İngiltere'de yeni bir başbakan var: Boris Johnson. Renkli, karışık, ilginç, hem yaşamında hem de siyasi yaşamında sakar... Hatta kendisi bir göçmen torunu olduğu halde maalesef gizli ırkçı... Washington'dakine birçok bakımdan benziyor.
İkisi için de her şey söylenebilir ama sıkıcı denemez. Çünkü her günleri ortalığı karıştırmakla geçiyor. Bazen komik-ilginç, çoğu zaman da trajik-ilginçler.  Sadece kendi ülkelerini karıştırmakla yetinseler iyi de dünyayı da karıştırıyorlar.  
Trump, ABD vatandaşlarını üstün beyaz ırk ve diğerleri olarak bölüyor, dünyanın birçok sorunu ile ilgili yapılmış anlaşmaları yırtıp atıyor, birçok ülkeyi şiddet, saldırı, baskı, yaptırım ile tehdit ediyor.  Johnson da elitist ve bazı vatandaşlarından pek hoşlanmıyor. Avrupa'yı bölme ve kopma çabasının önde gelenlerindendi şimdi bayraktarı oldu.  İngiltere'yi Avrupa'dan 31 Ekim 2019'da, sonuçlarını hafife alarak, kabaca, hoyratça koparmaya hazır.
İngilizler bu boşanmayı kendilerine has özenli ve hassas biçimde yapmaya çalıştılarsa da beceremediler. Şimdi Johnson, o herkesin bildiği sakarlığıyla, kaba sabalığıyla ilişkiyi kökünden barbarca koparmaya geliyor. İngiltere'ye eski şanlı İmparatorluk günlerine benzer vaatlerde bulunuyor.
Bu köşenin okuyucuları daha önceki bir yazımdan tanıyorlar onu. Ama herkes yazı kesip saklayacak değil ya biz kendi yazımızdan alıntı yapalım:
Londra'nın tartışmalı eski belediye başkanı ve Brexit destekçisi Boris Johnson da Trump gibi, lafını esirgemeyen ancak gerçekleri saptırma huyu olan renkli bir kişilik. Yıllardır Türk bağını açıkça vurgulamamaya çalıştı. Sonradan işine gelince tavrını değiştirdi. 1903'te bir İngiliz kadını ile evlenen büyük dedesi Ali Kemal, İngiliz işgali sırasında Damat Ferit Hükümeti'nde yer alan, milli mücadeleye ve Mustafa Kemal'e muhalif bir gazeteci ve politikacı.


1922'de düşmanla işbirliği ve vatana ihanet suçlaması ile yargılanacağı Ankara'daki mahkemeye giderken kışkırtmalar sonucu İzmit'te trenden indirilip halk tarafından linç edildi.  
(Boris Johnson'un tam adı Alexander Boris de Pfeffel Johnson. Rus ismi nereden geliyor? İlginç hikâyesi var tabii: Annesi babası Meksika'da tatildeyken, annesi hamile. Doğum belirtileri artıyor ama Meksika'da doğum yapmak istemiyorlar. Havalimanında New York'a bilet bulmaya çalışırken bir Rus işadamı iyilik olarak kendi New York biletini hediye ediyor. İyiliksever Rus'un hatırasına bebeğin adına Boris ekleniyor ve ilk isim olarak en çok bu benimseniyor.)

***

Boris Johnson ile ilgili ilginç noktaları en iyi Washington post derlemiş:
Boris Johnson bir zamanlar İngiltere'nin lideri olma olasılığının, Elvis Presley'in Mars'ta görülmesi ya da kendisinin dünyaya yeniden bir zeytin tanesi gelmesi olasılığı ile eşit olduğunu söylüyordu.

İngiltere'nin başına seçimle değil sadece, Muhafazakâr Parti üyesi 160 bin kişinin çoğunluğunun, yani Britanya seçmen toplamının 400'de birinin, posta yoluyla gönderdiği oylar ile geldi. Ancak aynı siyasi olay 2007'de yaşanıp da İşçi Partisi'nden Gordon Brown Başbakan olduğunda, Johnson bunu lanetlemiş ve The Daily Telegraph Gazetesindeki köşesinde 'Bu İngiliz halkının demokratik tercihinin ayaklar altına alınmasıdır. Büyük sahtekârlık!' demişti.

Johnson'un asıl mesleği gazetecilik ve bu nedenle yıllarca Brüksel'de bulundu. Fransızca'yı ana dili kadar iyi konuştuğu halde Fransızları ve Belçikalıları sinirlendirmek için özellikle çok kötü bir Fransızca ile konuşurdu.

Her ne kadar istifa ettiği kabinedeki son görevi Dış İşleri Bakanlığı olsa da, diplomasiye ve diplomatik dile zerre kadar önem vermeyen bir kişi.

