Son yıllarda moda oldu;
Gaziantep Günü, Mardin Günü, Van Günü, Sivas Günü gibi. Mühim olan ekonomiyi canlandırmak ve insanların kaynaşmasını, kentlerini tanımaları. Hemen hemen bütün kentlerin 'kardeş şehirleri' var ama bundan bir sonuç alınamıyor. Sadece bazı guruplar, şehirlerin finansından yararlanarak, ücretsiz seyahat yapıyorlar. Yani ceplerinden bir kuruş harcamadan, değerli hediyeleri de alıyorlar. Bunu son zamanlarda odalarda ve derneklerde de görüyoruz. Üstelik bu işi yapan ve yürütenler, o kentin en varlıklı kişileri olarak biliniyor. Adamın fabrikası, büyük sanayi tesisleri var, büyük ihracatçı ama nedense elini cebine hiç atmıyor...
Geçenlerde bir kentin en büyük vergi şampiyonu dolandırıcı çetesi başkanı olarak yakalandı. İlginç, çaldığı, üzerine geçirdiği tüm malların da vergisini vermiş. Şimdi bu adam yakalanmasaydı, her kentte olduğu gibi, kendisine 'Büyük hayırsever ve yardımsever' takdimi devam edecekti...
İzmir Enternasyonal Fuarı'nın da bir süredir; 'kardeş şehir' ve 'kardeş ülke' gibi kucakladıkları, bağrına bastıkları var...
Bunlar 'onur konuğu ülke' ya da 'onur konuğu şehir' olarak tanıtılıyor. Bazı büyük şehirlerimiz bunlardan yararlanıyor...

Coğrafya bilgisi
Benim coğrafya derslerinden aklımda kalan üç Afrika ülkesi var...
Şiir gibi ezberlemişim; 'Fas, Tunus, Cezayir!'
Şimdi İstanbul Sanayi Odası, 'Fas Ülke Günü ve Yatırım Fırsatları' düzenliyor;
Bakın ne diyorlar?
'Dünyanın en büyük fosfat yataklarına sahip olan Fas'ın ekonomisi tarım, imalat, balıkçılık ve turizm sektörü gelirlerine dayanmakta. Fas, son yıllarda uyguladığı ekonomik reform süreciyle ekonomisinin tarım ve fosfat sektörlerine olan bağımlılığını azaltarak imalat ve hizmet sektörlerinin gelirlerini arttırmıştır. Ülke ithalatında sanayi ürünleri öncelikli sırada. En fazla ithal edilen ürünler ham petrol, petrol yağları, makine ve ulaşım araçları, tekstil ürünleri ve kimyasallar.
Afrika ülkeleri içinde Türkiye'nin en fazla ticaret yaptığı ülkelerden biri olan Fas ile 2006 yılında Serbest Ticaret Anlaşması imzalamamıza ve 2018 yılında 2,7 milyar dolarlık bir ticaret hacmini yakalamamıza rağmen, bu rakam iki ülkenin potansiyelinin oldukça altındadır ve Fas pazarı sanayicilerimiz için önemli fırsatlar sunmaktadır.'
Sanki coğrafya kitabı, ya da ülkeler coğrafyası için hazırlanmış bir metin gibi...
Bu kapsamda firmalarımızı Fas pazarı hakkında bilgilendirmek üzere, 2 Nisan 2019 Salı, 13.00 - 17.00 saatleri arasında İstanbul Sanayi Odası Odakule MeclisToplantı Salonu'nda "Fas Ülke Günü ve Yatırım Fırsatları" konulu bir seminer de düzenlenecek.
Seminerde, Fas'ın ekonomik durumu, dış ticareti, pazar yapısı, yatırım ve iş fırsatları, iş kültüründe dikkat edilmesi gereken konular ve Türk firmalarının bu ülkedeki deneyimleri aktarılacak.
Konuyu şuraya getirmek istiyorum;
İzmir'de bu tür gerçek etkinlikler yapılabilir. Ama bazılarının düşündüğü gibi, bundan ne gibi özel fayda sağlayabiliriz, düşüncesini silmeli ve sildirmeliyiz.
Ya da seçimlerden sonra 'olağanüstü' denilen seçimlere gidilip, gerçek İzmir'i sevenler ve de kendilerinden çok üyelerini sevenleri bu dernek ve odaların yönetimlerini kurmalarını sağlamalıyız.
Çoğu kişinin bildiğini ve gördüğünü sanmıyorum. Videoyu görünce şoka uğradım...
Bir kentin yöneticisi ve önemli kişisi, hem de ülke çapında bir siyasetçiye diyeyim, 'Şunları bunları yapalım, ama bizim hakkımız ne olacak?' yani 'kendimize bu işten ne kadar pay çıkacak?' diyor, diyebiliyordu, utanmadan, sıkılmadan, çekinmeden...
İşte bu tipleri ayıklamalıyız. Körü körüne bazılarının peşinden gitmemeliyiz. Biraz meraklı olmak, bazı soruları kendimize sormak, sonuca ulaşmamızı sağlar...

Kimseyi geride bırakmayalım!

Her yıl 22 Martta kutlanan Dünya Su Gününün bu yılki teması 'Kimseyi Geride Bırakmadan.' teması ile sağlıklı suya sahip olmayan insanların neden görmezden gelindiğinin nedenlerini ele alarak su kriziyle mücadele edilmesi gerektiğini vurgulanıyor. Bugün dünyada;
-Her 10 insandan 3'ü (2,1 milyar insan)  güvenli içme suyuna erişimi bulunmamaktadır.
- Her 10 insandan 6'sı (4,5 milyar insan) kanalizasyon ve atıksu yönetiminden mahrumdur.
- Küresel anlamda güvenli içme suyuna ve temiz su kaynaklarına sahip olmayan insanların %80'i kırsal alanlarda yaşamaktadır.
- 2017 yılından, çeşitli sebeplerden evlerini terk etmek zorunda kalan 68,5 milyon insan için güvenli su hizmetlerine erişiminde sorunlar yaşanıyor.
- Her yıl 25,3 milyon insan doğal afetler nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalıyor.
- Dünya nüfusunun yaklaşık üçte ikisi olan yaklaşık 4 milyar insan yılın en az bir ayında su kıtlığı yaşamaktadır.
- Dünya çapında 700 milyon insan, 2030 yılına kadar yoğun su kıtlığı nedeniyle göç etmek zorunda kalabilir...
Bunları tüm dünya geneli için belirtiyorum. Ama bazıları bunu İzmir için kullanıyor. Siyasilerden söz ediyorum. Sanki biz İzmir'de yaşamıyor ve bilmiyoruz gibi, hikaye okuyorlar...

DİP EKSPRES

Ülkemizde su kıtlığı riski yüksek!

DSİ verilerine göre ülkemizde kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı yaklaşık 1.350 m3'tür ve Türkiye su azlığı yaşayan bir ülkedir. 2030 yılında ülke nüfusumuzun 100 milyonu bulması öngörülmektedir. Bu durumda kişi başına düşen su miktarı 1100 m3'e düşecek ve su kıtlığı yaşanabilecektir.
Kentlerimizde sağlanan suyun şebekelerdeki yetersizlikler nedeniyle kaybolduğu görülmektedir.