S. Arabistan, BAE ve Katar'da düşüş kaydedilmesine karşın, Ortadoğu pazarı genelinde bu yıl ülkemize gelecek turist sayısında artış trendinin sürmesi öngörülüyor. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), bayram sonrasında rezervasyonlarda hızlı artışların beklendiğini belirtirken, Türk dizilerinin birçok Arap ülkesinde yayından kaldırılmasının olumsuz etkisi olacağına da dikkat çekti. Türkiye'nin yılda 4.5 milyonu aşan turist sayısıyla son yıllarda en büyük turizm pazarlarından biri olan Ortadoğu'yla ilgili bu yıl da iyimser beklentiler devam ediyor.
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Dubai'de gerçekleştirilen ATM Turizm Fuarı sonrasında bir araştırma raporu hazırladı. Raporda, kültür yakınlığı ve iklim koşullarının elverişliliği nedeniyle Arap turistlerin rotalarındaki en önemli ve en çok rağbet gören ülkenin Türkiye olduğuna, Türkiye'nin rakip ülkeler karşısında avantajlı konumda yer aldığına işaret edildi. Raporda 2018'de Ortadoğu'dan ülkemize gelen turist sayısında tüm zamanların rekoru kırıldığı hatırlatıldı.

Verilen sözler ve Marmaris

Tuncay Özkan şu açıklamayı yaptı: 'CHP'nin yönettiği İstanbul, Ankara ve İzmir'de suya indirim yapılırken, AKP'nin yönettiği Samsun ve MHP'nin yönettiği Manisa'da suya zam yapıldı. Halk için kimin çalıştığı ortada!'
Nedense bu haberler nedense yandaş basında yer almadığı gibi kendilerine göre yorumlandığı için bu mesaj halkın bilgisine sunulmak için atılmış... Bakın; Benzer şekilde toplumu ilgilendiren, Gürsel Tekin'in de açıklamasını paylaşayım:
'Bu yazlık saray için 300 milyon TL harcandı. Hazret bazı bölümleri beğenmemiş. Yetmedi. 30 milyon TL daha harcanacak. 330 milyon lira. Yani 163 bin 366 asgari ücret. 13 bin 613 işsiz kardeşimizin 1 yıllık maaşı. İsraf düzeni işte bu. AKP israftır, yoksulluktur.' Bu satırları da, 'Her şeye rağmen AKP!' diyen bazı dostlarımızın bilgisine sunmak için gündeme getirdim.
Anlamışsınızdır Marmaris'teki saraydan söz ediyor Gürsel Tekin...

Saat farkları

Murat Eştürk ile Bilgin Önder Hakan Denker'in yazısından, hayat analizinden, bir alıntı yapıp, göndermişler.
Denker, '30'lu yaşlardayken kol saatim 5000 liraydı. Bugün 52 yaşımdayım ve babamın 80 yıllık saatini kullanıyorum, 10 liraya almış. İkisi de aynı zamanı gösteriyor.' Hani eski bakanların milyarlarca lira değerindeki hediye saatleri kullanmaları aklıma geldi. Acaba bu saatlerin özelliği neydi? Çalışmayan, bir köşede duran saat bile günde iki kez doğru zamanı bildirmiyor mu? Bundan da haberleri yok mu?

Hayatın analizi!

'Neydi o günler' başlıklı yazıdan, hepimizin ilgisini çekecek paragrafları da bu güzel tatil günü içinde sizinle paylaşmayım, beğeneceğinizi umuyorum.
'...Yine 30'lu yaşlarımdayken ceylan derisinden cüzdanım vardı, 400 Dolara almıştım. Bugün 52 yaşımdayım, cüzdanım sıradan 30 liralık yapay deriden. İçine ne kadar para koyarsam koyayım bir fark yok, pazarda kimse cüzdana bakmıyor.
30'lu yaşlarımda tripleks bir villada oturuyordum. Bugün 1 oda 1 salonda yaşıyorum. Ve aynı yalnızlık var evin her köşesinde, tıpkı koca villada olduğu gibi. 30'lu yaşlarımda BMW arabam, motosikletim vardı. Şimdi 52 yaşımdayken, onlarla gittiğim aynı yerlere otobüsle gidiyorum, hemen hemen aynı sürede ve yine hemen hemen aynı konforda.
Ve gençken pahallı içkiler içerdim, şimdi 30 liralık şarap içiyorum. 4. Kadehten sonra aynı sarhoşluk var. Sadece pahallının farkı cebimde kalıyor. Mutluluğu lükste, markada, pahallı tatminlerde yaşadığımı zannederdim. Şimdi mütevazi bir hayatta daha sakin ama huzurlu olduğumu fark ettim. Seçimleri 30'lu yaşlarımdakileri ölçü alarak yapanlarla, 52 yaşımdakileri ölçü alanlar arasında tek fark var; "son virajda hafızada kalacak olan, nefes mesafesi yaşanan sevgi ve tutku olacak. Elimi tuttuğunda kolumdaki saatin fiyatı ya da markası değil, hissettiğin güven, sıcaklık ve kalbindeki mutluluk kalacak.'

DİP EKSPRES

Bebeklerde bile!

Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Mezunu olmasına rağmen hayalinde olan tıp doktorluğu isteği hiç kaybolmayan ve onunda eğitimini alarak Kalp Damar Cerrahi doktoru olan Operatör Doktor Ahmet Yavuz Balcı Türkiye'de kalp rahatsızlığı olan meslek dallarını sıraladı. Bir kalp damar cerrahının görüp görebileceği vakaların tümünde bulunduğunu belirten Balcı, 'Kalp denince artık çocuk ve bebek yaşlara dahil inan bir sıkıntı mevcut. Doğumsal kalp hastalığı, kalpte doğum sırasında bulunan yapısal bir bozukluktur. Tüm dünyada hemen hemen aynı oranlarda görülmektedir. Bu oran, yaklaşık yüz canlı doğumda birdir. Ancak tanı yöntemlerinin artması ve yaygınlaşması, pediatrik kardiyoloji uzmanlarının sayısının artması göreceli olarak bebeklerde kalp hastalığının arttığı kanaatine neden olmaktadır.'dedi

En çok kalp hastalığı doktorlarda!

Türkiye'de kalp hastalıkları açısından en riskli meslekler sıralamasında değinen Balcı, 'İlk sırayı yüzde 56 ile doktorlar alıyor. Yüzde 50 ile sıralamanın ikinci sırasında yerleşen şoförlerin ardından sırasıyla (%36) pilotlar, (%30) yöneticiler ve (%28) sporcular yer alıyor.
Araştırma sonuçlarına göre sigara kullanımı, obezite, stres, genetik faktörler, hareketsizlik, yüksek kolesterol ve tansiyon gibi risk faktörleri arasında sigara kullanımı, yüzde 92 ile ilk sırada, obezite yüzde 80 ile ikinci, stres yüzde 70 ile 3'üncü, genetik faktörler ise yüzde 64 ile 4'üncü sırada yer alıyor.