Özal Hükümeti, yabancılara toprak satışını öngören 3029 sayılı kanuna dayanarak Suudi Prens Abdullah Bin Abdülaziz’e İstanbul Boğazındaki Sevda Tepesi’nin satışı yapılmıştı.

Anayasa Mahkemesi bu kanunu, Anayasa’ya esas bakımından aykırılığı nedeniyle iptal etmiş fakat kararlar geriye dönük işlemediği için, Sevda Tepesi’nin satılışı, yabancılara toprak satışının ilk örneği olarak kalmıştı. Bu arsa 58 dönümlük bir alanı kapsamaktadır.

Suudi Arabistan kıralı Devlet, Millet malı olan bu arsanın bedeli olarak B.E.  hesabına 100 milyon dolar para yatırmış, bu konuda muhalefet partileri itiraz davası açmış ancak 100 milyon doları iade edilmemişti.

Nasıl yıkıldı?

Cumhuriyet ilkelerinden biri olan toprağın devlete ve bir

bütün olarak kamuya ait olduğu, dolayısıyla da ancak ortak

bir çıkar uğruna kullanılabileceği anlayışı, bu ilk yasa ve ardından gelen satışla yıkılmış, Türkiye toprakları kısım kısım satılmaya çalışılmıştı.

Öyle ki 2003 yılından sonra, Köy Kanunu ve Tapu Kanununda yapılan değişikliğin gerekçesi, 23 Haziran 2003 tarih ve 2003/5930 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nda açık bir şekilde görülüyor.

Hükmü var

‘AB Müktesebatının Üstlenilmesine Dair Ulusal Program7da Sermayenin Serbest Dolaşımı başlıklı 4. maddede ‘Türkiye‘deki bütün sektörlerde AB menşeli yatırımların önündeki bütün kısıtlamaların kaldırılması, AB vatandaşları ve tüzel kişilerin gayrimenkul ediniminin önündeki bütün kısıtlamaların kaldırılması...’ hükümlerine yer verilmiştir.

2003 yılından itibaren Köy Kanunu, Tapu Kanunu, Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu, Turizmi Teşvik Kanunu ve Endüstri Bölgeleri Kanunu gibi birçok yasada, yabancıların taşınmaz edinimi önündeki kısıtlamalar da teker teker kaldırılmıştır.

Değiştirilen madde

2634 Sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nda yapılan değişiklik de bu yöndedir. 15 Mayıs 2008 tarihinde, 5761 Sayılı “Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlüğe girmiş ve Kanunun 8. maddesi, yabancılara toprak satışı yolunda yeni bir kanal açacak şekilde değiştirildi.

Bu maddenin C fıkrasına “kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanımı ilkeleri doğrultusunda” ifadesinin ve D fıkrasına da “Bakanlığın tasarrufuna geçen taşınmazları (C) fıkrası uyarınca tespit edilmiş olan şartlarla Türk ve yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilere tahsis etmeye Bakanlık yetkilidir.” ifadesinin eklenmesiyle, Türkiye ormanlarının her türlü turizm amacıyla (golf sahası, turizm tesisleri, vs.) yabancı özel kişilere ve şirketlere satılabilecek hale getirildi.

Serbestlik hükmü!

4875 Sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanununun 3/d maddesinde “Yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketlerin, Türk vatandaşlarının edinimine açık olan bölgelerde taşınmaz mülkiyeti veya sınırlı ayni hak edinmeleri serbesttir” hükmü getirildi.

Buna göre, “doğrudan yatırım yapan şirketler bütün ortakları yabancı olsa dahi ayırım yapılmadan aynen Türk vatandaşı gibi bu haktan yararlanabilecekti.

Ancak, bu madde, Anayasa Mahkemesi’nin 11/3/2008 tarihli ve E.: 2003/71, K.: 2008/79 sayılı kararı ile iptal edildi.

Artarak günümüze geldi

Fakat yasanın yürürlüğe girdiği 2003 yılından iptal edildiği 2008 yılına kadar kurulan yabancı sermayeli şirket sayısı, önceki yıllarda kurulan yabancı sermayeli toplam şirket sayısının % 130’una tekabül etmektedir.

1984’te ilk kez uygulanan ve 2003’e kadar devam eden yabancılara toprak satışı 2003’den sonra artarak devam etti.

Bu dönemde kamu varlıklarının, ülke topraklarının, arsa ve arazilerin özelleştirilmelerinin en radikal şekli yabancılara, yabancı şirketlere, yabancı tüzel ve gerçek kişilere ülke topraklarının satışı olmuştur.

Veriler, gerçekten şaşırtıcı boyuttadır...

HAFTANIN HABERİ

‘İzmir sen evde kal, Boyoz sana gelir!’

Smyrna Boyoz, “Evde Kal” günlerinde İzmirliler için yeni bir uygulama başlattı. “Smyrna Boyoz Sana Gelsin” uygulaması sayesinde İzmirliler evlerinden çıkmadan, her cuma sabah kahvaltılarının eşsiz lezzeti ‘boyoz’u evlerine sipariş edebiliyor.

Zorlu günlerin lezzeti

Smyrna Boyoz Marka Kurucusu Musa Turan, boyozun şimdilerde olduğu gibi zor koşulların yaşandığı bir dönemde ortaya çıktığını hatırlatarak ‘1492’de İspanya’dan göç ederek İzmir’e yerleşen Sefaradların yolluk olarak yanlarında getirdikleri boyozlar sayesinde hayatta kaldı. O günlerden şimdiye kadar kültürel bir miras olarak lezzet yolculuğuna devam eden İzmir boyozunu biz de bu zorlu günlerde İzmirlilerin evlerine getiriyoruz. Kimseyi bu lezzetten mahrum bırakmayız’ dedi.

Ücretsiz kargo

Ücretsiz kargoyla kapıda ödeme sistemi şimdilik Konak, Karabağlar, Gaziemir, Bornova, Balçova, Karşıyaka, Narlıdere, Buca, Bayraklı, Çiğli, ve Güzelbahçe'de geçerli. Tüm boyoz çeşitleri ve boyoz hamurundan üretilmiş Boyoz Pizza tabanları donuk olarak soğuk zincir kırılmadan teslim ediliyor.