Herkese merhabalar.

Mayıs yazımızda Corona virüse bağlı olarak basketbol altyapısındaki alternatif yaklaşımımızın detaylarına bir süreliğine ara verip ülkemiz basketbolunda neler olduğuna değinmeye başlamıştık. Yazımızın çıktığı o tarihlerde hem üst liglerde hem de altyapıda devam eden 2019-2020 sezonu ile ilgili kararlar henüz verilmemişti. Ancak şu anda tüm lig ve kategorilerde sezonlar tamamlandı. Şampiyonalar iptal edildi, düşme ve çıkma kaldırıldı.

Basketbol Federasyonumuz artık önümüzdeki 2020-2021 sezonu için çalışmalarına başlamış durumda. Deplasmanlı üst ligler ile ilgili henüz bir açıklama yapılmadı ancak Ağustos sonu gibi başlamasının söz konusu olabileceği konuşuluyor. Altyapılar ise oldukça karmaşık ve kalabalık bir kesme hitap ettiğinden o çalışmalar farklı bir şekilde yürütülüyor olmalı.

Bu noktada gelin sizlere biraz basketbolun Corona bağlantılı handikaplarından bahsedelim. Basketbol tam anlamıyla bir temas sporu hatta temas gerektiren diğer spor dalları ile karşılaştırıldığında birçok noktada daha dezavantajlı bile sayılabilir. Dilerseniz konuyu örneklendirelim ve bunu yaparken sadece resmi bir müsabaka veya maç anındaki olası tehdit ve riskleri ele alalım ve şimdilik antrenmanlarda bu işin nasıl yürütülebileceği konusuna girmeyelim. Ayrıca, müsabaka ve maçlar seyircisiz oynanıyor olsun.

İlk örnek ata sporumuz güreş. Müsabaka alanı basketbolunkine yakın boyutlarda. Ancak, olası bir Corona tehdidinde bireysel bir spor olduğu için resmi bir müsabakada sadece ilgili alanda mücadele eden 2 sporcu, hakemler ile teknik ve idari ekipler tehlike altında sayılabilir. Kısaca, virüsün tehdit oluşturabileceği kesim müsabaka başına en fazla 10 kişi.

İkinci örneğimiz ise en popüler temas sporu futbol. Maç anında 22 oyuncu, yedekler, hakemler, teknik ve idari ekipler dahil yaklaşık 40 kişiyi tehdit edebilmekte. Ancak saha açık ve çok geniş ve belki de bir takımın yedeğinin diğer takım yedeği hatta maç oynanırken dahi bir takım stoperinin diğer takım stoperi ile her hangi bir temasa girmeme durumu bile söz konusu olabilir. Bu da tehdit edilen kişi sayısını basketbola oranla daha aşağı çekebilir.

Son örneğimiz ise Hentbol. Maçın oynandığı alan ve temas noktaları anlamında basketbola çok yakın bir spor dalı. Maçtaki her bir sporcu kendi takımından veya diğer takımdan bir sporcu ile veya yedekler birbirleri ile bir şekilde yakın temasa girebilmekte. Yani tek bir maçta 30 civarında kişi risk altında. Ama hentbolun hitap ettiği kitle ve popülaritesi ile oynandığı lig ve kategorilerdeki toplam sporcu sayısı dikkate alındığında tehdit ettiği toplam kişinin basketbola göre daha az olacağı söylenebilir.

Özetle ve maalesef, Corona devam ettiği sürece basketbol ülke göz etmeksizin toplam tehdit edebileceği sporcu sayısı açısından en riskli spor dallarından biri denilebilir ki bu sayı resmi maç başına minimum 30 kişi. Özellikle büyük şehir altyapılarında günde 15 resmi maç oynatılabildiği düşünülürse toplam risk minimum 450 kişiye çıkabilmekte gün sona erdiğinde.

Bu durumda basketbol federasyonumuz önümüzdeki sezonla ilgili nasıl bir karar verecek? Ligler ne zaman başlayacak ve maçlar nasıl oynatılacak? Deplasmanlı üst ligler için ilgili her il veya ilçede hafta içinde bir veya iki maç olacağı düşünüldüğünde gerekli önlemler alındığı takdirde maçlar oynanabilir gibi duruyor. Ama altyapılarda sadece bir günlük riske bakarak bile kontrol edilebilirlik ve güvenilirlik konuları açısından önümüzdeki sezonun oynatılıp oynatılmayacağı veya nasıl oynatılacağı çok kritik ve zor bir karar olacak.

Son olarak şunu belirtmekte fayda var, basketbolumuzun bir şekilde devam etmesi en büyük arzumuz ama bunun en uygun şartlarda ve sağlıklı bir şekilde sağlanması koşuluyla.

Yaz döneminde yazılarımıza bir süre ara vereceğiz. Yeniden görüşmek umuduyla hoşçakalın.