Düşünsenize, kalp krizi geçiriyorsunuz ya da bir tümör sonucu ameliyathaneye girip müthiş sanatsal yeteneklerle o masadan kalkıyorsunuz. İtiraf etmeliyim, çocukluğumdan beri hayalim budur. Kim bilir kaç kişi daha yetenekli olmak için böyle bir mucizeyi bekliyordur. Ya da çeşitli beyin ameliyatlarıyla umduğumuz yetenekli sanatçıya dönüşme şansımız gerçekten var mı? Beyninizle oynandığını ve sonunda Salvador Dali kadar yaratıcı eserler ortaya koyduğunuzu hayal etsenize. Umut dünyası işte… Siz böyle bir rahatsızlık sonucu nasıl bir yeteneğe sahip olmak isterdiniz? Ya da rahatsızlık da olmasın yetenekte mi diyenlerdensiniz? İşte size, beyin hasarından sonra müthiş yeteneklerle donatılmış mucize insanlardan birkaç örnek,

Ken Walters

Ken Walters, 2005'te beyin kanaması geçirmeden önce sanatla uğraşmıyordu, yetenekli de değildi. Eski mühendis geçirdiği araba kazası sonucunda tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Beyin kanaması Walters'ın hayatını zorlaştırdıysa da, onu yaratıcılık ve sanatsal kabiliyete kavuşturdu. Dijital sanatla ilgilenmeye başlayan adam sonrasında kendi yazılım şirketini kurdu ve 51 yaşındayken EA Games şirketinde yüksek maaşlı bir pozisyonda görev yapmaya başladı.


 

Jim Chambliss

Jim Chambliss 1998 yılında şakak lobu epilepsisi, migren ve geçici zihin hasarı nedeniyle travmatik beyin yaralanması geçirdi. Bu durumda olunca hukuk kariyerini bıraktı ve vekil öğretmenlik yapmaya başladı. Bir gün elindeki plastik köpük parçasıyla oynuyordu ve öğrencilerinin çok beğendiği bir semender balığı figürü yaptı. Önceden sanatsal kabiliyeti olamayan Chambliss birdenbire üç boyutlu sanata yeteneği olduğunu keşfetti. Sonrasında Louisville Üniversitesi'nde Görsel Sanatlar bölümünde master yapan Chambliss şimdi sanat, epilesi ve migren arasındaki bağlantı konusunda araştırmalar yapıyor.


 

Alison Silva

Alison Silva çocukluğundan beri resim yapıyor, ancak eserleri beyninde tümör çıkmadan önce hiç göze çarpmıyordu. Hastalıktan sonra Silva'nın eserleri daha koyu renkli, anlamlı ve 20 kat daha değerli oldu. New Jersey doğumlu sanatçının önünde verilmesi gereken çok önemli bir karar vardı; ya tümörü aldıracaktı, ya da beyin kanaması riskini göze alarak yeni ortaya çıkan yeteneklerini kullanacaktı. Doktoru Alison'un durumunun ciddi olduğunu, ancak hayati tehlike içermediğini söyledi. Alison da migren, uykusuzluk, halüsinasyon, buğulu görme rahatsızlıklarına katlanarak sanatı seçti.


 
Jon Sarkin

Jon Sarkin golf oynamayı seven bir masördü. Bir gün arkadaşıyla golf oynadığı sırada beynindeki bir damar patladı. Sosyal normalara uyarak yaşayan adam birdenbire sanatsal eserler yaratmak için dayanılmaz bir dürtü duydu. O günden bu yana resim, şiir, şarkı sözü ve kesilmiş imgelerle kolajlar yapıyor.


 
Sandy Allen

Sandy Allen'ın tüm hayatını, muhasebecilik kariyerinden Washington Üniversitesi'ndeki tıp çalışmalarına kadar, beyninin sol lobu yönetmişti. Sonrasında Allen'ın beyninin sol lobunda golf topu büyüklüğünde bir tümör belirdi ve Allen bıçak altına yatmak zorunda kaldı. Ameliyat sonrasında sağ lob kontrolü ele almaya başladı ve Allen'ın sanatsal yeteneği ortaya çıktı. Artık dil, matematik ve bilim konusunda hiçbir şey yapamasa da, şimdi snatıyla uğraşıyor ve evini bir atölyeye çevirmiş.


 

Anne Adams

Frontotemporal dimensa adlı ender rastlanılan beyin hastalığı, bir bilim kadınını yavaş yavaş 1,000'den fazla tablo yapan yaratıcı bir sanatçıya dönüştürdü. Anne Adams 200 yılında düzgün konuşma yeteneğini kaybedip, basit hesaplar yapamamaya başlayınca birşeylerin ters gidiyor olduğunu fark etti. Bundan sonra her gün atölyesinde 9'dan 5'e kadar kalmaya başladı. Yaptığı tablolar, bilimle uğraştığı zamanlardaki yeteneklerini yansıtır nitelikte düzenli ve muntazamdı. Artık fırçayı tutamayacak hale gelince 2004 yılında resim yapmayı bıraktı. 2007 yılında da vefat etti.


 

Stephen Wiltshire

Stephen Wiltshire da beyinde oluşan anormallik sonucu sıradışı bir sanatçıya dönüşen insanlardan. Ancak onun nörolojik durumu hayatının sonraki evrelerinde oluşmak yerine doğduğu andan itibaren var. Otizm, Wiltshire'ın hayatını zorlaştırdıysa da, ona muhteşem bir yetenek kazandırmış. "Ayaklı kamera" olarak adlandırılan adam yalnızca bir kez gördüğü bir yeri hafızasından detayları ile çizebiliyor. Londra merkezinin üzerinden helikopterle geçtikten sonra gördüklerini birebir çizmiş.
Wiltshire 9 yaşına kadar konuşmamış, onun yerine resimlerle iletişim kurmuş. Daha sonra öğretmenlerinin teşvik etmesiyle konuşmaya başlayan bu yetenekli adam belgesellere konu oldu ve Londra'daki Royal Opera Arcade'te kalıcı bir sergisi bulunuyor.