Eski memleket Londra'ya yol göründü. Yarından sonra gideceğim ve bakalım bu kadar kısa sürede Boris İngiltere ve Londra'ya ne kadar hasar vermiş, kime posta koymuş, kimleri aşağılamış,  kimleri utandırmış dostlarımdan dinleyeceğim, öğreneceğim.
Ne de olsa başka bir Trump bu Boris. Ama Türkiye'de onu Türkleştirme haberleri komik ötesi.  Üstelik tarihimizin belki de acı ve sert olaylarından birinin kurbanı ve torunu olmasına rağmen... Dedesini asmışız ama biz hala onun 'Türklüğümle gurur duyuyorum' demesini bekliyoruz.
Hele büyük dedenin Çankırı'nın Olta ilçesinin Kalfat köyünden olması köyü pek sevindirmiş ya... Haberi okuyalım:
Hemşehrilerinin İngiltere Başbakanı olduğunu duyan Kalfatlılar ise köy meydanında bir araya gelerek aldıkları haberin sevincini yaşadı. Köy muhtarı Bayram Tavukçu, Boris Johnson'ın başbakan olmasından mutluluk duyduklarını, Kalfat'a beklediklerini, hemşehrileri olarak İngiltere'ye gidip kendisini tebrik etmek istediklerini söyledi.
Köy sakinlerinden Mustafa Bal da köylerinden ve bir Türk sülalesinden başbakan çıkmasının kendilerini onurlandırdığını söyledi. Bal, "Dünyada liderlik yapabilecek kişiler bu sülaleden çıkabiliyor. Bu da bize onur ve gurur verdi. Buradaki sülalesine Sarıoğlangiller derler. Boris Johnson'ın sarılığı da o sülaleden geliyor zaten" dedi. Köy sakinlerinden Selim Barışkan ise Boris Johnson'u tebrik ettiğini, köylerinin sorunlarının çözülmesinde kendisinden yardım beklediklerini ifade etti.

***

Bu konuda Cumhuriyet Gazetesi'nin ve araştırmacı gazeteciliğin emektarı ve ustası Özgen Acar'ın 6 Ağustos 2019 tarihli yazısını da pek keyifle hatta kahkahalarla okudum. Boris'e Londra sokaklarında rastlarsam ona da anlatacağım. Eminim çok gülecektir. Bu yazıdan alıntı da aşağıda:
Johnson'un aile kütüğüne göz atalım...
Johnson'un dedesinin babası, 'balmumcu kalfası' (bu meslek kayboldu) olan Hacı Ahmet Rıza Efendi, Çankırı'nın Orta ilçesine bağlı Kalfat (halfet-halife anlamında) köyünde 1813'te doğmuş, sonra İstanbul'a göçmüştü.

Hacı Ahmet Riza Efendi'nin ikinci eşi, göçmen Çerkez kızı Hanife Feride'den 1867'de Ali Kemal doğdu. Kalfat köyü, o zaman Çerkeş ilçesine bağlıydı.
'Çerke' ilçemizin  'Kız sen geldin Çerke'ten, pek güzelsin herkesten, farkın yoktur billahi, lepiska saçlı Çerkezde' türküsü ünlüdür! Dolayısıyla, türkünün Hanife Feride için söylenip söylenmediğini bilemeyeceğiz!
Bilinen bir gerçek var...
Kalfat köyünün bugün bağlı olduğu Orta ilçesinin Osmanlılar dönemindeki adı 'Karı Bazarı' idi!
Anlaşılan, Kafkaslardan, Kuzey ülkelerinden gelen, açık tenli, açık saçlı Çerkez kızlarının da saraya, İstanbul'a, Anadolu'ya dağıtımı buradan yapılıyordu.
2008'de, 'Karı Bazar' yazmamdan sonra yöreden, 'İlçemizin adı Orta! Siz ahlaksızsınız' gibilerden çok tepki aldım. Ancak, 1530 tarihli Kanuni Sultan Süleyman dönemi Çankırı haritasını yayımlayınca eleştiriler kesildi!

'Orta ilçes'  ile bağlantılı önemli bir geleneği de bu arada belirtmeliyim. Anadolu mutfağında 'pasta' yoktu, o yörelerden göçen erkekler, 'pasta'yı tanıtıp Türkiye'de 'pasta haneler'  açtılar! Türkiye'deki usta 'pastacıların'  kökeni, Çankırı'nın 'Karı Pazarı-Orta' ilçesidir...
Johnson da 'saçlarının açık rengini' 1500 yıl önce bu yöreye yerleşen 'Kalfat'a gelen Çerkez kızlarına' bağlıyor!

