu belirtmiştik. Bu yazımızda söz konusu performans kriterlerini açıklamaya başlayacağız.

Mevcut basketbol altyapı sistemimizde aslında ölçülebilir performans kriterlerimiz yok değil. İsabetli atış yüzdesi, alınan savunma ve hücum rebound adedi, yapılan asist, top kaybı  sayıları vb. istatistiki rakamlar maçlarda tutulmakta hatta bazı organizasyonların antrenmanlarında da ölçülüp izlenmekte.

Bu arada ulusal hedefimizin potansiyel tüm altyapı oyuncularımıza ulaşarak bunların arasından en uygun olanlarını seçmek ve gerçek anlamda hem A hem de Milli takımlar düzeyinde Avrupa ve Dünya ile rekabet edebilecek düzeye gelebilmelerini sağlamak olduğunu ve bunun için de bu tür ölçüm ve değerlendirmelerin çok kritik olduğunu hatırlatmak isterim.

Ancak söz konusu performans ölçüm ve değerlendirmelerinin her kulüp bünyesinde ve tüm maç ve/veya antrenmanlarda yapılıyor olması da pek mümkün görünmemekte. Yapılsa bile 
•    Ortalama bireysel/takım performans düzeyinin yükseltilmesi,
•    Takım içi en düşük/yüksek performanslı oyuncular arasındaki farkın kapatılması.
•    Bunların gerçekleşme hızının artırılması.
Konularında ihtiyacımız olan gelişme ve ilerlemeler hala tam olarak sağlanamamış durumda ve sağlanması için de öncelikle ölçümlerin sağlam temelli ve buna bağlı değerlendirmelerin de adil, şeffaf ve nesnel olması gerekiyor. 

Bu noktada alternatif yaklaşım bize bazı yenilik ve kolaylıklar getirmekte. Örneğin gerçekleşme hızının artırılması aslında yaklaşımın verimlilik kriteri olan tekrar sayısının artırılmasından geçmekte. Bunun yolunu da bir önceki yazımızda ifade etmeye çalışmıştık.

Şimdi gelelim bireysel/takım performanslarının artırılması ve bunu yaparken de aradaki farkların kapatılmasına. Yazımızın başında belirttiğimiz iki kriter ve bu doğrultuda yapılan uygulama, ölçüm ve değerlendirmeler burada devreye giriyor. O kriterleri açarsak;
1.    En basit hareketten en zora doğru her bir temel hareketin oyuncu tarafından ideal olarak uygulanma sayısının toplam uygulama sayısına olan oranı,
2.    İdeal şekliyle uygulanmaya başlanan her bir temel hareketin her bir maçta bireysel/takım olarak toplam pozisyon içindeki doğru yer ve zamanda uygulanma oranı.
İlgili ölçüm ve değerlendirmeler bu kriterler dikkate alınarak yine oyuncular tarafından uygulamalar sırsında yapılmakta. Bu sayede oyuncular arasındaki rekabet daha şeffaf ve adil olmakta ve antrenörün her hangi bir oyuncuya iltimas geçme şansı da ortadan kalkmakta.

Şöyle ki, bir antrenmanda oyuncu başına 1000 kere top sektiriyorlarsa bunun kaç tanesi ideal şeklide gerçekleşmiş zaten hiçbir antrenör tam olarak sayamaz ama olaya konsantre olan oyuncu tarafından bu rahatça sayılabilir ve test edildiği noktada zaten oyuncunun gerçekten nasıl çalıştığı ortaya çıkacağından şeffaf ve dürüst bir şekilde paylaşılacaktır.

Bir sonraki yazımızda kriterlerin nasıl hayata geçirilebildiğine, uygulama, ölçüm ve değerlendirmelerin nasıl yapılabildiğine ve performans düzeylerinin nasıl artırılıp farkların nasıl kapatılabildiğine yönelik örnekler vermeye çalışacağız.

Kalın sağlıcakla.