Uzunca bir zamandır tüm sağlık çalışanlarını, ancak özellikle biz halk sağlıkçıları çok tedirgin eden bir konu var. Aşı reddi! Çocuklarına aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı her geçen gün artmakta! Ailelerin bu tutumu aşıyla bağışıklamanın etkin şekilde yürütülmesini engellemektedir. Oysa bir çocuğun doğumdan başlayarak sağlığının korunması, geliştirilmesi ve sürdürülmesi için büyüme ve gelişmesinin izlenmesi kadar bazı hastalıklardan korumak amacıyla yapılan aşılarda önemli. Yoksa bir süre sonra hastalanan çocuk sayısının artmasıyla bebek ve çocuk ölümleri kaçınılmaz olur ki, bunun vebali önce ebeveynlere, sonra da insan ve sağlığından sorumlu siz, biz, hepimize aittir. Bilinmeli!

Sağlıklı çocuk izlemi aslında gebelik döneminde başlar. Gebe ve fetüsün en az dört kez izlenmesiyle bebek ölümlerinin azaldığı, gebe ve fetüsün hiç izlenmediği durumda bebek ölümlerinin izlenenlere göre iki buçuk kat arttığı belirtilir. Bağışıklama için de durum aynı. Doğumdan sonra izleme sıklığı aşı tarihlerine göre de planlanır. Bebeğin bir yaşına kadar en az beş (rutinde yedi) kez izlenmiş olması aşıların zamanında yapılması için zorunludur. Bağışıklama, belirli yaşlarda ve düzenli aralıklarla yapılan aşılarla sağlanır çünkü. Doğumla başlayan izlemeler önemlidir. Erken tanıyla zamanında uygun girişim gerektiren durumların (fenilketonüri, hipotroid) belirlenmesini, sarılığın takibini, bebek ebeveyn bağlanmasının desteklenmesini, emzirme danışmanlığı verilmesini sağlar. İzlemeler sırasında kilo, boy ve baş çevresi ölçümleri büyüme eğrisi üzerinde işaretlenerek büyüme-gelişme geriliği var mı yok mu belirlenir. Büyüme-gelişme geriliği varsa bağışıklık sistemi olumsuz etkileneceğinden geçirilecek her hangi bir hastalık (kızamık, çocuk felci) çocuğun sakat kalması ya da ölmesine neden olabilir. Dünya Sağlık Örgütü hastalıkların önlenmesi ve hastalıklardan ölümleri azaltmak amacıyla geliştirdiği genişletilmiş aşılama / bağışıklama programıyla her yıl yaklaşık üç milyon çocuğun hayatının kurtarıldığını, bu nedenle bir yaşına kadar çocukların aşı ile önlenebilen altı hastalığa (difteri, tetanoz, boğmaca, çocuk felci, kızamık ve tüberküloz) karşı aşılanması gerektiğini belirtir.
Aşıyla bağışıklama bazı bulaşıcı hastalıkların önlenmesi ve ortadan kaldırılması için yapılır. Hastalığa ait mikroorganizmanın işlemden geçirilmiş hali vücuda verilerek hastalığa karşı bağışıklık sağlanır. Aşı takviminde yer alan ve aşıyla önlenebilen çocuk felci, kızamık, kızamıkçık, suçiçeği, kabakulak, difteri, boğmaca, tetanoz, hepatit A, hepatit B, tüberküloz (BCG), Hemophilus Influenza tip B (HIB) ve pnömokok hastalıklarıdır. Aşının yapılmayacağı durumlar olabileceği gibi ciddi ve hafif yan etkileri de vardır. Aşının yapılmayacağı durumlar ve ciddi yan etkileri hekim kontrolünde olmalı, hafif yan etkileri konusunda aileler bilgilendirilmelidir. Aşı yerinde ağrı, kızarıklık, şişlik yanı sıra ayrıca ateş, döküntü, lenflerin şişmesi gibi genel reaksiyonlar da görülebilir.

Aşıyla bağışıklama en önemli halk sağlığı girişimlerinden biridir. Çiçek hastalığının dünyada yok edilişi, kızamık ve çocuk felci hastalıklarının bölgesel durduruluşu, difteri, tetanoz ve boğmaca hastalıkları ve bu hastalıklara bağlı ölümlerin azalması aşıyla bağışıklamanın etkin şekilde yürütülmesiyle mümkün olabilmiştir. Bu başarıda birinci basamakta hizmet veren tüm sağlık çalışanlarının rolü büyüktür. Ancak özellikle ebelerin rolü yadsınamayacak kadar büyük olup, ebeler dünden bugüne yaptıkları ev ziyaretleriyle birey, aile ve toplumu sürekli ve düzenli eğiterek aşı uygulamalarına yönelik toplum bilinci oluşturulmasına önemli katkılar sağlamışlardır. Ancak günümüzde giderek azalan, hatta yok olma noktasına gelen ev ziyaretleri, bir yerde, ziyaretler sırasında yapılan sağlık eğitimlerini de engellemiştir. Aşı reddi her geçen gün artıyor ise bunun nedeni bilgisizlik ya da eksik / yanlış bilgilenmedir. Yıllardır unuttuğumuz kızamık sonu pnömoniye (zatürre) dayalı çocuk ölümleri geri gelsin istemiyorsak ev ziyaretleri sırasında yapılacak eğitimlerle yetinmemeli, okullarda, işyerlerinde yapılacak sürekli ve düzenli sağlık eğitimleriyle birey, aile ve toplumu bir an önce doğru bilgiyle buluşturmalıyız. Aşı reddi bebek ve çocuk ölümü demektir çünkü.