***

Biz gelelim 'herkes'in Türk olmasına. Babama bunu sorduğumda bıyık altından gülerek 'Sen ne diyorsun oğlum' dedi,  'Amerika'ya Bering Boğazı'ndan Alaska üzerinden göç etmiş Türkler var(mış)! Avrupalılardan önce oraya göç etmiş ve Kızılderili kızlarla evlenip yerleşmiş Meluncanlar var(mış). Hatta Meluncanların temsilcisi 90'larda İzmir'e gelmişti. Kendisine İzmir'in anahtarını verdik. Çeşme'den de arsa vermeliydik çünkü onların Çeşme'den olduklarını iddia edenler de var.'
Tabii ki bu bana yetmedi. Araştırmak için hemen internete daldım.
Kimler, kimler, bunların doğruluğunu araştırmadan tartışmadan kabullenip köşe yazıları, sözde incelemeler yazmışlar. Hatta bir tanesi BBC'nin bu iddialarla dalga geçen bir magazin haberini kanıt göstermiş. Referans olarak adlarını vermem lazımdı ama yazımda onları pek de yüceltmiyorum diye vazgeçtim.  
Meluncan hikâyesi zaten ABD'de bu konuda kitaplar yazıp para kazanan bir akademisyenin teorilerine dayanıyor. Mesela şu önemli kanıt(!)lara bir bakın: Meluncanlarda anne kelimesi (Ana) diye geçer. Anadolu insanı gibi yanak yanağa öpüşürler. Silaha düşkündürler. Saz ve kanun gibi çalgıları vardır. Recep ismi yaygındır. Hayır anlamına 'Cık!' kullanırlar. Omuz silkme ve kaldırma yaygındır. Esnafı ilk alışverişinde ilk siftah parasını sakalına sürer. Saate (Watch) değil, (Sat) derler.
Recep ismi de yaygınmış.
(!) Haydaa...
Bu kez de Hürriyet Gazetesi'nin 1.6.2000 tarihli haberine gidelim:
Washington Post'ta yayınlanan bir makaleye göre, 1600 yıllarında Çeşme limanından hareket eden bir grup Osmanlı gemisi Atlantik'e açılır. İçinde yaklaşık 300 leventin yer aldığı gemiler daha sonra Portekizliler tarafından ele geçirildikten sonra leventler Brezilya'ya köle pazarında satılmak üzere yola çıkarılırlar. Bu sırada İngiliz savaş gemileri leventlerimizi köle tacirlerinden kurtarırlar. Sayılarının çok fazla olması nedeniyle leventlerimizin çoğu bir sonraki gemiyle geri gönderilmek üzere Virginia'daki İngiliz üssünde alıkonur.
Wise Üniversitesi Profesörlerinden Brent Kennedy'nin iddiasına göre burada uzun bir süre Osmanlı topraklarına geri dönmeyi bekleyen leventler bir süre sonra sıkılırlar ve bölgedeki Kızılderili halkla karışırlar.
Bugün ABD'de 75 bin Meluncan'ın bulunduğunu ve bunların dışında 250 bin kadar daha Meluncan'ın bulunabileceğini tahmin ettiklerini belirten Brent Kennedy, aslında 400 yıllık süre içinde Meluncan kanının teorik olarak milyonlarca Amerikalıya bulaşmış olabileceğini düşünüyor. Kanıtlamanın zor olduğunu belirten Kennedy, 'Tüm araştırmalarımızın ABD'nin en önemli başkanlarından olan İç Savaş sonrası Kuzey ve Güney'i birleştiren ve köleliği kaldıran Abraham Lincoln'un da büyük bir ihtimalle Meluncan olduğu yönünde, ayrıca Elvis Presley ve Ava Gardner'ın soyu da yine Meluncanlara dayanıyor' diye konuştu. Meluncanların yoğun olarak yaşadıkları Virginia'nın Wise kasabası ile İzmir'in Çeşme ilçesi 5 yıl önce kardeş şehir ilan edilmişlerdi.

***

İşte bunu hepimiz atlamışız!..  Meğer o hayran olduğum, müziğine kurban olduğum Elvis de İzmirli imiş.
Sonunda babam da Meluncan çıkacak galiba... Ben bırakıyorum dünyada herkesin Türk olması işini.
Bırak kardeşim kim ne olursa olsun. İnsan(cıl) olsun yeter...
Not. 1. Kardeşim Efe, babama ABD'den bir paket getirmiş.  Üzerinde '23and me -Ancestry' yazıyor. Kutunun içinden çıkan pamuklu çubukla tükürüğünüzü gönderiyorsunuz, tahlil edip gen kökeninizi ayrıntılarıyla veriyorlar. Acaba ABD'de oturan kardeşim ipucu mu arıyor?
3. Bu arada Meluncan kelimesinin kökeni bilinmiyor. Yaygın kanı, bunun Fransızca karışık anlamına gelen 'Mèlange' sözcüğünün bozumu olabileceği. 'Türk' tezine göre ise malum; bu kelimenin aslı, Osmanlıca'da 'Melun can', yani  'Lanetlenmiş can'.
4. Uzakta olacağım ama yine de yazmaya çalışacağım.