Bayrak bir ülkenin simgesi olmaktan öte, onurudur. İnsanlar o bayrak için seve seve canlarını, kanlarını verirler. Pek çok ülkenin bayrağındaki kırmızı o ülke için dökülmüş kanları ifade eder. Mithat Cemal Kuntay'ın şiiri olan "On Beş Yılı Karşılarken" in önemli dizelerinden olan "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır ,Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." Bayrak, karşısında saygı duyulması ve duyurtulması gereken en önemli simgedir. 

*** 

Gerek sosyal medyada, gerekse görsel ve yazılı basında, dışişleri bakanımızın Suudi Arabistan ziyaretinde çekilmiş bir fotoğraf karesi paylaşıldı. Arkada büyük bir Suudi bayrağı, masada minnacık bir Türk bayrağı. Hiçbir ülkenin protokolünün kabul etmeyeceği bir görüntü. Bakan bey bu pozu nasıl verdi, anlaşılır gibi değil. Şahsen benim kanıma dokundu. Bizimkiler bir de Suudi kralı ölünce yas ilan edip bayraklarımızı yarıya indirtmişti.  

*** 

Zaman zaman ülke ziyaretlerinde karşı tarafı küçük düşürme amaçlı bu tür simgesel davranışlar, bayrak veya koltuk boyu, yüksekliği ile medyaya yansır. Uluslararası protokol, bilgi ve özen gösterilmesi gereken bir konudur. Bazılarının beğenmediği İsmet İnönü, Lozan görüşmeleri sırasında, kendine diğerlerinin oturduğundan daha küçük bir sandalye gösterildiğinde, mazeret olarak "bulunamadığı" söylenince, "Hiç sorun değil, bulunduğunda geliriz" diyerek toplantıyı terk etmişti. Bir milletin onuru, gururu böyle korunur. 

*** 

Avustralya'da Canberra'da bir askeri müzede sergilenen bizim bir alay sancağımızın altında şöyle yazar: "Bu alay sancağı Gelibolu savaş alanından getirilmiştir, ama tutsak edilmemiştir. Türk ordusu milli geleneğine göre sancak alayın son neferi ölmeden teslim edilmez. Bu sancak, alayın sonuncu askeri de şehit olduktan sonra altında yattığı ağacın dalında bulunmuştur. Selamlamadan geçmeyiniz..." Elin yedi kat yabancısı, savaştığımız insanlar bayrağın, sancağın değerini biliyor. 

*** 

1999 yılında ABD Salt Lake şehrinde ISPN 27. Dünya kongresi vardı. Gala Yemeğinin yapıldığı salonun tavanına katılanların ülke bayrakları asılmış. Aaa bizimki nerede derken, ara ara Türk bayrağı yok. Eşim ayağa kalktı, diğer Türk arkadaşlarımıza "Bayrak bir milletin onurudur, kongreyi tek ediyoruz" dedi. Bir kısmı "Abi, seneye sen dünya kongresi yapacaksın, tepki alırsın..." mazeretlerine aldırmadan, biz salonun dışına doğru yürümeye başladık. Oradaki hareketlenmeyi görüp, koşturup gelen kongre başkanı Prof. Walker "Saffet, ne oluyor?" diye sorunca eşim" Her ülkenin bayrağı var bizimki yok, kongreyi terk ediyorum!" deyince, koskoca adam diz çöküp yalvar yakar oldu, kongre düzenleme kurulu seferber oldu, yazışmaları gösterdiler, bizim konsolosluk maalesef bayrak göndermeyi ihmal etmiş. Özür dilenmesi üzerine masaya döndük. Masadaki diğerleri başlarını önlerine eğdiler. Sonuçta, ileride, başını öne eğenler hiçbir yere gelmedi, bayrağın onurunu koruyan eşimi 2010   yılında oybirliği ile ISPN dünya başkanı seçtiler. Buradan da ortaya çıkıyor ki, uluslararası ilişkilerde bayrağınızı ve  onurunuzu koruduğunuz kadar değer görürsünüz.  

*** 

Bugün, bayramlarımızdan kurban bayramı. Bayram aslında birlik, birliktelik, paylaşmayı ifade ediyor. Ama baktığımızda bayram, bir tatil, bir israf, bir gösteriş havasında gidiyor. Bayram da, bayrak gibi bir milletin önemli değerlerinden, geleneklerinden, anlamına uygun şekilde kutlamak gerek. Vesilesiyle tüm okurlarımın kurban bayramını kutluyor, sağlık, huzur ve mutluluk içinde güzel bir bayram geçirmenizi diliyorum.