Myanmar'a (eski Burma)  2017 yılında yaptığı bir resmi ziyarette Myanmarlıları en kutsal Budist Tapınağında birden şair Rudyard Kipling'in 'Mandalay Yolu' adlı şiirini okumaya başladı. Şiir İngiltere'nin sömürgecilik günlerini özlemle anıyor, defalarca ezdikleri Budistlerin Tanrısını 'Çamurdan bir put' diye aşağılıyordu. Yanındaki İngiliz Büyükelçisi hakaret mısralarına ulaşmadan Johnson'u susturdu.

Dışişleri Bakanlığına gelmeden iki ay önce Spectator Dergisi'nin  'Erdoğan'ı en aşağılayıcı şiir yarışması'na katıldı ve Erdoğan'ı olağandışı aşağılayan ve hakaret eden şiiriyle 1000 sterlinlik ödülü kazandı.  

Daha başkent Londra'nın Belediye Başkanı olmadan, 2002 yılında, Amerikan ırkçılarının siyahi göçmenlerin çocuklarını aşağılayıcı sözcüklerini kullandığı ortaya çıkmıştı. Kendisini televizyon programında sorgulayan ve 'Sizin etnik düşünceleriniz çok alçak seviyede' diyen gazeteciye 'Dertlenmeyin canım. Benim çocuklarımın soy kökünde de çeyrek Kızılderililik var. Yak bir barış çubuğu gitsin...' demişti.

2013 yılında Londra Belediye Başkanı olarak yaptığı konuşmalarda Avrupa Birliği'ne (AB) hoşnutsuzluğunu açıkça belirtmiş ve bir keresinde söyle demişti: Önce, belki de var bile olmayan Yunan zeytinliklerine bizim vergilerimizle teşvik parası ödüyorlar. Sonra da 'lokantalarda ekmeği zeytinyağına daldıramazsın' diyorlar. Biz Ortak Pazar'a, teşvik parası ödemek zorunda kaldığımız zeytinyağını desteklerken, Yeni Zelandalılara ve tereyağlarına ihanet etmek için girmedik.

Kendisine bir AB toplantısında sorulan 'Sizce AB için hangi hayvan uygundur?' sorusuna şu cevabı verdi: Bence AB'ye ıstakoz uyar. Tüm üyeleri ıstakoz ziyafetine çağırırlar, çünkü bilirler ki faturayı, kendileri değil, başkası- genellikle Almanlar- ödeyecek.

Kadınlar konusundaki görüşleri de seksist bulunuyor. 2005 yılı seçim kampanyasında, bir konuşmasında, 'Bize oy verin. Bu sayede eşlerinizin daha büyük göğüsleri olacak ve birer BMW M3 satın alma şansınız artacak' demişti.

2013 yılında Malezya Başbakanı Najib Razak ile birlikte katıldığı panelde Razakın 'Malezya üniversiteleri öğrencilerinin % 68'i kadındır açıklamasına karşı yaptığı 'Evlenecek erkek bulmak zorundalar' esprisi hoş karşılanmamıştı.

2018'de Danimarka'nın Müslüman kadınların burka giymesini yasaklama kararını olumlu bulmuş ve 'Ben o kadınları birer posta kutusuna ya da banka soyguncuna benzetiyorum' demişti.

***

Ağustos, Eylül, Ekim... Boris Johnson'un 'Yaparım' dediklerini gerçekleştirebilmesi için kalan vakti 100 günden az. Artık siyaset saatinin sarkacı onun için hareket ediyor. Tik tak, tik tak...
Başarı olasılığı aslında çok düşük. Vadettiklerini gerçekleştiremeyebileceği gibi, Brexit'ten sert çıkış kararının parlamento tarafından reddedilmesi ve sonuç olarak acil seçime gidilme olasılığı oldukça yüksek. Muhafazakâr Parti, zaten Kuzey İrlanda'nın Protestan ve birleşimci bölümünü temsil eden10 milletvekilinin desteği ile zor ayakta duruyor. (Muhafazakâr Partinin 316 kendi sandalyesi var. Çoğunluk kararı için 220 oy gerekli.)
Bunlar Johnson'u endişelendirir mi? Asla! Başbakanlıkta kısa bir süre bile ona yeter. Çok satan anı kitapları yazar. Eski İngiltere Başbakanı rütbesiyle Amerikan Üniversiteleri'nde yapacağı konuşmalarda alacağı ücret 100 bin dolarları aşar. İngiliz siyasetinin mutlu palyaçosu olarak tarihe geçer. Ya da...

***

İngiltere'yi dışarıdan izleyenler için ilginç, İngiltere toplumu için bakış açısına göre güzel, ilginç veya endişe verici günler başlıyor...