Bu konu çok ele alındı...

Hatta defalarca...
Anımsıyorum; ilk kez gündeme getiren de, İzmirli Aylin Onart idi...
Her konuşmasının başına 'sevgi' sözcüğünü koyan ve 'Sevgili' diyerek başlayan iletişimci Aylin Onart, kaç kez 'Bayan değil Kadın...' diyerek açıklamalar yaptı...
Hatta 'Karı-koca'yı da örnek gösterirdi.
Yani 'karı' veya 'kadın' sözcüğünün köklerine gidebilmek için...
Yine bir anımsatma yapayım:
Sanatçılarımız; '1 Kadın 1 Erkek' dizisi yaptılar...
35 bin skeç çekildi...
Hâlâ bazıları 'kadın' demeyi öğrenemedi.
Bunlar nereden aklıma geldi?
Sadri Alışık Ödülleri'nde 'Aile Arasında' filmindeki rolü ile 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülüne layık görülen Demet Evgar'a, bir magazin muhabiri; 'Film hem erkek hem bayan oyuncu ödülü aldı değil mi?" sorusunu yöneltti.
İşte bu sorunun içinde geçen 'bayan' sözcüğü Demet Evgar'ın patlamasına yol açtı...
'Bayan' şeklindeki hitabı beğenmeyen güzel oyuncu, "(Bayan) demeyin artık. Hâlâ erkeklere 'kadın' demeyi öğretemedik.
Artık nereden atayım kendimi? Kadın daha dolu dolu geliyor" ifadelerini kullandı.
Zaten kitapçı vitrinlerine bir bakın, bir tane 'bayan' başlıklı kitap bulamazsınız.
Ama 'kadın' üzerine onlarcasını bulursunuz.
Bunlar herhalde kibarlık' budalası ya da Avrupalı özentisi içinde olanlar...
Bu konuda da bir örnek vereyim:
Almancada 'Kadın'a 'Die Frau' denir...
Bayan ise 'Dame'dir...
Toplulukta ya da radyo, TV'lerde gruba sesleniş, 'Damen und Herren' diye geçer...
Yani 'bayanlar ve baylar' olarak seslenilir...
'Dame' daha kibar bir sesleniş olarak kabul edilir.
Ama Türkçede ise kısaca 'Kadın, kadındır!'
Bilmem anlatabildim mi?

Ortaya çıkıyorlar...

Şimdi çok önemli bir konuya girmek istiyorum...
13 Mayıs Pazar akşamı İzmir ve İzmirlilerin, hatta tüm Egelilerin gurur duyduğu bir okulumuzda, gerçekleştirilen 130. yıl mezuniyet töreninin bitiminde genç mezunların 'Onuncu Yıl ve İzmir Marşı'nı söylemeleri engellenmeye çalışıldı.
Gençler ve veliler duruma büyük tepki gösterdiler.
Okulun adı, İzmir Atatürk Lisesi...
Şiddetle tepki gören ise okulun müdürü...
Belki hatırlarsınız.
Geçen yakın zamanda bu okulumuz bir şekilde Bilal oğlana bir şekilde verilmek istenmiş ve büyük tepki üzerine beklemeye alınmıştı.
Yani tepkiler nedeniyle geri adım atıldı ama sanırım vazgeçilmedi...

Öyle değil, böyle...

Mezuniyet gecesinde, geleceğimizin yöneticileri olan gençler, 'İzmir Marşını' birlikte söylerken, okul müdürü 'Slogan attırmam!' diyerek susturmaya çalışmış ve sonra müzik çaldırarak seslerini kesmek istemiş.
Ama bu kez onlarca genç 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diyerek topluca müdürü protesto etmiş.
İşin özeti bu...
'Atatürk' sözcüğünden bile korkan, ürken, ne yapacağını şaşıranlar her zaman gerçek kötü fikirlerini de ortaya çıkarıyorlar.

Herkes bir nefer!

İzmir Atatürk Lisesi, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir eğitim yuvasıdır ve Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün adını taşıyan okulumuzdan mezun olan herkes, Atatürk'ün ve devrimlerinin doğal birer 'neferidir, askeridir' ve bu ülkeyi 'muasır medeniyetler seviyesi'ne çıkarmak için savaşacaklardır.
Bunların altında 'siyasi' nedenler aramak, bu ülkenin geleceğini şekillendirecek gençlerin anlık tepkilerini bastırmaya çalışmak abesle iştigaldir ve ancak basiretsizlikle açıklanabilir.
Bu olayı münferit, anlık bir gelişme olarak görebilmeyi çok isterdik. Ancak son dönemlerde okulumuzda ardı ardına yaşananları hatırladıkça bu konuda çok zorlanıyoruz ve 'artık yeter' diyoruz!'
Bu cümleler de İzmir Atatürk Lisesi Mezunları Derneği'nin açıklamasından...

Kökten ele alınmalı

Kısaca; Kurtuluş savaşının simgesel şehri İzmir'in kalbinde yer alan bu okulumuz 130 yıllık dev bir çınardır ve her dönem bu ülkeyi geleceğe taşıyacak aydın ve seçkin gençleri yetiştirmektedir.
Tabii ki artık bu okulumuza artık böylelerini değil, cumhuriyeti esas alan temel değerleriyle, laik ve çağdaş eğitim anlayışıyla bir bütün olduğunu kavrayarak, dikkate alarak, bu yönde irade gösterilmesini, basiretli bir şekilde sevk ve idare edilmesi sağlanmalıdır.
Şimdi seçim öncesinde belki bunu düşünen olmayacaktır.
Ama az kaldı. Sanıyorum; 25 Haziran'dan itibaren öncelik Atatürk Lisesi'nin olacaktır...

***

HAFTANIN HABERİ

En iyi organik ürünler yarıştı

9. Ekoloji İzmir Fuarı'nda bu yıl ilk kez gerçekleşen 'En İyi Organik Ürün Yarışması'nın kazananları belli oldu.
20 katılımcı firmanın organik ürünleri arasından birinciyi fuar ziyaretçileri belirledi.
Katılan 20 firma arasından Ekolojik Market'in çilek reçeli, kefir, sade helva, keçiboynuzlu helva, cevizli yaz helvası ile siyez makarnası, Chi firmasının süt ile yoğurdu, OTS'nin Hopbidi Meyve Küpleri ile burgu makarnası ve Arazi Organik Çay firmasının mavi çayı ile papatya çayı en çok oyu alan ekolojik ürünler oldu.
Kazanan firma sahiplerine sertifikalarını İZFAŞ Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Z. Gül Şener verdi.